7. Hukuk Dairesi 2015/5187 E. , 2016/444 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, davalı işyerinde 07.02.2005-17.01.2011 tarihleri arasında meydancı olarak çalıştığını, iş akdinin; her ay bankadan çektiği ücretin bir kısmını işyerine iade ettiklerini, son ay bu parayı iade etmek istememesi üzerine davalı tarafından haksız ve geçersiz şekilde feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti ve bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının devamsızlık yaptığını bunun üzerine usulüne uygun şekilde işe davet ederek gelmeyince de iş akdini feshettiğini ve başka bir alacağının da bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve genel tatil çalışması olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Ulusal bayram ve genel tati ücreti yönünden de aynı ispat kuralları geçerlidir.
Somut olayda bilirkişi tarafından davacının fazla mesai ve genel tatil ücretinin dosyada bulunan puantaj kayıtlarına göre hesaplandığı belirtilmiş ve yapılan bu hesaplama mahkemece hüküm altında alınmıştır. Bilirkişinin yapmış olduğu fazla mesai ücreti hesaplaması incelendiğinde, hesaplamanının puantaj kayıtlarına göre yapıldığı belirtilmesine rağmen haftalık ortalama 7 saat fazla mesai yapıldığı kabul edilmiştir. Aynı yöntem genel tatil ücreti yönünden de uygulanmıştır. Oysa bu yöntem denetime elverişli olmayıp, puantaj kayıtları incelendiğinde davacının çalışma saatlerinin değişiklik gösterdiği açık olup bu nedenle bilirkişi tarafından davacının fazla çalışmasının ortalama hesap yöntemi ile belirlenmesi hatalıdır. Yapılacak iş fazla mesai ve genel tatil ücretleri puantaj kayıtlarının denetime elverişli şekilde bire bir dökümü yapılmak suretiyle hesaplatmaktır. Ayrıca karar davacı tarafından temyiz edilmediğinden davalı yararına oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 20.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.