Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2020/5397
Karar No: 2020/5676
Karar Tarihi: 02.12.2020

Danıştay 10. Daire 2020/5397 Esas 2020/5676 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/5397
Karar No : 2020/5676

DAVACILAR: 1- … …
24- …
VEKİLLERİ : Av. …
25- … Derneği Genel Merkezi
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVALI : Cumhurbaşkanlığı

DAVANIN_ÖZETİ : Davacılar tarafından; 31/01/2020 tarih ve 31025 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, ... Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla Anayasal düzeni zorla bozmaya kalkışmak suçundan idam cezasına mahkum edilen, anılan Mahkemenin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ek kararı ile cezası 4771 sayılı Kanun'un 1. maddesinin (A) fıkrası uyarınca müebbet ağır hapis cezasına, 5190 sayılı Kanun ile yetkili ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve … değişik iş sayılı kararı ile 5218 sayılı Kanun'un 1., 2. ve geçici 11. maddesi gereğince ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülen ve yine aynı Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı ek kararı ile cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olarak düzeltilen …'ın kalan cezasının Adalet Bakanlığı'nın … tarih ve … sayılı yazısı ekinde gönderilen Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun … tarih ve … sayılı raporu sebebiyle Anayasa'nın 104. maddesinin 16. fıkrası hükmü uyarınca kaldırılmasına ilişkin … tarih ve 2083 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptali ve yürütülmesinin durdurulması istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...

