7. Hukuk Dairesi 2021/3220 E. , 2021/2978 K.
"İçtihat Metni"7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06/05/2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13/04/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu 1106 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşı Mehmet Akın’ın 3/32 payını 21.7.2014 tarihinde 4.000,00TL bedelle davalıya sattığını, müvekkiline satışla ilgili noter bildirimi yapılmadığını ileri sürerek, bedeli karşılığında davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını; gerçek satış bedelinin 65.000,00TL olduğunu, bu nedenle müvekkilinin dava açılmadan önce vergi dairesine başvurarak eksik tapu harcını tamamladığını, ayrıca taşınmazda fiil taksim bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın 4.310,00TL önalım bedeli üzerinden kabulü ile dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı payın iptaline ve davacı adına tesciline dair verilen kararın, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 27.02.2020 tarihli ve 2016/14090 E. 2020/2342 K. sayılı ilamıyla özetle; somut olayda, fiili taksim savunmasının, tarafların tüm tanıklarının taşınmaz başında dinlenilmek suretiyle kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması gerektiği; ancak mahkemece, davalı tanığı Mehmet Akın’ın keşif mahallinde veya duruşmada dinlenmediğinin anlaşıldığı; bu durumda, tanık Mehmet Akın adına, mahallinde yapılacak keşifte dinlenilmesi amacıyla davetiye çıkarılması gerekirken, HMK’nın 241. maddesinde belirtilen gerekçelerle davalı tanığının dinlenmemesinin doğru olmadığı; öte yandan, resmi satış sözleşmesi içeriğine göre, davalının taşınmazdaki 3/32 payı 21.07.2014 tarihinde toplam 4.000,00TL’ye satın aldığı, ancak davalı tarafından dosyaya ibraz edilen Silifke Vergi Dairesinin 05.05.2015 tarihli, tapu harcı ve pişmanlık z.m. açıklamalı, toplam 1.390,00TL miktarlı vergi dairesi alındısına göre davalının, gerçek değer olarak ifade ettiği 65.000,00TL üzerinden harcı tamamladığı, bu düzeltme işleminin önalım davasının açıldığı 06.05.2015 tarihinden önce yapıldığı; hal böyle olunca, önalım davasına konu satış sözleşmesine ve buradaki bilgilere dayanarak talepte bulunan davacının, dava açılmadan önce bu sözleşmedeki bir hatanın düzeltilmesine yönelik davalı işlemini kabul etmemesinin, 4721 sayılı TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı; bu nedenle, davanın 65.000,00TL satış bedeli üzerinden kabulü gerekirken, 4.000,00TL üzerinden kabulünün doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş; davacı tarafça, daha önce depo edilen 4.310,00TL mahsup edildikten sonra eksik kalan 61.990,00TL önalım bedeli verilen süre içerisinde mahkeme veznesine yatırılmış ve yapılan yargılama sonunda, davanın 66.300,00TL önalım bedeli üzerinden kabulü ile dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı 3/32 payın iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda mahkemece, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 27.02.2020 tarihli bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamındaki açıklamalara aykırı olacak şekilde, mahallinde yeniden keşif yapılmaksızın, taraf tanıkları ve özellikle davalı tanığı olarak bildirilen Mehmet Akın taşınmaz başında dinlenmeksizin, davalının taşınmazda fiili taksim olduğuna yönelik itirazlarının temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu gerekçe gösterilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde fiili taksim yapılıp yapılmadığının ve özellikle davacı ile davalının (ve buna bağlı olarak payı satın aldığı önceki paydaşın) kullandığı bölümler bulunup bulunmadığının, mahallinde yeniden keşif yapılarak, taraf tanıkları ve varsa mahalli bilirkişiler de taşınmaz başında dinlenmek suretiyle araştırıldıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.11.2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma ilamına katılmıyorum.