
Esas No: 2016/9731
Karar No: 2020/5520
Karar Tarihi: 03.12.2020
Danıştay 5. Daire 2016/9731 Esas 2020/5520 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/9731
Karar No : 2020/5520
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) Diyarbakır Müdürlüğünde kadro karşılığı sözleşmeli personel olarak görev yapan davacının, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Personel Yönetmeliği'nin 99. maddesinin 1. fıkrasının (n) bendi uyarınca, Kademe İlerlemesinin Durdurulması Cezası ile cezalandırılmasına ve aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca, bu cezanın "Brüt sözleşme ücretinden 1/4 oranında kesinti yapılmak" suretiyle uygulanmasına ilişkin TRT Genel Müdürlüğü Disiplin Kurulunun … günlü ve … sayılı kararının iptali ile yapılan kesintinin iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının çalıştığı birimde sorumlu şube müdür yardımcısı olan amiri hakkında, kendisine psikolojik baskı uyguladığı yönündeki iddialarının, amir hakkında açılan soruşturma kapsamında sübuta ermediği yönünde kanaat belirtilmiş ise de, soruşturma kapsamında ismi geçen iki personelin daha amir hakkında benzer ifadelere yer verdiği, dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden davacının sistematik psikolojik tacize uğradığı yönünde kuvvetli emareler bulunduğu, şikayetine konu olan eylemler ile ilgili olarak kesin bir delil ortaya konulamamakla birlikte, psikolojik baskı altında amiri tarafından gerçekleştirildiği ileri sürülen eylemlere yönelik şikayet hakkının kullanılmasının, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Personel Yönetmeliğinin 99. maddesinin 1. fıkrasının (n) bendinde ifade edilen "uydurma şikayet ve ihbar" olarak kabul edilmesine ve buna bağlı olarak davacının anılan mevzuat hükmü gerekçe gösterilerek disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline, tazminat isteminin kabulü ile davacının brüt sözleşme ücretinden yapılan 1/4 oranındaki kesintinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı hakkında yürütülen idari soruşturma kapsamında alınan ifadeler ile dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığı açık olup, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) Diyarbakır Müdürlüğünde kadro karşılığı sözleşmeli personel olarak görev yapmakta iken, şube müdür yardımcısı olan amirinin personel arasında ayrımcılık yaptığı, kendisine psikolojik baskı uyguladığı, kötü bir uslüp kullandığı ve kendisini sözlü olarak tehdit ettiği yönündeki 06/02/2013 tarihli dilekçesi ile şikayette bulunmuştur.
Davacının şikayeti üzerine, 18/02/2013 tarihli makam olur'u ile, şube müdür yardımcısı olan amir hakkında idari soruşturma başlatılmıştır.
Yapılan soruşturma sonucu düzenlenen 12/12/2013 tarihli soruşturma raporunda; şube müdür yardımcısı amir hakkında, şikayetçi iddialarını doğrular nitelikte kesin bir kanaate varılamadığı belirtilmiş, öte yandan, davacı hakkında, Sözleşmeli Statüde İstihdam Edilen Personel Sözleşmesinin Eki Disiplin ve Görevden Uzaklaştırma Hükümlerinin Sözleşmenin Feshi Cezasını gerektiren 3. maddesi 1. fıkrasının (b-7) bendi kapsamında, ''kurum personeli hakkında uydurma şikayet ve ihbarda bulunmak'' hükmü uyarınca sözleşmenin feshi cezası ile cezalandırılması yönünde teklifte bulunulmuş, bu teklif doğrultusunda davacının, TRT Genel Müdürlüğü Disiplin Kurulunun … günlü ve … sayılı kararı ile, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Personel Yönetmeliği'nin 99. maddesinin 1. fıkrasının (n) bendi uyarınca, Kademe İlerlemesinin Durdurulması Cezası ile cezalandırılmasına ve aynı maddenin 2. fıkrası hükmü uyarınca bu cezanın "Brüt sözleşme ücretinden 1/4 oranında kesinti yapılmak" suretiyle uygulanmasına karar verilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 129 maddesinin ikinci fıkrasında, "memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez." hükmüne yer verilerek, savunma alınmadan kamu görevlilerine disiplin cezası verilemeyeceği anayasal olarak güvence altına alınmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 130. maddesinde ise, "Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır." hükmüne yer verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 14/07/1998 tarih ve 1997/41, 1998/47 sayılı kararında, herkesin kendisine yönelik isnadın nedeninden ve niteliğinden en kısa zamanda, anladığı bir dille ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek hakkına sahip olduğu; olayı, isnadın nedenini ve hukukî niteliğini bilmeyen kişinin kendisini yeterince savunamayacağının açık olduğu, bu hususun, savunma hakkının temelini oluşturduğu belirtilmek suretiyle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "savunma hakkı"na ilişkin 6. maddesi de dikkate alınarak savunma hakkının niteliği ve önemi vurgulanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi, kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme de sahiptirler.
Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır.
Disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak soruşturma yapılması zorunlu olduğu gibi, soruşturmanın belirli usuller çerçevesinde yapılması da isnada maruz kalanların hukuki güvencesidir. Bu itibarla, disiplin cezası vermeye yetkili mercilerce kamu görevlilerinin disiplin suçu sayılacak eylemlerinin işlenildiğinin öğrenilmesi halinde, bir muhakkik tayin edilerek disiplin soruşturması açılması, muhakkik tarafından soruşturulanın lehine ve aleyhine olan tüm bilgi ve belgeler toplanmak ve bilgi sahibi olanların ifadeleri ile ilgilinin ne ile suçlandığı açıkça belirtilerek savunması alınmak suretiyle yasal süresi içerisinde soruşturmanın tamamlanması, yürütülen soruşturma sonucunda, adli, idari ve disiplin yönünden soruşturulan hakkında muhakkikin kanaat ve teklifinin de yer aldığı soruşturma raporunun hazırlanarak raporun disiplin cezası vermeye yetkili amire veya kurula sunulması ve bunun üzerine yetkili amir ve kurullarca soruşturma dosyası incelenerek karar verilmesi hukuki güvenlik ilkesinin gereğidir.
Olayda, yukarıda yer verilen disiplin ilkeleri doğrultusunda, şube müdür yardımcısı amir hakkında, şikayet konusu iddialara ilişkin olarak verilen18/02/2013 tarihli makam Olur'unun ardından başlatılan idari soruşturma sürecinde, amir hakkındaki şikayet konusu hususların doğru olduğu yönünde kesin bir kanaate varılamadığı, öte yandan aynı soruşturma kapsamında davacı hakkında disiplin cezası tesisi yönünde teklif getirilmiş ve ardından dava konusu işlem tesis edilmiştir.
Bu durumda, dava konusu edilen işlemde davacının işlediği kabul edilerek cezalandırılmasına dayanak alınan "kurum personeli hakkında uydurma şikayet ve ihbarda bulunmak" eylemi yönünden ayrıca bir soruşturma yapılmadığı anlaşılmakta olup, soruşturma aşamasında saptanan bu fiil yönünden yeni bir soruşturma oluru alınarak davacı lehine ve aleyhine olan tüm deliller araştırılmadan tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönünde verilen İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