DÜŞÜNCESİ : Davacıların yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmesini teminen davalı idarenin savunmasının alınması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, davacıların yürütmenin durdurulması istemleri hakkında bir karar verilmeksizin dava dilekçesi öncelikle 2577 sayılı Kanun'un 14/3-g maddesi gereğince anılan Kanun'un 5. maddesine uygun olup olmadığı yönünden incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. maddesinde, idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı, dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adreslerinin, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin gösterileceği, dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olacağı, 5. maddesinde de, her bir idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi ya da hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçeyle dava açılabileceği, birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için ise, davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması gerektiği hükmü yer almıştır.
Anılan Kanun'un 14. maddesinin üçüncü fıkrasında ise; dilekçelerin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve aynı Kanun'un 3 ve 5. maddelerine uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği hükmüne yer verilmiş; 15/1-d maddesinde de, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olmadıklarının tespiti halinde, otuz gün içinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere reddedileceği kurala bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davanın, davacı gerçek kişilerin 02/07/1993 tarihinde Sivas ilinde bulunan Madımak Oteli ve çevresinde gerçekleşen olaylar neticesinde vefat eden şahısların aileleri olduğu, vefat eden şahısların çoğunluğunun davacı Derneğin üyesi oldukları ve anılan tarihte etkinliği davacı Derneğin düzenlediği ileri sürülerek avukatlar aracılığıyla açıldığı, Dairemizin 07/07/2020 tarih ve E:2020/1945, K:2020/2626 sayılı kararıyla; 07/04/2020 tarihli ara kararı ile davacılardan 02/07/1993 tarihinde Sivas ilinde bulunan … Oteli ve çevresinde gerçekleşen olaylar neticesinde vefat eden şahısların aileleri olduklarını ve yakınlık derecelerini gösterir bilgi ve belgeleri sunmalarının istenmesine rağmen 23/06/2020 tarihli dilekçe ekinde bu hususa ilişkin somut bilgi ve belgeler sunulmaması nedeniyle davacı gerçek kişiler ile dava konusu işlem arasında menfaat ilgisi bulunup bulunmadığı açıkça ortaya konulamadığı, davacılardan …'ın Almanya Federal Cumhuriyeti vatandaşı olması nedeniyle bu davacıya ilişkin herhangi bir UYAP sorgulaması yapılması mümkün olmadığı gibi, dosya kapsamında bu davacı yönünden de dava konusu işlem ile arasında menfaat ilgisi bulunup bulunmadığına ilişkin herhangi somut bilgi veya belge bulunmadığı, 2577 sayılı Kanun'un 3. maddesi uyarınca, dosyada taraf olan gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının gösterilmesi gerekmekte iken davacılardan … ve …'a ilişkin olarak dava dilekçesinde bildirilen Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları geçersiz olup UYAP sistemine kayıtlarının mümkün olmadığı, dava dilekçesinin bu yönlerden 2577 sayılı Kanun'un 3. maddesine aykırı olduğu, davacılar tarafından 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde yer alan menfaat ihlali koşulunun ortaya konulabilmesi için, her bir davacının dava konusu işlemle ihlal edildiği ileri sürülen doğrudan, meşru, kişisel ve güncel menfaatinin açık bir biçimde ortaya konulması amacıyla 02/07/1993 tarihinde Sivas ilinde bulunan … Oteli ve çevresinde gerçekleşen olaylar neticesinde vefat eden şahısların aileleri olduklarını, hangi davacının olayda vefat eden hangi şahsın yakını olduğunu ve yakınlık derecelerini gösterir bilgi ve belgelerin dava dilekçesi ekinde sunulması, davacılar … ve …'a ait geçerli Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralarının bildirilmesi gerektiği, 30/01/2020 tarihinde tesis edilen dava konusu işlemden ve 12/03/2020 tarihinde açılan davadan önce (28/04/2018 ve 14/10/2109 tarihlerinde) vefat ettiği anlaşılan davacılar … ve …'ün bakılan davanın açıldığı tarih itibarıyla hak ehliyetlerinin ve davacı sıfatıyla taraf ehliyetlerinin bulunmadığı, bu bağlamda dava tarihinden önce vefat eden davacılar … ve … ile diğer davacıların hak ve menfaatlerinde iştirak bulunmadığı ve müşterek dilekçe ile dava açabilmelerinin mümkün olmadığı, dava dilekçesinin bu yönden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 5. maddesine uygun olmadığı gerekçeleriyle dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanun'un 3. ve 5. maddeleri yönünden reddine karar verildiği, bu kararın davacılar vekiline 26/09/2020 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine 16/10/2020 tarihli yenileme dilekçesinin sunulduğu anlaşılmaktadır.
16/10/2020 tarihli yenileme dilekçesinde, 07/07/2020 tarihli dilekçe ret kararımıza istinaden ... ve … ile birlikte nüfus kayıt örneklerine ulaşılamadığından bahisle …, …, … ve … davacılar arasından çıkarılmış ve davacılara ait nüfus kayıt örnekleri dilekçe ekinde sunulmuş ancak 12/03/2020 tarihli ilk dava dilekçesinde yer almayan "…", "…" ve "…" isimli şahıslara davacılar arasında yer verilmiştir.
16/10/2020 tarihli yenileme dilekçesi üzerine bakılmakta olan dava yeni bir dava olmayıp, … tarih ve E:…, K:… sayılı dilekçe ret kararına konu davanın devamı niteliğinde olduğundan, dava konusu işlemin 31/01/2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandığı da göz önüne alındığında, 12/03/2020 tarihli dava dilekçesinde yer almayan davacılara yenileme dilekçesinde yer verilmesi, bir başka deyişle 12/03/2020 tarihli dava dilekçesinde yer almayan …, … ve … isimli davacılar ile diğer davacıların müşterek dilekçe ile dava açabilmelerinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, dava dilekçesinin bu yönden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 5. maddesine uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-d maddesi uyarınca bu kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde 5. maddeye uygun şekilde yeniden düzenlenecek ayrı ayrı dilekçelerle, gerekli harç ve masrafları yatırmak suretiyle dava açmakta serbest olmak üzere DAVA DİLEKÇESİNİN REDDİNE, 2577 sayılı Kanun'un 15/5. maddesi hükmüne göre dilekçenin reddi üzerine yeniden verilen dilekçede de aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hususunun davacılara duyurulmasına, yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, … TL yürütmenin durdurulması harcı ile posta avansından artan kısmın istemleri halinde davacılara iadesine, 02/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 5. maddesinde, birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için, davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması gerektiği hükmü yer almaktadır.
Dava, davacı gerçek kişilerin 02/07/1993 tarihinde Sivas ilinde bulunan … Oteli ve çevresinde gerçekleşen olaylar neticesinde vefat eden şahısların aileleri olduğu, vefat eden şahısların çoğunluğunun davacı Derneğin üyesi oldukları ve anılan tarihte etkinliği davacı Derneğin düzenlediği ileri sürülerek açılmış, 16/10/2020 tarihli yenileme dilekçesi ekinde de davacı gerçek kişiler ile dava konusu işlem arasında menfaat ilgisini ortaya koyacak nüfus kayıtları sunulmuştur.
12/03/2020 tarihli ilk dava dilekçesinde yer almayıp 16/10/2020 tarihli yenileme dilekçesinde yer alan davacılar …, … ve … isimli davacılara ait nüfus kayıt örneklerinin incelenmesinden dava konusu işlem ile aralarında menfaat ilgisi bulunduğu anlaşılmakta olup bu davacıların 31/01/2020 tarih ve 31025 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptali istemiyle dava açma ehliyetlerinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; davacılar …, … ve … ile diğer davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunduğu ve davaya yol açan hukuki sebebin aynı olduğu açık olduğundan …, … ve … isimli davacılar ile diğer davacıların müşterek dilekçe ile dava açabilmelerinin mümkün olduğu, bahsi geçen kişilerle ilgili olarak ilk inceleme üzerine verilmesi muhtemel kararların dosyanın tekemmülü sağlandıktan sonra ve esasa ilişkin karar aşamasında da verilebileceği görüşüyle dava dosyasının tekemmülü sağlanarak öncelikle yürütmenin durdurulması isteminin ve akabinde uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerektiği oyu ile aksi yönde oluşan Daire kararına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi