
Esas No: 2017/1500
Karar No: 2020/5909
Karar Tarihi: 08.12.2020
Danıştay 10. Daire 2017/1500 Esas 2020/5909 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2017/1500
Karar No : 2020/5909
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
2- ..
VEKİLLERİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Üniversitesi Rektörlüğü / …
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN MÜDAHİLLER
(DAVALI YANINDA) : 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacılar tarafından faiz yönünden, davalı idare ve davalı yanında müdahiller tarafından kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıların çocuğu …'ın … Meslek Yüksek Okulu lojmanları bahçesinde bulunan havuzda 25/08/2007 tarihinde boğularak ölmesi nedeniyle, ölüm olayında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle anne … için 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi; baba … için 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine, faizin de davalıya yüklenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…5 sayılı kararıyla; Danıştay Onuncu Dairesinin 28/05/2015 tarih ve E:2011/5762, K:2015/2626 sayılı bozma kararına uyularak, maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile hesaplanan 18.461,35-TL maddi tazminatın (baba için 8.461,35 TL ve anne için taleple bağlılık ilkesi gereğince 10.000,00 TL olmak üzere) davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin ise reddine, manevi tazminat isteminin tamamının kabulü ile davacılardan baba … için 10.000,00 TL ve anne … için 10.000,00 TL olmak üzere, toplamda 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı idare tarafından davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından dava dilekçesinde faiz talep edilmiş olmasına rağmen dava tarihinden itibaren faize hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğu, kararın faiz yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği; davalı idare tarafından manevi tazminat yönünden müterafik kusur oranı dikkate alınmayarak manevi tazminat talebinin tamamının kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu, Borçlar Kanunu uyarınca yapılması gereken hakkaniyet indiriminin yapılmadığı, olay tarihinde on üç yaşında olan ve kopmuş tel örgülerden geçerek yüzme bilmediği halde girilmesi yasak olan sulama amaçlı havuza giren müteveffanın ve ailesinin birinci derecede sorumlu olduğu, havuzun etrafındaki tel örgünün tahrip olmasının asıl sorumlusunun komşu inşaat sahibi olduğu, inşaat sahibinin kusur oranı belirlenmeden karar verildiği, havuzun kampüs yerleşke alanının en ücra köşesinde yer aldığı, havuza ulaşmak için bir takım engellerin aşılması gerektiği, havuzun içinde bulunduğu bahçenin etrafının tel örgü ile çevrili olduğu, havuzun batı tarafının yaklaşık iki metre yüksekliğinde tamamen dikenli böğürtlen bitkisi ile kaplı olduğu, havuzun güney tarafının tel örgü ile çevrili olup geçit bulunmadığı, kuzey tarafının tel örgü ile çevrili olduğu arada su kanalı bulunduğu, havuzun yosunlu, taşlı ve suyu kirli olduğu için yüzmenin imkansız olduğu, lojman sakinlerine veya Keban halkına açık bir yüzme havuzu olmadığı, çevresinde uyarı levhaları bulunduğu ve güvenlik önlemlerinin alındığı, kusur yönünden Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması gerektiği, olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusurlarının bulunmadığı; davalı yanında müdahiller tarafından ise kusur oranının sağlıklı bir şekilde belirlenmediği, inşaat sahibinin kusur oranının tespit edilmediği, manevi tazminat belirlenirken kusur durumunun dikkate alınmadığı, olayın tamamen müteveffanın fiil ve eylemi sonucu meydana geldiği, hakkaniyet ölçüsünde indirim yapılması gerektiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacıların temyiz isteminin kabulü, davalı idare ve davalı idare yanında müdahillerin temyiz istemlerinin reddi ile İdare Mahkemesi kararının faiz yönünden düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davacıların maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kabulüne ilişkin kısımları usul ve hukuka uygun olup, davalı idare ve davalı yanında müdahillerin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararının faiz yönünden incelenmesi;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren 5 yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği, görevli olmayan adli yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, idareye başvurma şartı aranmayacağı hükümleri yer almaktadır.
2577 sayılı Kanun'un 13. maddesinde, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibariyle yasal faiz uygulanması, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararın düzeltilerek onanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Dava dilekçesinde, tazmini istenilen zararın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmişse de, mahkeme kararının hüküm fıkrasında açıkça yasal faize ilişkin hüküm kurulmamıştır. Dava dilekçesinde, faizin başlangıç tarihine ilişkin herhangi bir talep bulunmazken, temyiz dilekçesinde dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi talep edilmiş, dava tarihi olarak da ilk kez adli yargıda dava açma tarihi olan 11/02/2008 tarihi belirtilmiş olup, adli yargıda açılan davada … Asliye Hukuk Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda da davacıların yasal faiz isteminde bulundukları görülmektedir.
Bu nedenle, İdare Mahkemesince hükmedilen maddi ve manevi tazminat tutarlarının adli yargıda dava açma tarihi olarak görevsizlik kararında belirtilen 12/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi gerekirken, faiz istemine yönelik hüküm içermeyen İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Bu durumda, Mahkeme kararının hüküm kısmında yer alan "18.461,35-TL maddi tazminatın (baba için 8.461,35 TL ve anne için taleple bağlılık ilkesi gereğince 10.000,00 TL olmak üzere) davacılara ödenmesine" ibaresinin "18.461,35-TL maddi tazminatın (baba için 8.461,35 TL ve anne için taleple bağlılık ilkesi gereğince 10.000,00 TL olmak üzere) adli yargıda dava açma tarihi olan 12/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine" şeklinde, yine hüküm fıkrasında yer alan "manevi tazminat isteminin tamamının kabulü ile davacılardan baba …için 10.000,00 TL ve anne … için 10.000,00 TL olmak üzere, toplamda 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı idare tarafından davacılara ödenmesine" ibaresinin ise "manevi tazminat isteminin tamamının kabulü ile davacılardan baba ...için 10.000,00 TL ve anne ...için 10.000,00 TL olmak üzere, toplamda 20.000,00-TL manevi tazminatın adli yargıda dava açma tarihi olan 12/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacılara ödenmesine" şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin kabulüne, davalı idare ve davalı yanında müdahillerin temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin …. İdare Mahkemesinin 10/03/2017 tarih ve E:2016/648, K:2017/265 sayılı kararının hüküm kısmında yer alan "18.461,35-TL maddi tazminatın (baba için 8.461,35 TL ve anne için taleple bağlılık ilkesi gereğince 10.000,00 TL olmak üzere) davacılara ödenmesine" ibaresinin "18.461,35-TL maddi tazminatın (baba için 8.461,35 TL ve anne için taleple bağlılık ilkesi gereğince 10.000,00 TL olmak üzere) adli yargıda dava açma tarihi olan 12/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine" şeklinde, yine hüküm fıkrasında yer alan "manevi tazminat isteminin tamamının kabulü ile davacılardan baba ...için 10.000,00 TL ve anne ...için 10.000,00 TL olmak üzere, toplamda 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı idare tarafından davacılara ödenmesine" ibaresinin ise "manevi tazminat isteminin tamamının kabulü ile davacılardan baba ...için 10.000,00 TL ve anne ...için 10.000,00 TL olmak üzere, toplamda 20.000,00-TL manevi tazminatın adli yargıda dava açma tarihi olan 12/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacılara ödenmesine" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
