17. Hukuk Dairesi 2017/739 E. , 2017/9891 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat-itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl-birleşen dava davalısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, asıl davada; müvekkiline ait ve davalıya kasko sigortalı araçta 23/11/2009 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucu hasar meydana geldiğini, hasar tespiti yaptırdığını, davalıya başvuru yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığını beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, birleşen davada; dava değerini 133.057,92 TL göstererek, müvekkiline ait ve davalıya kasko sigortalı araçta 23/11/2009 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucu hasar meydana geldiğini, hasar tespiti yaptırdığını, davalıya başvuru yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığını, hasar bedelinin tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, %20 ... inkar tazminatına hükmedilmesini, davaların birleştirilmesini talep etmiştir.
Asıl-birleşen dava davalısı vekili, asıl davanın reddi gerektiğini savunmuş, birleşen davada iki yıllık zamanaşımının dolduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl davanın kabulü ile 5.000,00 TL"nin 23/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ... şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşen davanın kabulü ile ... 11. ... Müdürlüğünün 2012/9000 takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile 95.000,00 TL asıl alacak 38.057,92 TL işlemiş faizi olmak üzere takibin toplam 133.057,92 TL üzerinden devamına,
davacının ... inkar tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiş; hüküm asıl-birleşen dava davalısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, asıl davada zamanaşımı itirazının süresinde ileri sürülmemiş olmasına göre, asıl-birleşen dava davalısı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Asıl dava kasko ... sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.3.1 maddesine göre sigortacı, hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren en geç 15 gün içinde gerekli incelemeleri tamamlayıp hasar ve tazminat miktarını tespit edip, sigortalıya bildirmek zorundadır. ... alacağı hasara ilişkin belgelerin sigortacıya tesliminden 15 gün sonra muaccel olur. Olayın sigortacıya ihbarı üzerine en geç 15 gün içinde ... eksperi tarafından gerçek zararın tespitinden sonra ... şirketinin ... teminatını ödeme yükümlülüğünün doğduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda, asıl davada davaya konu riziko 23.11.2009 tarihinde meydana gelmiş ve ekspertiz raporuna göre riziko 25.11.2009 tarihinde davalı sigortacıya ihbar edilmiştir. Bu durumda mahkemece ihbar tarihi olan 25.11.2009 tarihine 15 gün ilave edilerek 11.12.2009 tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi gerekirken, talep gibi kaza tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi doğru değil, bozma sebebi ise de; bu konudaki yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK"nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle, mülga 1086 Sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca asıl davadaki hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Birleşen dava kasko ... sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Kasko ... sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat talepleri ... ettiren ile sigortacının tarafı olduğu sözleşmeye dayanmakta olup, bu davalar 6762 Sayılı TTK’nın 1268. maddesi (6102 Sayılı TTK’nın 1420. maddesi) gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu düzenleme Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının C.9. maddesinde de açıkça ve aynen yer almaktadır. 6762 Sayılı TTK’nın 1292. ve 1299. maddeleri (6102 Sayılı TTK’nın 1446. ve 1427. maddeleri) hükmü uyarınca zamanaşımı süresinin başlangıcı alacağın muaccel olduğu gün, yani sigortalının rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği günden itibaren başlayan 5 günlük ihbar tarihinin son günüdür.
Birleşen dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 158. maddesinde ‘‘Dava veya def’i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir.’’ hükmü yer almaktadır.
Somut olayda birleşen dava davalısı vekili cevap dilekçesinde birleşen dava bakımından süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğu halde, mahkemece bu konuda olumlu olumsuz herhangi bir karar verilmemiştir. Kaza tarihi 23.11.2009 olup davacı sigortalı kazayı davalı sigortacısına 25.11.2009 tarihinde ihbar etmiştir. Davacı tarafça dava açılmadan önce yaptırılan tespite göre araç hasarı 100.000 TL’dir. Davacı tarafından işbu davadaki aynı kazaya ilişkin olarak aynı davalıya karşı öncelikle ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/369 Esas sayılı dosyası ile, hasar tespit raporu alındığı belirtilip fazlaya dair haklar saklı tutularak 8.000 TL hasar bedeli talepli olarak 27.5.2011 tarihinde dava açılmış, dava gider avansı verilen kesin süreden sonra yatırıldığından bahisle 24.1.2012 tarihinde usulden reddedilmiş, hüküm temyiz edilmeden 14.6.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Bunun üzerine davacı tarafça aynı kaza için davalıya karşı, hasar tespit raporu alındığı belirtilip fazlaya dair haklar saklı tutularak 5.000 TL hasar bedeli talepli olarak 20.6.2012 tarihinde asıl dava açılmış, yine 20.6.2012 tarihinde aynı kaza nedeniyle davada saklı tutulan fazlaya ilişkin haklar için davalı aleyhine asıl alacak olarak 95.000 TL hasar bedeli ve ferileriyle birlikte ... takibi başlatılmış, davalı tarafça borca itiraz edilmesi üzerine, itirazın iptaline dair birleşen dava 95.000 TL asıl alacak ve ferileriyle birlikte toplam 133.057,92 TL üzerinden 24.6.2013 tarihinde açılmış, davalı tarafça cevap dilekçesinde davanın 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı ileri sürülmüştür. Mahkemece zamanaşımı itirazı yönünden herhangi bir karar verilmediğinden 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 158. maddesi de tartışılmak suretiyle zamanaşımı konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi için birleşen davadaki hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
4- Kabule göre de; asıl-birleşen dava davalısı vekili ... takip dosyasında faizin yanlış hesaplandığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan hukukçu bilirkişi raporunda faizin talep gibi doğru olduğu belirtilmekle yetinilmiş, açıkça faiz hesaplaması yapılmamıştır. Eksik inceleme ile karar verilemez. Bu durumda mahkemece birleşen davada ... 11. ... Müdürlüğü’nün 2012/9000 takip sayılı dosyasında işlemiş faiz hesabının açıkça ve denetime elverişli şekilde hesaplanması için ek bilirkişi raporu aldırılması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl-birleşen dava davalısı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl-birleşen dava davalısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davada (1) nolu hüküm fıkrasındaki ‘‘23/11/2009’’ ibaresinin çıkartılarak yerine ‘‘11.12.2009 temerrüt’’ ibarelerinin yazılmasına ve asıl davadaki hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle asıl-birleşen dava davalısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile birleşen davadaki hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dava davalısına geri verilmesine 31.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.