Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı, borçlular ...........Ltd.Şti. aleyhlerine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe geçmiştir. Borçlulardan .........Ltd.Şti vekili icra mahkemesine başvurarak, takip konusu borçla bir ilgilerinin  bulunmadığını, alacaklı ile hiçbir alışverişleri olmadığını ileri sürerek  takibin iptalini istemiştir.
Alacaklı vekilinin 30.9.2009 tarihli oturumda, şikayetçi borçlunun takip borçlusu olmadığını kabul ettiği, takip dosyasında açmış olduğu 20.9.2009 tarihli talebinde de aynı doğrultuda beyanda bulunduğu görülmektedir.
Ayrıca esas borçlu şirket yetkilisi, takip dosyasına 3.9.2009 tarihinde beyanda bulunarak, esas borçlu şirketin ........Ltd.Şti.olduğunu bildirmiş ve bu şirkete ait imza sirkülerini de dosyaya ibraz etmiştir.
Açıklanan bu maddi olgu karşısında, mahkemece şikayetçi borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.