MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik

Sanığın katılan ...’un kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle sahte kira sözleşmesi tanzim ettiğinin kabul edildiği olayda; UYAP sorgulaması ve dosyadaki belgelere göre sanık hakkında Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığının 19.10.2011 tarihli ve 2011/2155 Esas sayılı iddianamesi ile ...’un nüfus cüzdanını ele geçirdikten sonra üzerine kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında Bandırma 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.12.2014 tarihli, 2011/517 Esas ve 2014/596 Karar sayılı dosyasında TCK’nin 204/1. maddesi uyarınca 2 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, söz konusu hükmün sanık tarafından temyiz edilerek Yargıtay 17.Ceza Dairesi 06.12.2018 tarih, 2017/564 Esas ve 2018/15806 Karar sayılı ilamıyla bozulması üzerine Mahkemesince dosyanın yeniden ele alındığı, yapılan yargılamada 16.05.2019 tarih, 2019/5 Esas ve 2019/276 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir hüküm niteliğinde olmadığı, dolayısıyla sanık hakkında bu eylem yönünden kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmadığı anlaşılmakla; zincirleme suç hükümlerinin değerlendirilmesinin ancak hükmün açıklanması suretiyle mümkün olması nedeniyle tebliğnamede bu hususa ilişkin bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA, 20.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.