
Esas No: 2016/2023
Karar No: 2020/5633
Karar Tarihi: 02.12.2020
Danıştay 10. Daire 2016/2023 Esas 2020/5633 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/2023
Karar No : 2020/5633
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …
İSTEMİN_KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Belarus Cumhuriyeti vatandaşı olan davacının, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak istemiyle yaptığı başvurunun aile birliği ile bağdaşmayacak faaliyette bulunduğundan bahisle reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının Emniyet Genel Müdürlüğünce hakkında yapılan arşiv araştırması neticesinde 2007 yılında ... Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada 'fuhuş yaptırmak'' suçundan mağdure olarak işlem gördüğü, 07/07/2009 tarihinde Türk vatandaşı …'yla evlendiği, evliliklerinden ortak çocuklarının olmadığı, davalı idarenin davacının vatandaşlığa alınma talebini 5901 sayılı Kanunu'nun 16/1-b maddesi uyarınca ''aile birliği ile bağdaşmayacak faaliyette bulunmama'' şartını sağlamadığı için reddettiği, vatandaşlığa kabul işleminin 5901 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca ilgili şahıs bütün şartları taşısa bile davalı idarenin takdirinde olduğu, Danıştay'ın yerleşik içtihatları doğrultusunda vatandaşlığa kabul işlemlerinin Devletin hükümranlık alanında olduğu, ilgili şahıs şartları taşısa dahi devletin vatandaşlığa kabulle yükümlü olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının başvurusunun reddine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 2009 yılından beri eşi ile evli olduğu, 2007 yılındaki olayda mağdur olduğu, Türk Vatandaşlığı için kanunda aranan şartları taşıdığı ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kabulü ile idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Belarus Cumhuriyeti vatandaşı olan davacı, 07/07/2009 tarihinde … isimli Türk vatandaşıyla evlenmiş; 13/11/2013 tarihinde evlilik yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma yolundaki başvuru sonrasında düzenlenen ön inceleme araştırma formunda mahalli tahkikatlar neticesinde evliliğin normal bir evlilik olduğunun anlaşıldığı, davacının evliliği yönünden herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadığı tespitlerine yer verilmiş; 01/04/2015 tarihinde yapılan mülakat neticesinde davacının 2009 yılından beri Türk vatandaşı ile evli olduğu, müşterek çocuklarının olmadığı, evliliklerinin aynı çatı altında fiilen devam ettiği, birbirlerini ve ailelerini iyi derecede tanıdıkları, davacının 5901 sayılı Kanunun 16. maddesinde aranan şartları taşıdığı bildirilmiş; 2007 yılında Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada 'fuhuş yaptırmak' suçundan mağdure olarak işlem görmüş olması nedeniyle davacının durumu olumsuz olarak değerlendirilmiş ve başvurusu İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile aile birliği ile bağdaşmayacak faaliyette bulunduğundan bahisle 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca reddedilmiş, bu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun ''Yetkili Makam Kararı İle Türk Vatandaşlığının Kazanılması'' başlıklı 10. maddesinde, Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancı, bu Kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilir. Ancak, aranan şartları taşımak vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamaz.'' hükmü; "Türk Vatandaşlığının Evlenme Yoluyla Kazanılması" başlıklı 16. maddesinde, "Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;
a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama, şartları aranır.
(2) Başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde birinci fıkranın (a) bendindeki şart aranmaz.
