8. Hukuk Dairesi 2014/8872 E. , 2014/9233 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2011
NUMARASI : 2010/4-2011/614
İ.. S.. ile S.. Y.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 22.11.2011 gün ve 4/614 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılardan Ö.. Y.. ile A.. Y.. tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde vekil edeni ile davalıların ortak mirasbırakanları N.. Y..’in 2005 yılında öldüğünü, davalılardan A.. Y..’in müracaatı üzerine Kadınhanı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/120 Esas ve 2006/115 Karar sayılı dava dosyası ile veraset belgesi alındığını, vekil edeni mirasçı olmasına karşın söz konusu veraset belgesinde yer almadığını, davalıların bu veraset belgesine dayanarak 28.04.2006 tarihinde miras taksim sözleşmesi yaparak muristen kalan taşınmazları paylaştıklarını ve tapuda taşınmazların intikalini sağladıklarını açıklayarak muristen intikal eden taşınmazların tapu kayıtlarının iptalleri ile vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamışlar ve davaya cevapta vermemişlerdir.
Mahkemece, “…davacının N.. Y..’in mirasçısı olduğunu onun katılımı olmaksızın Kadınhanı Noterliği"nin 28.04.2006 tarih ve 1807 yevmiye sayılı miras taksim sözleşmesiyle muristen intikal eden taşınmazların paylaşımının hukuken bir geçerliliğinin olmadığını, bu bakımdan davacının davasının kabul edilmesi gerektiğini açıklayarak 127 ada 171; 420 ada 13, 405 ada 19; 396 ada 126; 395 ada 37; 368 ada 3; 364 ada 27; 396 ada 22, 214, 252 ve 417 ada 73 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile tarafların ortak murisi Bekir oğlu N.. Y.. adına tapuya kayıt ve tesciline…” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Ö.. Y.. ile davalı A.. Y.. taraflarından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava, 28.04.2006 tarih ve 1807 yevmiye numaralı olarak Noterlikte düzenlenen miras taksim sözleşmesinin geçersiz olduğu ve muristen intikal eden taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tapuya kayıt ve tescili isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, ölü muris adına iptal ve tescile karar verildiği belirlenmiştir.
Dava, 17.01.2010 tarihinde açılmış olup, 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinde yaklaşık 40 gün sonra 22.11.2011 tarihinde mahkemece karara bağlandığı belirlenmiştir. Saptanan bu durum karşısında tüm deliller 1086 sayılı HUMK’nun yürürlükte bulunduğu dönemde toplanmış olup, HUMK’nun 578. maddesi uyarınca usulü kazanılmış hak doğmuştur. Bu durum karşısında HMK"nun ilgili hükümlerinin geçmişe yönelik olarak uygulanması mümkün değildir. 04.05.1978 tarih ve 4/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"na göre ölü kişiye karşı dava açılamaz, tescile de karar verilemez. Ölenin mirasçıları davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili de sağlanamaz ve bu şekilde davaya devam edilemez. Bundan ayrı aynı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ölü kişi adına iptal ve tescile de karar verilemez. TMK’nun 28. maddesi uyarınca kişilik ölümle son bulur. Öte yandan Hukuk Genel Kurulu"nun 09.07.1975 tarih ve 601/927 sayılı kararı da bu yönde yol gösterici niteliktedir.
Dava, murisin mirasçılarına karşı açıldığı ve dava tarihinden önce muris N.. Y..’in 26.09.2005 tarihinde öldüğü ve Kadınhanı Sulh Hukuk Mahkemesi"nden alınan 08.04.2010 tarih, 2010/88 Esas, 2010/100 Karar sayılı veraset belgesi ile davacı İ.. S..’nın mirasçılar arasında yer aldığı, davanın mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olduğu bu nedenle davacının veraset ilamındaki payı oranında dava konusu parsellerde muris adına kayıtlı bulunan taşınmazlar bakımından miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesini istediği halde mahkemece yanılgıya düşülerek davalılarda bulunan ve bunlara geçen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile muris adına iptal ve tescile karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Hükmü temyiz eden Ö.. Y.., 364 ada 27 sayılı parselde ½ pay sahibi olup buna karşı açılmış bir dava ve istek olmadığı gibi Ömer davada davacı ya da davalı sıfatına da sahip değildir. Taleple bağlılık ilkesi gözardı edilerek ve istek dışına çıkılmak suretiyle hüküm kurulmuş bulunması HMK’nun 26. maddesine aykırıdır.
O halde mahkemece davanın mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olduğu gözönünde bulundurularak davacının isteğinin muristen intikal eden ve davalılara geçen taşınmazlar bakımından davacının veraset belgesindeki miras payı gözetilerek anılan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken tümü bakımından iptal edilmek suretiyle muris adına iptal ve tescile karar verilmesi doğru değildir.
Hükmü temyiz eden davalıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.010,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara ayrı ayrı iadesine, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.