7. Hukuk Dairesi 2015/33262 E. , 2016/688 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının iş akdinin haklı ya da geçerli neden olmaksızın feshedildiğini öne sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, iş akdine haklı nedenle son verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalı işveren tarafından iş akdine haklı yada geçerli bir nedenle son verildiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir. Bu nedenle, geçerli fesih için söz konusu olabilecek sebepler, işçinin iş görme borcunu kendisinden kaynaklanan veya işyerinden kaynaklanan sebeplerle ciddi bir biçimde olumsuz etkileyen ve iş görme borcunu gerektiği şekilde yerine getirmesine olanak vermeyen sebepler olabilecektir. Sonuçta, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
Keza işçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.
Dosya içeriğine göre, davalı işyerinde mağaza sorumlusu olarak çalışan davacının 18.10.2014 tarihinde saat 09:47 de 5,50 TL tava yoğurdu fişi kesmesine karşın tat testinin yapılmamış olduğunun 23.10.2014 tarihinde tespit edilmesi üzerine telefon ile arandığı, davacının telefonda tat testinin 15.10.2014 tarihinde 16.00-18.00 arası yapıldığını beyan etmesine karşın belirtilen tarihte de tat testinin yapılmadığının tespit edildiği ve davacının belirttiği tarihte mağaza dışında olduğu, bu hususların tutanağa bağlandığı ve tutanağın altının davacı tarafından imzalandığı ve imza inkarında bulunulmadığı, 23.10.2014 tarihli savunmasında, tat testinin 15.10.2014 tarihinde yapılmasının planlandığını, o gün toplantıda olduğunu toplantı dönüşünde kontrolünün sağlanacağını, ertesi günde izinli olması nedeniyle 18.10.2014 tarihinde testin yapıldığını düşünerek fişi kestiğini beyan ettiği ancak davalı işveren tarafından davacının savunmasına itibar edilmeyerek davacının eyleminin doğruluk ve bağlılığa uymayan bir davranış olduğu gerekçesiyle iş akdine tazminatsız olarak son verildiği anlaşılmaktadır.
Mağazada kamera kayıtları olduğu ve incelendiği düşünüldüğünde, ürünün mağazada rafta olmamasının tutanak altına alınabileceği ancak bu şekilde bir tutanağın bulunmadığı dolayısıyla davacı tarafından yarar sağlamak maksadıyla fiş kesimi yapıldığının davalı tarafından ispatlanamadığı dikkate alındığında davalı işveren tarafından iş akdine haklı nedenle son verildiği ispatlanamamış ise de, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında güven ilişkisinin zedelendiği, iş ilişkisinin olumsuz etkilendiği, davalı işverenden davacı ile çalışmasının beklenemeyeceği bu nedenle iş akdinin feshinin geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olmuştur.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Karar tarihinde alınması gereken 29,20 TL harçtan peşin yatırılan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,00 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı dosyanın yargıtaya geliş dönüş masrafı dahil toplam 111,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 21/01/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.