Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/4722
Karar No: 2017/8812

6222 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/4722 Esas 2017/8812 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, izinsiz olarak spor müsabakalarını seyretmekten yasaklanmış bir şahsın, yasaklamayı oluşturan olayın gerçekleştiği müsabakanın yapılacağı gün bulunduğu yere en yakın genel kolluk birimine başvurmama suçundan yargılandığı davada, sanığın ilk müracaatından sonra karakol yakınında bekleyerek ikinci müracaatını usulüne uygun gerçekleştirmesi karşısında, suç kastının bulunmadığı gerekçesiyle beraatını kararlaştırmıştır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 30. maddesinde hata halleri düzenlenmiştir ve ayrıca 5377 sayılı kanunun 4. maddesi ile \"işlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz\" hükmü yer almaktadır. Ayrıca, 6222 sayılı Kanun'un 18. maddesinin dokuzuncu fıkrasında öngörülen suçun maddi unsuru, güvenlik ya da koruma veya önleyici idari tedbir gereği spor müsabakalarını seyirden yasaklanan kişinin, yasaklama kararının sebebini oluşturan fiilin işlendiği müsabakanın tarafı olan ve taraftarı olduğu takımın katıldığı spor müsabakalarının yapılacağı gün, yurt içinde bulunduğu takdirde, müsabakanın başlangıç saatinde ve bundan bir saat sonra bulunduğu yere en yakın gen
19. Ceza Dairesi         2016/4722 E.  ,  2017/8812 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 6222 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Beraat

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan sebeplerden biri de hata halidir.
    Genel anlamda hata, dış dünyaya ait bir şeyin gerçekte olduğu gibi değil, yanlış bir biçimde tanınmasına ve bilinmesine neden olan zihinsel bir durumdur (Antolıseı: Par. gen., s. 342). Hata, kural olarak, iradenin oluşum sürecine etki eder ve bu durumda irade, gerçeğin yanlış bir biçimde tasavvuru veya bilinmesi ile bozulmuş olarak doğmaktadır.
    Hata, kavramsal olarak bilmemeden farklıdır. Bilmeme, bilgi eksikliği veya yokluğudur. Bu özelliği ile negatif bir nitelik taşımaktadır. Oysa ki hata, yanlış bir bilgi ve kanıyı içerir ve bu nedenle pozitif bir niteliğe sahiptir.
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"un 30. maddesinde çeşitli hata halleri düzenlenmiştir. Birinci fıkrada suçun maddi unsurlarında hataya ilişkin hükme yer verilmiştir. Kast, suçun kanuni tanımındaki maddi unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Bu unsurlara ilişkin bilgisizlik, eksik veya yanlış bilgi sahibi olunması durumu ise, maddi unsurlarda hata olarak isimlendirilir ve bu hata ile işlenen olaylarda failin bilgisi gerçeğe uygun olsaydı, işlediği fiil haksızlık teşkil etmeyecektir. Dolayısıyla anılan hata durumunda kasten işlenmiş bir suçtan söz etmek mümkün olmamaktadır. Aynı fıkrada taksirle sorumluluğa ilişkin hüküm bulunmaktadır. Buna göre, meydana gelen neticeye ilişkin olarak gerekli dikkat ve özen gösterilmiş olsaydı böyle bir netice ile karşılaşılmazdı şeklinde bir yargıya ulaşılabiliyorsa taksirle işlenmiş bir suç söz konusu olur. Ancak bu durumda neticenin taksirle gerçekleştirilmesinin kanunda suç olarak tanımlanmış olması gerekmektedir.
    Kastın varlığına engel olan hata, suçun sadece temel şekline ilişkin unsurlar hakkında değil, aynı zamanda failin daha ağır veya hafif ceza ile cezalandırılmasını gerektiren nitelikli unsurları bakımından da ortaya çıkabilmektedir. İkinci fıkra ile kişinin, suçun nitelikli unsurlarına ilişkin hatasından yararlanması öngörülmektedir.
    Üçüncü fıkra da, hukuka uygunluk nedenlerinde hata hali düzenlenmiştir. Somut olayda söz konusu nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yaralanabilecektir. Ancak, bunun için hatanın kaçanılmaz olması gerekir. Hatanın kaçınabilir olması durumunda ise, kişi işlediği fiilden dolayı sorumlu tutulacak ve bu hata, temel cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurulacaktır.
