Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/21038 Esas 2007/18953 Karar Sayılı İlamı

Davacı,  20.04.1982-12.12.1983 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya göre Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 20.04.1982-12.12.1983 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi  Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiştir.
Mahkeme, istemin kabulüne karar vermiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının, 11.01.1984 tarihinde kurum kayıtlarına geçen prim bildirgesi ile vergi kaydı esas alınarak 12.12.1983 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olarak tescilinin yapıldığı, vergi kaydının 14.12.1981-19.02.1982 ve 12.12.1983-20.08.1991 tarihleri arasında, oda kaydının 12.12.1983-20.08.1991 tarihleri, sicil kaydının ise 11.06.1985-02.10.1995 tarihleri arasında olduğu,kurumca 12.12.1983-20.08.1991 tarihleri arasındaki sürede Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği, Bağ-Kur primlerinin ilk defa 24.01.1984 tarihinde ödendiği, 30.06.2006 tarihli sigortalı bilgilerini gösteren hesap cetvelinde davacının 12.12.1983-20.08.1992 tarihleri arasındaki 7 yıl 8 ay 8 günlük süre üzerinden borcu bulunmayıp, fazla ödemesinin sadece 1,40YTL. olduğu dosya içindeki davacı tarafça dava dilekçesine ekli olarak ibraz edilen diger 06.02.2006 tarihli hesap özetinin davacının kayıtları ile uyuşmadığı gibi 20.04.1982-19.12.1982, 12.12.1983-04.10.1985 ve 01.10.1988-20.08.1991 tarihleri arasında sigortalı sayılarak, sigortalılık süresinin 5 yıl 4 ay 10 güne indiği ve bu süre üzerinden 28.02.2006 tarihi itibariyle 0,59 YTL.borcunun bulunduğu ve davacı tarafın iddia ettiği şekilde bu hesap özetine dayanılarak 20.04.1982-12.12.1983 tarihleri arasındaki dönem primlerinin ödenmiş sayılmasının mümkün bulunmadığı, Mahkemenin ise dosyadaki kayıtları, hesap özetlerini dikkate alınarak sağlıklı bir sonuca ulaşmak için 20.04.1982-12.12.1983 tarihleri arasındaki primlerin ödenip, ödenmediğini ve ödenmiş ise hangi tarihte ödendiğini kurumdan sormaksızın sonuca gittiği anlaşılmaktadır.
20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile değişik 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesine göre sigortalı olarak tescilde vergi kaydı esas alınmaktadır. Davacının vergi kaydı 20.04.1982 tarihinde bulunmayıp 12.12.1983 tarihinde tekrar başladığına göre bu tarihten itibaren sigortalı kabul edilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ancak 20.04.1982-12.12.1983 tarihleri arasındaki primler kurumca tahsil edilmiş ve uzunca bir süre kullanılmış ise, primleri alıp uzun zaman faydalandıktan ve davacıya sigortalı olduğu yolunda güven verildikten sonra bu sürelerin iptali M.K."nun 2. maddesinde belirtilen iyiniyet ve hakkaniyet kurallarına uygun düşmeyeceğinden bu sürelerde de sigortalı olarak kabul edilmesi gerektiği ancak bu sonuca ulaşmak için araştırma yapılmasının zorunluluğu ortadadır.                         
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak yukarıda belirtildiği şekilde araştırma yapıldıktan sonra bir karar vermek gerekirken yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.