17. Hukuk Dairesi 2016/12419 E. , 2017/9278 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; 15/02/2010 tarihinde sürücü ... sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı otomobil ile ... plakalı otomobilin çarpışması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı, ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili ..."ın bedeni hasara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın ihbar tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, davacı vekili 21.01.2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 39.333,74 TL"ye artırarak 39.433,74 TL"sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının başvurusu üzerine 4/616217 nolu hasar dosyasının açıldığını, 03/08/2012 tarihinde 43.846,00 TL ödeme yapılarak ibra edildiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında ve poliçe limitinde olduğunu, ...plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ... nolu poliçe ile ZMM sigortalı olduğunu, davacının maluliyet oranının tarafların kusur oranının ve davacının gerçek zararının bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;hesap bilirkişisi tarafından davacının toplam zararının 88.720,86 TL olarak hesaplandığı, davacının araçta hatır için taşındığı anlaşılmakla BK"nun 51.maddesi gereğince toplam tazminattan takdiren %20 oranında indirim yapılarak davacı zararı 70.976,69 TL olarak belirlenmiş, davalı tarafından davacının kaza sırasında emniyet kemeri takmadığı iddiasında bulunularak indirim yapılması talep edilmiş, davacı vekili tarafından da bu beyana karşı her hangi bir itirazda bulunulmadığı gibi kaza tespit tutanağında da emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiş olmakla davacının kaza sırasında emniyet kemerini takmadığı, meydana gelen hasar (sonuç) ile emniyet kemerinin takılı olmaması arasında uygun nedensellik bağının bulunduğu, davacı emniyet kemerini takmayarak hasarın artmasına sebebiyet verdiği, dolayısıyla olayda müterafik kusurunun bulunduğu kabul edilerek BK"nun 52.maddesi gereğince belirlenen tazminattan takdiren %20 oranında indirim yapılarak davacı zararı 56.781,35 TL olarak belirlenmiş, dava öncesi 03.08.2012 tarihinde davalı ... şirketi tarafından davacıya 43.846,00 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemelerin güncellenmiş değeri toplam tazminattan tenzil edildiğinde davacının karşılanmayan zararının 7.494,23 TL olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile; 7.494,23 TL"nin ödeme tarihi olan 03/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava, zorunlu mali sorumluluk ... poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davacının hatır için taşındığını ve emniyet kemeri takmadan yolculuk eden davacı ...’ın kusurunun bulunduğunu savunmuştur. Mahkeme kararı, davacı vekilince, hatır taşımasının ve müterafik kusurun olmadığı gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Öğretide hatır taşıması konusunda bir kavram birliği olmadığı gözlemlenmekte, ancak "hatır için ücretsiz taşıma" ve "aracı hatır için ücretsiz kullandırma" tamlamalarının benimsendiği görülmektedir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK"nın 43. maddesi (6098 sayılı TBK md. 51) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse ... içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan sözedebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının sözkonusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından sözedilemeyecektir. Hakim, tazminattan mutlaka belli bir oranda indirim yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Mahkemece, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları gözönüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması, BK"nın 43. madde hükmüne göre tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı karar yerinde tartışılması, sonucuna göre hüküm tesisi gerekmektedir.
Ayrıca zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu"nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirelerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir.
Somut olayda, davacının yolcu olarak bulunduğu araç ile dava dışı sürücünün kullandığı ve davalı ... şirketi tarafından ... poliçesi ile sigortalanan aracın karıştığı kazada davacı yaralanmıştır. Olay sonrası tanzim edilen kaza tespit tutanağına göre davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığının, tespit edilemediği belirtilmiştir. Savcılık dosyasında da mahkeme dosyasında da davacının emniyet kemerinin takılı olmadığına dair bir delil yoktur. Bundan dolayı davacının zararın artamasına neden olduğu gerekçesi ile tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması doğru olmamıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun “Genel Hükümlerin Uygulanması” başlıklı 87. maddesi “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir” hükmünü içermektedir.
Açıklanan madde hükümden de anlaşılacağı üzere yasa koyucu hatır veya nezaket için hiçbir bedel almadan yolcu götüren aracın işleticisini ve buna bağlı olarak sürücü ve işletenin sorumluluğunu yüklenen zorunlu mali sorumluluk sigortasının sorumluluğunu genel hükümlere tabi tutmuştur. Bu bakımdan çift taraflı kazada hatır taşıması nedeni ile de davalı yararına BK"nın 43. maddesi uyarınca indirim yapmış ise de karşı araç ... şirketi aleyhine açılan davada sigortalı araçta davacı aleyhine hatır taşıması indirimi yapılması doğru görülmemiş, mahkemece belirlenen tazminat miktarının tamamı üzerinden karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.