17. Hukuk Dairesi 2015/4400 E. , 2017/9894 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin yolcusu olduğu, davalıya zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk ... poliçesiyle sigortalı otobüsün tek taraflı trafik kazası yapması sonucu müvekkilinin geçici ve sürekli işgöremezliğe uğradığını, müvekkilinin bilgisayar alım satım donanım yazılım işleri ve internet aboneliği işlemleri ile geçimini sağladığını beyanla, belirsiz alacak davası olarak 100 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle talebini 200.000 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, ıslah edilen davanın kabulü ile 200.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda mahkemece ... Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan rapor esas alınarak hesaplama yaptırılmıştır. 1.5.2011 kaza tarihi itibari ile Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği yürürlükte olup bilirkişi raporunda maluliyetin neye göre belirlendiği belirtilmediğinden rapor denetime elverişli değildir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi"nden kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği"ne uygun şekilde rapor alınarak taraflara tebliğ edilip sonucuna göre (davalı lehine oluşan kazanılmış haklar da gözetilerek) karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
3- Kabule göre de;
a) Dava dilekçesinde davacının bilgisayar alım satım donanım yazılım işleri ve internet aboneliği işlemleri ile geçimini sağladığından bahsedilmiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanları ve yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre davacının geliri asgari ücretin 5,82 katı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Davacı Bağ-kurlu olup sosyal ekonomik durum araştırmasına göre bilgisayar alım satım donanım yazılım işleri ve internet aboneliği işlemleri ile ilgili işyeri çalıştırmaktadır. Bu durumda mahkemece davacının 1.5.2011 kaza tarihindeki işyeri davacıdan sordurularak kaza tarihi itibariyle ve geriye doğru 2-3 yıllık vergi kayıtları ilgili yerden getirtilmek ve ...’ndan karşılaştırılmak suretiyle gerçek geliri belirlenerek, (2) nolu bent gereği aldırılacak maluliyet raporuna göre tespit edilecek sürekli işgöremezlik süresi bakımından gerçek gelire göre hesaplama yaptırılması, geçici işgöremezlik süresi bakımından ise kaza tarihi itibariyle ilgili işyerinde kazanılan gelirin elde edilmesinde davacının kişisel katkısı belirlenerek, geçici işgöremezlik döneminde aynı işin görülmesi için davacının yerine başka birisinin aylık ne kadar ücretle çalıştırılabileceği hususlarında alanında uzman bilirkişiden rapor aldırılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
b) Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.
Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda pasif dönemde asgari geçim indirimi yapılıp yapılmadığı açık olmadığından rapor denetime elverişli değildir. Pasif dönem zararının, asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinden ve bu husus hükme esas alınan bilirkişi raporunda açık olmadığından mahkemece aynı bilirkişiden bu yönde ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 31/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.