11. Hukuk Dairesi 2011/15552 E. , 2013/339 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/05/2011 tarih ve 2007/59-2011/186 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin ...’nin bağlı ortaklıklarından birisi olduğunu, davalıların müvekkili şirketin müdürler kurulunda görev yaptıkları süre içinde dava dışı ... uyruklu ... firması ile danışmanlık sözleşmesi yaptığını, ... yönetim kurulu tarafından sözleşmenin devam ettirilmemesi yönünde alınan karara rağmen davalıların sözleşmeyi devam ettirerek bir kısım ödemeler yaptıklarını, bu nedenle müvekkili şirketin zarar ettiğini ileri sürerek, toplam 1.760.089,92 USD ve 77.000 İsviçre Frangı ile 43.439 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... dışındaki davalılar vekilleri ayrı ayrı, zamanaşımı def"i ile birlikte davanın reddini istemişlerdir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şirket müdürü olan davalılar hakkında TTK’nın 341. maddesi gereği genel kuruldan sorumluluk davası açılması yönünde karar alınması gerektiği, davacı tarafa bu eksikliğin giderilmesi için verilen süreye rağmen dava şartının tamamlanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, davacı şirketin eski yöneticileri oldukları ileri sürülen davalılar hakkında şirketi zarara uğrattıkları iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Dairemiz`in yerleşik uygulamasına göre, TTK.nun 341. maddesi uyarınca, böyle bir davanın şirket adına açılabilmesi için genel kurulda dava açılması yönünde karar alınması, davanın denetçilerden en azından biri tarafından asaleten yada vekil aracılığı açılması gerekmektedir. Ancak, açıklanan koşullar dava şartı olmayıp, sonradan da tamamlanabilir. Dolayısıyla, bu yöndeki usuli eksiklik davanın hemen reddini gerektirmez.
Somut olayda, mahkemece, davacı taraftan sorumluluk davası açılmasına ilişkin, varsa genel kurul kararının ibrazı için süre verilmiş ve verilen bu süre içinde genel kurul kararının ibraz edilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de, yukarıda yazılı açıklamada olduğu üzere mahkemece tesis edilen ara karar yeterli nitelikte değildir.
Bu durumda; mahkemece, HUMK.nun 39-40. madde hükümleri uyarınca, davacı tarafa süre ve gerektiğinde kesin süre verilerek, genel kurulca açıklanan şekilde bir karar alınmasına ve şirketin denetçilerinin davayı takip etmesine veya vekaletname vermelerine olanak tanınmak, bu koşullar yerine getirilmeden esasa girilmemek, verilen süre içerisinde bu koşullar yerine getirilmez ise dava reddedilmek gerekirken, davadan önce sorumluluk davası açılmasına yönelik alınmış bir genel kurul kararının bulunmadığı gerekçesiyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.