(3) Evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan yabancılar evlenmenin butlanına karar verilmesi halinde evlenmede iyiniyetli iseler Türk vatandaşlığını muhafaza ederler." hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5901 sayılı Kanun'un 16. maddesinde yer alan hüküm uyarınca davacının ancak evlilik tarihinden sonra evlilik birliği ile bağdaşmayan bir faaliyetinin bulunduğunun tespit edilmesi halinde vatandaşlık başvurusu bu sebebe dayanılarak reddedilebilecektir
Davacı hakkında her ne kadar 2007 yılında … Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada 'fuhuş yaptırmak' suçundan mağdure olarak işlem yapılmış ise de, dosya kapsamında davacının Türk vatandaşı ile evlendiği 07/07/2009 tarihi sonrasında evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunduğuna ilişkin herhangi bir tespit bulunmaması, ön inceleme araştırma formunda mahalli tahkikatlar neticesinde evliliğin normal bir evlilik olduğunun anlaşıldığı, davacının evliliği yönünden herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadığı tespitlerine yer verilmiş; 01/04/2015 tarihinde yapılan mülakat neticesinde davacının 2009 yılından beri Türk vatandaşı ile evli olduğu, müşterek çocuklarının olmadığı, evliliklerinin aynı çatı altında fiilen devam ettiği, birbirlerini ve ailelerini iyi derecede tanıdıkları, davacının 5901 sayılı Kanunun 16. maddesinde aranan şartları taşıdığı, 26/06/2014 tarihinde yapılan mülakat neticesinde 2009 yılından beri Türk vatandaşı ile evli olduğu, müşterek çocuklarının olmadığı, evliliklerinin aynı çatı altında fiilen devam ettiği, birbirlerini ve ailelerini iyi derecede tanıdıkları, davacının 5901 sayılı Kanunun 16. maddesinde aranan şartları taşıdığı tespitlerine yer verildiği görüldüğünden, davacının başvurusunun 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, davanın reddi yönünde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/12/2020 tarihinde oy çokluğuyla, karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanun'un, Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması" başlıklı 16. maddesinde" (1) Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;
a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama,
şartları aranır..." düzenlemesi yapılmıştır.
Türk vatandaşının, bir yabancı ile evlenmesi halinde, yabancı olan eşin evlilik yolu ile vatandaşlık talebinde bulunması durumunda, 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesi ile yabancının, Türk vatandaşlığını kazanmak için başvurabilmesinin asgari koşulunun üç bent halinde sayıldığı, bunların birlikte aranacağının belirtildiği, "millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama" şartının bir mahkumiyete bağlanmadığı; idarece değerlendirme yapılırken özellikle; uyuşturucu, kaçakçılık, hırsızlık, fuhuş, terör ile ilgili vakaların dikkate alındığı görülmektedir.
Mutlak anlamda kişiye sıkı sıkıya bağlı olan evlenme kararı, Türk vatandaşlarının kişisel tercihi iken; Türk vatandaşı ile evlenen yabancının vatandaşlığa kabulü; kamu hizmetine girme, sosyal güvenlik kurumlarından yararlanma, seç seçilme hakkı kazanma gibi... kamusal sonuçlar doğurduğundan; başvuruda bulunan yabancının, mevzuatta aranan asgari şartları taşıyıp taşımadığına ilişkin davalı idarece gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra, vatandaşlık isteminin kabul edilip edilmeyeceği hususunda yapılacak değerlendirmede geniş bir takdir hakkı bulunduğu tartışmasızdır.
Dava dosyası incelendiğinde; davacının Türk vatandaşlığına alınması talebiyle yapmış olduğu başvurunun incelendiği ve istemin reddi yönünde tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenle, davacının başvurusunun reddi yönünde tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararının, onanması gerektiği oyu ile Daire kararına katılmıyorum.
(XX)-KARŞI OY :
Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuran bir yabancının, 5901 sayılı Kanun'da belirlenen şartların varlığı halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığına alınabileceği anlaşılmakla birlikte; vatandaşlığın bir bireye verilmesi egemenlik hakkıyla doğrudan ilgili olduğundan, aranan şartları taşımış olmanın vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak kazandırmayacağı açıktır.
Bu durumda, vatandaşlık vermek devletin hükümranlık hakkı olduğundan, Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle başvuruda bulunan bir yabancı hakkında Kanun'da belirtilen şartları taşısa dahi devlet tarafından hükümranlık hakkı kullanılarak vatandaşlık verilmeyebilir.
Bu haliyle hükümranlık yetkisi dahilinde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
