9. Hukuk Dairesi 2014/8249 E. , 2015/20400 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ................ . İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, ihbar tazminatı ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının mağaza yöneticisi ve diğer işçilere hakaret ettiği gerekçesiyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, feshin dayanağı olan söz ve davranışların 12/12/2011 tarihinde sarfedildiğinin iddia edildiği durumun 19/12/2011 tarihli ifade tutanakları ile tespit edildiği, fesih bildiriminde belirtilmiş olup, davacının talep edilmesine rağmen savunma vermekten intina ettiği tutanakla belirtilmiştir. Davacının eyleminin, davalı işveren tarafından 12/12/2011 tarihinde öğrenildiği anlaşılmaktadır. İş akdinin fesih tarihi olan 23/12/2011 tarihi itibariyle, yasadaki 6 günlük derhal fesih süresi geçmiştir. Feshin dayanağı olan haklı fesih savunması, yasal 6 günlük süre yönünden geçersiz olduğundan; davacının eyleminin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış niteliğinde olup olmadığının ise, feshin sonucuna bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, davacının davaya konu fesih işlemi yönünden kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
İş sözleşmesinin hak düşürücü süre içinde feshedilip feshedilmediği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İşçi veya işveren bakımından haklı fesih nedenlerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin diğer tarafının sözleşmeyi haklı nedenle fesih yetkisinin kullanılma süresi sınırsız değildir. Bu bakımdan 4857 İş Kanununun 26 ncı maddesinde, fesih nedeninin öğrenildiği tarih ile olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür. Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe neden olan olayın diğer tarafça öğretilmesinden itibaren altı işgünü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl olarak belirlenmiştir.
4857 sayılı İş Kanununda, işçinin maddî çıkar sağlamış olması halinde bir yıllık sürenin işlemeyeceği öngörülmüştür. O halde, haklı feshe neden olan olayda işçinin maddî bir menfaati olmuşsa, altı işgününe riayet etmek koşuluyla olayın üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin işverenin haklı fesih imkânı vardır.
Altı iş günlük süre işçi ya da işverenin haklı feshe neden olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü hesaba katılmaksızın, takip eden iş günleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.
İşverenin tüzel kişi olması durumunda altı işgünlük süre feshe yetkili merciin öğrendiği günden başlar. Bu konuda müfettiş soruşturması yapılması, olayın disiplin kurulunca görüşülmesi süreyi başlatmaz. Olayın feshe yetkili kişi ya da kurula intikal ettirildiği gün altı iş günlük sürenin başlangıcını oluşturur. Bir yıllık süre ise her durumda olayın gerçekleştiği günden başlar.
Haklı fesih nedeninin devamlı olması durumunda hak düşürücü süre işlemez (Yargıtay 9.HD. 15.2.2010 gün, 2008/16869 E, 2010/3345 K). Örneğin, ücreti ödenmeyen işçi ödeme yapılmadığı sürece her zaman haklı nedenle iş sözleşmesini feshedebilir. Bu örnekte işçi açısından haklı fesih nedeni her an devam etmektedir. Ancak işçinin daimî olarak bir başka göreve atanması veya iş şartlarının esaslı şekilde ağırlaştırılması halinde, bu değişikliğin sonuçları sürekli gibi görünse de işlem anlıktır. Buna göre sözleşmesini feshetmeyi düşünen işçinin bunu altı işgünü içinde işverene bildirmesi gerekir. Yine işyerinde işi yavaşlatma ve üretimi düşürme eyleminin süreklilik göstermesi durumunda, altı iş günlük süre eylemin bittiği tarihten başlar.
İşçinin ücretinin ödenmemesi temadi eden bir durum olmakla birlikte fesih hakkı ödemenin yapıldığı ana kadar kullanılabilir. Aksi halde Yasanın 24/III-e maddesinde öngörülen neden ortadan kalkmış olur. Fesih iradesinin altı iş günü içinde açıklanması yeterli olup, bu süre içinde tebligatın muhatabına ulaşmış olması şart değildir
4857 sayılı Yasanın 26 ncı maddesinde öngörülen altı işgünlük ve bir yıllık süreler ayrı ayrı hak düşürücü niteliktedir. Bir başka anlatımla fesih hakkının öğrenmeden itibaren altı iş günü ve olayın gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içinde kullanılması şarttır. Sürelerden birinin dahi geçmiş olması haklı fesih imkânını ortadan kaldırır. Hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi, hâkim resen dikkate almak zorundadır.
Bu maddede belirtilen süreler geçtikten sonra bildirimsiz fesih hakkını kullanan taraf, haksız olarak sözleşmeyi bozmuş sayılacağından ihbar tazminatı ile şartları oluşmuşsa kıdem tazminatından sorumlu olur.
Yukarıda değinilen altı iş günlük ve bir yıllık hak düşürücü süreler, işçi açısından 24/II madde, işveren açısından ise 25/II maddede belirtilen sebeplere dayanan fesihler yönünden aranmalıdır. Bu itibarla, geçerli nedene dayanan fesih durumlarında, 26 ncı maddede öngörülen hak düşürücü süreler işlemez. Dairemizin istikrar kazanmış uygulaması bu yönde olup, geçerli nedene dayanılarak yapılan fesihlerde belirtilen hak düşürücü sürelerin yerine “makul süre” içinde sözleşmenin feshedilebileceğini kabul etmektedir (Yargıtay 9. HD. 2.2.2009 gün 2008/9790 E. 2009/1003 K.).
Somut olayda, feshe konu olay 12.12.2011 tarihinde gerçekleşmiş olup, olaya ilişkin tutanak 19.12.2011 de tutulmuştur. İş akdinin fesih tarihi ise 23/12/2011 dir. Dosya kapsamından feshe yetkili makamın olayı ne zaman öğrendiği anlaşılmamaktadır. Davalı 19,12,2011 de öğrendiklerini beyan etmiştir. Olay 12.12.2011 tarihinde gerçekleşmiş ve aynı gün olaya ilişkin tutanak tutulmuş sonrasında 6.iş günü olan 19.12.2011 tarihinde diğer işçilerin ifadesi alınmıştır. 23.12.2011 tarihinde de davacının savunması alınmak istenmiş ve aynı tarihte sözleşme feshedilmiştir.
İşverenin tüzel kişi olması durumunda altı işgünlük süre feshe yetkili mercii olan yetkili kişi ya da kurula intikal ettirildiği gün 6 iş günlük süre başlayacağından feshe yetkili makam ve ve olayın feshe yetkili makama intikal ettirildiği tarih araştırılarak 23.12.2011 tarihinde yapılan feshin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 26. maddesinde düzenlenen 6 iş günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılıp, yapılmadığı belirlenerek sonuca gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.