    29.06.2005 tarihli 5377 sayılı Kanun"un 4. maddesi ile anılan maddeye dördüncü fıkra eklenmiştir. Bu düzenlemede, "işlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz" hükmü yer almaktadır. Uygulamada haksızlık hatası olarak isimlendirilen bu hata türü ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 4. maddesinin birinci fıkrasında "Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz" şeklinde belirtilen ilkenin sadece önlenebilir bilmelerle sınırlandırılması amaçlanmıştır.
    6222 sayılı Kanun"un 18. maddesinin dokuzuncu fıkrasında düzenlenen suçun maddi unsuru, güvenlik ya da koruma veya önleyici idari tedbir gereği spor müsabakalarını seyirden yasaklanan kişinin, yasaklama kararının sebebini oluşturan fiilin işlendiği müsabakanın tarafı olan ve taraftarı olduğu takımın katıldığı spor müsabakalarının yapılacağı gün, yurt içinde bulunduğu takdirde, müsabakanın başlangıç saatinde ve bundan bir saat sonra bulunduğu yere en yakın genel kolluk birimine başvurma yükümlülüğüne aykırı davranmasıdır. Manevi unsuru ise, genel kast olup, fail, müsabaka günü bulunduğu yere en yakın genel kolluğa iki kez başvurma yükümlülüğünün olduğunu bilerek bu yükümlülüğünü yerine getirmeme halidir.
    Koruma tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklama kararının şüpheliye tebliğ edilmesi biçimini öngören yasal mevzuatımızda açık bir düzenleme yer almamaktadır. Uygulamada görünen şüphelinin de imzasının bulunduğu tebliğ - tebellüğ belgesi ile faile yükümlülük yükletilmemekte, genel kolluk biriminin şüpheliyi aydınlatma ve soruşturma evresinde yapılan işlemlerin tutanağa bağlanması kapsamında, müdafii veya vekil sıfatıyla bir kimsenin hazır bulunma koşulunun olmadığı, bizzat muhatabına yapılması gereken, kanundan doğan ve derhal uygulanmaya konulan yükümlülüklere ilişkin bildirim niteliğinde bir işlem olup anılan suçun kanuni bir unsuru değildir.
    6222 sayılı Kanunun 18/9. maddesinde öngörülen yükümlülük ile hedeflenen ise, seyirden yasaklanan kişinin, yurt içinde bulunduğu takdirde, yasaklama kararının sebebini oluşturan fiilin işlendiği müsabakanın tarafı olan ve taraftarı olduğu takımın katıldığı spor müsabakalarının yapılacağı gün, müsabakanın başlangıç saatinde ve bundan bir saat sonra bulunduğu yere en yakın genel kolluk birimine başvurmasıdır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Spor müsabakalarını seyirden yasaklama koruma tedbiri uygulanan sanığın, taraftarı olduğu Beşiktaş takımının 18.08.2013 tarihinde saat 21:45"te Trabzonspor ile oynanan futbol müsabakasının başlangıç saatinde ve bundan bir saat sonra bulunduğu yere en yakın genel kolluk birimine başvurmadığı iddia edilmiştir.
    Sanık aşamalarda taraftarı olduğu takımın futbol müsabakasının başlangıç saatinden bir saat öncesi ve devre arasında karakola müracaatta bulunarak imza attığını, ikinci imzayı atmak için karakol yakınlarında beklediğini savunmuş ise de, sanığın bilgi eksikliğine dayalı bu savunmasına "ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz" ilkesi uyarınca itibar edilmemelidir.
    Dosya kapsamına göre, sanığın olay günü futbol müsabakasının başlangıcından bir saat öncesinde (20:45) ve bir saat sonrasında (22:45) Salihli Polis Merkezine başvurup imza attığı tespit edilmiştir. Böylelikle sanık 6222 sayılı Kanun"un 18/9. maddesinde öngörülen usulde (21:45 - ilk müracaat) bulunduğu yere en yakın genel kolluk birimine başvurmamış ise de, sanığın ilk müracaatından sonra karakol yakınında beklemesi ve ikinci müracaatını usulüne uygun gerçekleştirmesi karşısında, yerel mahkemece suç kastının bulunmaması nedeniyle verilen beraat kararında sonuç itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
    Eyleme ve yükletilen suça yönelik O Yer Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 30/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi