Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2016/13542
Karar No: 2020/5342
Karar Tarihi: 08.12.2020

Danıştay 4. Daire 2016/13542 Esas 2020/5342 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/13542
Karar No : 2020/5342

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Tekstil Aksesuarları ve Kimyasalları Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ila … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 20/02/2015 tarihinde davacının adresinde eşine tebliğ edildiği, söz konusu borcun anılan şirket tarafından ödenmemesi ve mal varlığı araştırmasında herhangi bir mal varlığı bulunamaması üzerine 10/07/2009 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket ortaklığından ve müdürlüğünden ayrılan davacıya vergi borçlarının doğduğu dönemde kanuni temsilci olması nedeniyle uyuşmazlığa konu ödeme emirlerinin düzenlendiği, 213 sayılı Kanunun 94. maddesi uyarınca tüzel kişilerde tebliğin tüzel kişinin başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine yapılacağı, buna göre şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin davacıya tebliğinin mümkün olmadığı, asıl borçlu şirket adına usulüne uygun olarak tebliğ edilecek ödeme emri ve mal varlığı araştırmasından sonra şirket ortaklarından borcun tahsili cihetine gidilebileceği dikkate alındığında, şirket adına düzenlenen ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olması nedeniyle davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirket adına yapılan takip işlemlerinin herhangi bir aşamasında borcun şirketten tahsil edilemeyeceğinin ortaya çıkması halinde şirketin kanuni temsilci ve ortakları adına takip işlemlerine başlanabileceği, kanuni temsilci ve ortakların takibine herhangi bir öncelik sırası bulunmadığı, davacı adına tesis edilen işlemlerin yasal ve yerinde olduğu, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilciler, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu kişilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı öngörülmüştür.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği düzenlemiştir.
Aynı Kanunun 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 (uyuşmazlık konusu dönemlerde 7) gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı belirtilmiş, 58. maddesinde de, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcun olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddiası ile tebliğ tarihinden itibaren 15 (uyuşmazlık konusu dönemlerde 7) gün içinde dava açabileceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, kanuni temsilci aleyhine takibe geçilebilmesi için, usulüne uygun tarh, tahakkuk ve tebliğ aşamalarından geçerek kesinleşmiş bir vergi alacağının bulunması ve söz konusu vergi alacağının asıl borçlu mükellef hakkında yapılan takibe rağmen tahsil edilememiş veya edilemeyeceğinin anlaşılmış olması gereklidir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin borçlarından dolayı adına ödeme emri düzenlendiği, söz konusu ödeme emirlerine dayanak şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 20/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak şirketin 16/07/2014 tarih ve 8613 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlanan kararla, 07/07/2014 tarihinde ticaret sicilindeki kaydı re'sen silinerek münfesih olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden bahisle karar verilmişse de, şirketin tüzel kişiliği, ticaret sicil kaydının silindiği 07/07/2014 tarihinde sona erdiğinden, bu tarihten sonra şirket adına tarh, tebliğ ve tahsil işlemleri tesis edilemeyeceği, tesis edilen işlemlerin de hukuki sonuç doğurmayacağı açık olup, Vergi Mahkemesince, kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinin hukuka uygun olup olmadığının saptanabilmesi için, davacı adına ödeme emri düzenlenebilmesi koşullarının bulunup bulunmadığı, bu kapsamda da davacının kanuni temsilci olduğu dönemler dikkate alınarak söz konusu vergi borçları nedeniyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, vergi borçlarının tüzel kişiliğinin mevcut olduğu dönemlerde şirket adına usulüne uygun olarak tahakkuk edip etmediği incelenerek yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi