Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/504
Karar No: 2020/2108
Karar Tarihi: 03.12.2020

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/504 Esas 2020/2108 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/504 Esas
KARAR NO: 2020/2108
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2017
NUMARASI: 2015/641 Esas, 2017/827 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeni şirket ile davalı ve dava dışı ... Bankası arasında imzalanan 22.11.2013 tarihli Teknik Danışmanlık Sözleşmesi kapsamında vekiledeni şirketin; davalıya ait ... Enerji Santrali Projesi için, teknik & ticari & risk analizlerini içeren due diligence raporu düzenleme işini üstlendiğini, vekiledeninin, üstlenmiş bulunduğu yükümlülüklerini sözleşmeye uygun bir şekilde, hatasız, eksiksiz ve zamanında yerine getirdiğini, raporu teslim alan davalının; esaslı olmayan bir takım konularda değişiklik meydana geldiğinden bahisle, birtakım değişiklik taleplerinde bulunduğunu, yeni veriler doğrultusunda raporun revize edilerek 13.12.2013 tarihînde davalıya teslim edildiğini, bu kapsamda ilk raporda; %7 Güç Eğrisi belirsizliği koşulunda, Net P90 (10 yıl) değeri, 101.0 GWh/y olarak hesaplanmış iken, sunulan ikinci raporda ise aynı verilerle, net P90 (10 yıl) değerinin, bu kez 104.6 GWh/y olarak revize edildiğini, yapılan revizyonla sadece %3.56 oranında artış yapıldığını, akabinde, vermiş bulunduğu hizmetlere karşılık davalı şirkete;Rapor bedeli olarak 26.11.2013 tarih-... seri/sıra nolu, 17.818,00 € tutarlı fatura ile 18.12.2013 tarih-... seri/sıra nolu ve 17.813,00 € tutarlı fatura ve saha ziyaretleri seyahat giderleri olarak, 24.12.2013 tarih-... seri/sıra nolu ve 1.889,00 TL tutarlı fatura ve fatura bedellerinin, kararlaştırılan 14 günlük vade içinde ödenmemesi üzerine, temerrüt faizi (% 12.75 ) faturası olarak 15.09.2014 tarih-... seri/sıra nalu, 11.469,14 TL tutarlı toplam 4 adet fatura tanzim ve tebliğ edildiğini, davalının anılan faturalara hiçbir şekilde itiraz etmediği gibi ticari defterlerine de işlediğini, ancak yazılı ve sözlü ihtarlar ile taraflar arasında yapılan sulh görüşmelerine rağmen fatura bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine, anılan fatura bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğü-... ve ... E sayılı takip dosyaları ile icra takibine girişildiğini, ancak davalının haksız itirazla icra takiplerini durdurduğunu belirterek itirazların iptali ile takiblerin devamına, davalının alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; vekiledenin takip dayanağı olan faturalardan dolayı herhangibir borcunun bulunmadığını, ... Bankası ile takip alacaklısı şirket arasında akdedilen ve müvekkili şirketin de proje sahibi olarak imzaladığı 22.11.2013 tarihli sözleşme gereğince, müvekkil şirketin ... projesi için zaman baskısının var olduğu kabullenerek, davacı-alacaklıdan danışmanlık hizmeti alınmasına karar verildiğini, davacı firma ile çalışmanın müvekkili firmanın tercihi olmadığını, bankanın tercihi ve yönlendirmesi ile müvekkili firmanın davacıdan hizmet almak zorunda kaldığını, bu kapsamda ... Bankası ile takip alacaklısı şirket arasında bağıtlanan sözleşmeyi; proje sahibi olarak vekileden şirketin de imzaladığını, danışmanlık hizmetine ilişkin varılan anlaşma gereğince 11.12.2013 tarihinde davacı yanın nihai raporunu vermesi gerekirken bu tarihte verilen raporun doğru olmaması ve akabinde sorunu gidermek için yapılan müzakereler sonucunda 13.12.2013 tarihinde yeni bir rapor verilmesine rağmen sorunun tam olarak giderilemediğini, anılan raporların vekileden şirkete tevdi edilmesinden sonra, her iki raporun da eksik yetersiz ve hatalı olduğunun davacı şirkete derhal bildirildiğini, ikinci raporun da eksik, yetersiz ve hatalı olduğunun bildirilmesi üzerine, 3. bir raporun düzenlenmediği ve Bankaya veya vekiledenine sunulmadığını, ilk Teknik Fizibilite Raporu'nda yer alan yanlış hesaplamalar sonucu 45.000.000 € yatırım yapılması planlanan projenin; verimliliğinin sorgulanır hale geldiğini ve kredibilitesinin düştüğünü, taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin, sadece davacı tarafından sunulmuş (11) sayfalık İngilizce metinden ibaret olmadığı, aynca ek olarak ( 3 ) sayfalık teknik danışmanlık iş kapsamı sözleşmeside imzalandığını, anılan sözleşme eki-m. l.c gereğince yapılması gereken P50/P70/P90 a göre Elektrik Üretim hesaplamalarının yapılmadığını, hesaplanmayan bu bölümün ise sözleşme tutarının en büyük kalemini teşkil ettiğini, Türbin üreticilerinin raporlarına itibar edilerek bankaların kredi vermedikleri hususunun RES sektöründe çalışan herkes tarafından bilindiğini, davalının eksik ve hatalı raporları sebebi ile projenin; Kredi kurumları nezdindeki güvenilirliğini sarstığını, bu sebeple verilecek teminat tutarları ile serbest bırakılacak teminatla ve akreditif içeriklerinin, Banka tarafından olağan dışı bir titizlikle irdelenmesine neden olduğunu, davacı danışmanın; gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek en dipten hesap yapması ve yüzeysel inceleme tavrı sonucu projenin; borç ödeme performansı, karlılığı, geri ödeme süresi vb. tüm dengelerinin alt üst olduğunu, davacı şirketle yapılan şifahi görüşmelerde, aynı model veya değişik model türbin seçimi durumunda, doğru rapor verecekleri güvencesi verdiklerini, 28.11.2013 tarihli fatura sözleşme imzası ile birlikte kesildiği, 18.12.2013 tarihli fatura çalışmalar devam ederken kesildiği ve 24.12.2013 tarihli faturanın ise davacının uluslararası bir şirket olması ve hatalarını düzeltecekleri güvencesi ile müvekkil şirket ticari defterlerine işlendiğini, ... tarafından, müvekkil şirket yetkilisi ..." e gönderilen sulh sözleşmesinde, davacı şirketin hata yapıldığını ikrar ettiğini, dava dilekçesinde gerçeğe aykırı bir çok iddia bulunduğunu, ayıplı raporlar ve geç ifa nedeniyle müvekkili şirketin hayli büyük zararlara uğradığını ayrıca vekileden şirketin temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, savunma, 2. Heyet bilirkişi raporu doğrultusunda; davacı tarafından üstlenilen iş kapsamında düzenlenen fizibilite raporunun; teknik olarak fizibilite raporu niteliği taşımadığı, sözleşmeyle kararlaştırılan içerikleri taşımadığı, raporun yetersiz ve yanlış olduğu, kopyala/yapıştır yöntemiyle düzenlendiği, olması gereken dikkat ve özenin gösterilmediği, her ne kadar davacının netice sorumluluğunun olmadığı açık ise de, davacının danışmanlık sözleşmesinden doğan edimini yerine getirmediği, sunulan raporun kreditor banka nezdinde güvenilirliği ve inandırıcılığının olmadığı, davacı yanın yapılan işe, görülen hizmete göre kısmi de olsa ücret talep edemeyeceği, TBK 20/(1) maddenin olayda uygulama yeri bulunmadığı anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülükleri Sözleşme’ye uygun olarak zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, ücrete hak kazandığını, davada alınan iki bilirkişi raporunun birbiriyle tamamen zıt ve çelişir olduğu halde ilk derece mahkemesinin bu çelişkiyi gidermeden ve gerekli inceleme ve araştırmaları yapmadan karar verdiğini, sözleşmenin konusunun fizibilite raporu hazırlanması olmadığını, davalının sözleşmeyi ... A.Ş.’nin yönlendirmesi ile imzaladığı iddiasının basiretli tacir ilkesi ile bağdaşmadığını, İlk derece mahkemesi kararında ve bu karara dayanak ikinci bilirkişi raporunda, müvekkili tarafından sözleşme kapsamında hazırlanan raporların eksik, yetersiz ve yanlış hazırlandığı, müvekkil şirketin iki raporu arasında çok büyük farkların olduğunun iddia edildiğini, davalının, raporu teslim aldıktan sonra esaslı olmayan birtakım konularda revize yapılmasını istediğini, müvekkili şirketin yeni veriler doğrultusunda iki günden az bir sürede raporu revize edip davalıya teslim ettiğini, İlk sunulan raporda Net P90 (10 yıl) değeri (%7 Güç Eğrisi Belirsizliği için) 101.0 GWh/y olarak hesaplanmış ve bu hesaplama daha sonra Net P90 (10 yıl) değeri (%7 Güç Eğrisi Belirsizliği için) 104.6 GWh/y olarak revize edildiğini, yapılan hesaplama revizesinin, dava dilekçesinin ekinde sunulan raporlarda da görüleceği üzere, sadece %3,56 oranında bir artış şeklinde olduğunu, söz konusu artışın, bahsedildiği gibi büyük farklar yaratacak ve zarara yol açacak bir artış olmadığını, 13.12.2013 tarihli revize due diligence raporunun asıl raporu yeniden inşa edici nitelikte olmadığını, bu hususun 20.03.2017 tarihli önceki bilirkişi raporu ile de teyit edildiğini, 13.12.2013 tarihli revize rapora ... Ltd. Şti. tarafından hazırlanan rapor verilerinin eklenmesi ve %5 güç eğrisi belirsizlik değeri kullanılarak ek bir senaryo sunulmasının ise bir hesaplama hatası teşkil etmediğini, müvekkili şirketin sözleşme ile üstlendiği edimin bir ön değerlendirme (due diligence) raporu hazırlamaktan ibaret olduğunu, daha önce de birlikte çalıştığı dava dışı banka tarafından hazırlanan raporlarla ilgili herhangi bir olumsuz geri bildirime konu edilmediğini, firma metodolojisine uygun olarak, gereği gibi bir due diligence raporu hazırlanarak teslim edildiğini, söz konusu veriler dava dışı bankanın istek ve yorumları doğrultusunda 13.12.2013 tarihli due diligence raporuna ilave edildiğini, müvekkili tarafından hazırlanan raporda hem %5 hem de %7 belirsizliğe göre hesapların yapıldığını, anılan belirsizliğin nasıl bulunduğu ve neden kullanıldığının raporda belirtildiğini ve gerekli teknik ve bilimsel açıklamaların yapıldığını, bu hususun, 20.03.2017 tarihli ilk bilirkişi raporu kapsamında da teyit edildiğini, ilgili hesaplamaların yapılmadığı iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin tüm hesaplamaları iyi niyet kuralları çerçevesinde ve olması gereken şekilde yaptığını, müvekkili açısından, sözleşmenin mahiyetinin verilen bağımsız danışmanlıktan ibaret olduğunu, sözleşmeye göre müvekkilinin sonuç sorumluluğunun da bulunmadığını, Due diligence raporunun herhangi bir taraf lehine yapılamayacağını, Kredinin alınması için gerekli olan hesaplama ve oranların raporda yer alması gibi bir yükümlülük bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından P50/75/90 hesaplamalarının yapıldığını, sözleşmede Teknik Danışman İş Kapsamı başlıklı belgenin c maddesinde, bahse konu raporlarda geçen P50/75/90 değerlerinin incelenmesi ve kendi firma metodolojisine göre kayıpların eklenerek değerlerin revize edilmesinin belirtildiğini, raporunda bu doğrultuda hazırlandığını, sözleşmenin banka tarafından oluşturulan ve due diligence kapsamında standart bir sözleşme olduğunu, sözleşme kapsamında ve Teknik Danışman İş Kapsamı başlıklı belgenin b ve c maddelerinde belirtildiği üzere, Sözleşme konusu iş özetle ... ve ... tarafından hazırlanmış olan raporların incelenmesi, hesap kontrolleri ve bunun üzerine yorum yapılması işi olduğunu, bunu yapabilmenin tek yolunun da doğal olarak anılan raporlarda yer alan veri ve değerlerin kullanılması olduğunu, bu durumu 07.09.2017 tarihli ikinci bilirkişi raporunda olduğu üzere “…kopyalama yapıştırma yöntemi ile rapor oluşturma…” olarak değerlendirmenin büyük bir hata olduğunu, müvekkili şirketin, raporun 10. Risk Analysis bölümündeki tablonun 19. maddesinde radar analizi dışındaki izinlerin tamamlandığı ve radar analizinin sonucunun takip edilmesi gerektiğini açık şekilde belirttiğini, müvekkili şirketin özen sorumluluğunu yerine getirdiğini, müvekkili şirketin raporu zamanında teslim etmediği iddiasının doğru olmadığını, müvekkili tarafından sözleşmeye uygun olarak 11.12.2013 tarihinde teslim ve ifa edildiğini, revize edilen ikinci raporun ise, ilk raporun nihai niteliğini ortadan kaldırmamakla beraber ilk rapordan iki gün sonra 13.12.2013 tarihinde teslim edildiğini, bu hususun 20.03.2017 tarihli bilirkişi raporu ile de teyit edildiğini, sözleşmenin tarafı olarak bankanın da raporu onaylayarak yeterli bulduğunu, kredi verip vermemek hususunun tamamen bankanın kendi insiyatifinde olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun bilimsellikten ve objektiflikten tamamen uzak, varsayımlara dayalı olduğunu, davalının, raporun ayıplı şekilde hazırlandığı konusunda müvekkili şirkete yaptığı herhangi bir ihbar/bildirim bulunmadığını, alacağın likit ve muayyen olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, davacının sözleşmeden kaynakla alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhinde giriştiği takibe karşı davalı itirazının iptali istemine ilişkindir. Sözleşme ilişkisi yanlar arasında çekişmesiz olup uyuşmazlık, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin niteliği, davacının edimini ifa edip etmediği, davacının takip tarihi itibari ile alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı noktasında toplanmıştır. Davaya dayanak İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı takip dosyasında; davacının, borçlu aleyhinde 24.12.2013 tarihli 1.890,00 TL fatura alacağı, 163,28 TL işlemiş faiz, 15.09.2014 tarihli 11.469,14 TL fatura alacağı, 7,38 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.529,80 TL alacağın tahsili için 11.09.2014 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 22.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 25.09.2014 tarihinde süresinde borca ve faize itiraz edildiği, takibin durduğu, İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı takip dosyasında; 26.11.2013 tarihli 17.818 € fatura alacağı, 1.008,06 € işlemiş faiz, 18.12.2013 tarihli 17.817,00 € fatura alacağı, 932,83 € işlemiş faiz olmak üzere toplam 37.575,89 € alacağın tahsili için 17.09.2014 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 22.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 24.09.2014 tarihinde süresinde borca ve faize itiraz edildiği takibin durduğu, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır.20.03.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacı tarafından hazırlanan rapor kapsamının davalı tarafından sağlanan belgeleri incelemek ve bu belgeler üzerinde görüş bildirmek ile sınırlı olduğu; finansman sürecinde değerlendirme araçlarından biri olmakla beraber davacı tarafından hazırlanan değerlendirme (due diligence) raporunun finansal değil teknik bir rapor olduğu, danışmanlık sektöründe danışmanın yükümlülüğünün, finansman süreci sonucuyla doğrudan bağlantısı olmaksızın, kendi uzmanlığına ve takdirine göre teknik bir rapor sunmakla sınırlı olduğu ve bu durumun danışmanın bağımsız teknik değerlendirme hizmeti sağlaması yönünden zaruri bir husus olduğu, nitekim dava konusu uyuşmazlıkta da Sözleşme hükümleri incelenerek davacının finansman sonucuna dair doğrudan bir taahhüdü olmadığı, dava dosyası içerisinde bir örneği bulunan ve önemli hükümleri yukarıda özetlenmiş bulunan sözleşmenin her iki tarafça da kabul edildiği, inceleme konusu dava dosyası kapsamında ortaya çıkan ihtilafın bu sözleşme ile kurulan hukuki ilişki çerçevesinde ortaya çıktığı, bu sözleşme ile davacı, davalının yapmayı planladığı bir rüzgar enerjisi santrali ile ilgili "değerleme raporu hazırlama" borcunu yüklendiği; davalının ise bunun karşılığında belirli bir ücret ödemeyi borçlandığı, sözleşmenin herhangi bir kısmında "davacının değerleme raporu hazırlaması suretiyle, kreditörlerin finansman sağlamasını garanti etme” yükümlülüğü üstlendiğini ortaya koyan herhangi bir veriye rastlanmadığı, zaten bu tür yükümlülüğün altına girilmesinin de işin niteliğine uygun düşmediği, zira bu nitelikte bir değerleme raporunun, henüz yatırıma başlanmadan önce hazırlanmasının amacının, hem proje sahibinin hem de fmansman sağlayıcıların yatırım yapma kararı alırken hataya düşmelerinin önlenmesi ve projenin bilimsel veriler ışığında yapılabilir bir proje olup olmadığı sorusuna sağlıklı bir cevap vermelerinin sağlanması olduğu, dolayısıyla davacının sözleşme sorumluluğunun da "'bilimsel veriler esas alınarak" ve “mümkün olduğu ölçüde objektif nitelikte bir değerleme raporu hazırlamaya ilişkin olduğu, yoksa davalının veya dava dışı kişilerin yatırım kararlarının ne yönde olacağını garanti etmek olmadığı, Her ne kadar Türk Borçlar Kanunu'nda danışmanlık sözleşmesi isimli bir sözleşme tipi düzenlenmiş değil ise de, bu sözleşmenin bir tür iş görme sözleşmesi olduğu, İş görme sözleşmeleri bakımından ise TBK m. 502/2 de düzenlenen '"Vekalete ilişkin hükümler niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan iş görme sözleşmelerine de uygulanır" hükmü gereği davacı şirketin, dava dayanağı sözleşme kapsamındaki sorumluluğu değerlendirilirken vekalet sözleşmesinde vekilin sorumluluğuna ilişkin hükümlerden kıyasen yararlanılmasının söz konusu olacağını, davalı tarafça ileri sürülmüş bulunan "davacının hazırladığı rapor sebebiyle proje verimliliğinin sorgulanır hale gelmesinin sorumluluğunun davacıya yüklenmesinin imkan dahilinde olamayacağı, Eğer bu sonuç, davacının gerçeği yansıtmayan (hatalı verilere dayalı) bir rapor hazırlamasından kaynaklanmış ise, elbette davacının bundan sorumlu olması lüzumu ortaya çıkacağı, ancak bu ihtimalde dahi davacının sorumlu tutulacak olmasının sebebinin "proje verimliliğinin sorgulanır hale gelmesi" değil "raporun gerçek verilere aykırı bir şekilde hazırlanmış olmasından" kaynaklanacağı, davacı ve davalı arasında 22 Kasım 2013 tarihinde akdedilen Teknik Danışmanlık Hizmetleri Sözleşmesi uyarınca davacının, davalıya ait Proje" nin teknik ve ticari yönleri ile risklerine dair kendisine davalı tarafından sağlanan raporlar üzerinde görüş bildirmeyi, davalının ise Sözleşme’de yazılı hizmet bedellerini davacıya ödemeyi taahhüt ettiği, davacının 11Aralık 2013 tarihinde Sözleşme’ye uygun olarak nihai bir raporu dava dışı ... Bankası A.Ş'ne teslim ettiği ve böylelikle Sözleşme uyarınca taahhüdünü yerine getirdiği; teslimden sonra işbu bilirkişi raporunun "Davacı Tarafından Teslim Edilen İki Rapor Arasındaki Farklar” başlıklı bölümü altında detaylı açıklanan revizyonlar yapılarak 13 Aralık 2013 tarihinde davacı tarafından revize raporun yeniden iletildiği ve iki rapor arasında tespit edilen farklılıkların ilk raporun nihai niteliğini etkilememekle beraber esasa ilişkin de olmadığı; davacının davalı tarafından sağlanan raporlara binaen hazırladığı değerlendirme raporunun teknik bir rapor olduğu ve davacının Sözleşme uyarınca taahhüdünün finansman kararına ilişkin olmadığı, davacının sözleşmeden kaynaklanan borcunu usulünce ifa ettiği dolayısıyla ücrete hak kazandığı belirtilmiştir. Rapora itiraz üzerine mahkemece farklı bir heyetten bilirkişi raporu alınmıştır. 07.09.2017 tarihli ikinci heyet raporunda; asıl Sözleşmede kısıtlı bir Ön Değerlendirme Raporu talep edilmekle birlikte Sözleşme eki-Teknik Danışman İş Kapsamında ise Fizibilite Raporu ve ötesinin talep edildiği, bu durumda Sözleşme talepleri ile Teknik Danışman İş Kapsamı talepleri birlikte değerlendirildiğinde, projenin özelliği ve raporun kullanılış amacı gereği, Davacı-Danışman'dan; gerekli ve zorunlu olduğu değerlendirilen tam bir FİZİBİLİTE RAPORU talep edildiği, Fizibilite Raporlarında incelenmesi gereken konunun ana ve alt başlıklarının (D) paragrafında özetlendiği, dava konusu 11.12.2013 tarihli Ön Değerlendirme Raporu İle bilahare 2 gün sonra düzenlenen 13.12.2013 tarihli Revize Raporun ise Yatırımın Finansmanı amacıyla Kreditör Banka'ya sunulacağı bilinmesine rağmen, düzenlenen Raporların; tam bir Fizibilite Raporu nitelikleri bulunmadığı gibi, sözleşme İle kararlaştırılan içerikleri karşılamaktan uzak oldukları, Raporlarda maddi hatalar bulunduğu ve genel olarak teknik bilgiler İçerdiği, ancak özellikle Kreditörlerir; kararları İle kredi koşullarını olumlu yada olumsuz yönde etkileyen; Sabit (eksik ve hatalı hesaplanmıştır) ve Toplam Yatırım Tutarlarının hesaplanmadığı, Fon Akım ve Kara Geçiş Analizleri ile Projenin Rantabilitesi ve diğer Ekonomik Analizlerin ise yapılmadığı, başka bir deyişle dava konusu Raporların; eksik, yetersiz ve/veya hatalı oldukları, dolayısıyla anılan Rapor içeriği bilgilerle, Davalı -Yatırımcının; kredi veya uygun koşullarla Kredi temin İmkanının bulunmadığı, Nitekim, Davalıya ait ...@...com.tr adresinden, Davacıya ait ...@...com.tr adresine gönderilen 23.12.2013 tarihli e-posta yazısında, dava konusu kredi talebinin olumlu bir şekilde sonuçlandırılamadığının anlaşıldığı, davacı Danışman'ın kredi temini bakımından garanti yükümlülüğü bulunmadığı gibi, hiçbir Fizibilite Raporunun; kredi temin garantisi sunamayacağı, ancak; bilimsel, güvenilir, yeterli bilgi ve analizler ile donatılmış bir Fizibilite Raporunun ise Yatırımcı Kuruluş bakımından kredi temini ile daha uygun kredi koşullarını belirlemekte en büyük etken olduğu, 11.12.2013 tarihinde ön Değerlendirme Raporu ile bilahare 2 gün sonra düzenlenen 13.12.2013 tarihli Revize Rapor üzerinde yapılan incelemelerde; 20.03.2017 tarihli Bilirkişi Raporu' nda da tespit edildiği gibi, davacı-danışmanın Raporun « Önerilen Enerji Üretimi » başlıklı Tablo; 4-9" da yer verilen ve ... Raporunda ise « Enerji Belirsizlikleri; Rüzgar Santralinin Hassasiyeti » Tablo : 11" de yer alan veriler ile %7 güç eğrisi belirsizliği kullanılarak hesaplanan, toplam belirsizlik değerinin, 1 yıl için %14.55 ve 10 yıl İçin ise %11.72 olarak düzeltildiği, Raporun « Önerilen Enerji üretimi » başlıklı Tablo: 4-9' a, ... tarafından hazırlanan bir kısım rapor verilerinin eklendiği, Raporun « Önerilen Enerji Üretimi » başlıklı Tablo: 4-9 kapsamında %7 güç eğrisi belirsizlik değerine ek olarak, %5 güç eğrisi belirsizlik değeri de eklenmek suretiyle, gerek ... gerek ... Raporlarından elde edilen veriler ile sunulan ilk Rapor verilerinin tamamını etkileyecek yeni ve gereksiz bir ek senaryo sunulduğu, Raporun «Projenin Sermaye Harcaması Değerleri » başlıklı Tablo : 8-3'te yer alan Sermaye Harcaması değerine, 2.102.492,00 € tutarında Proje ve Saha Geliştirme Faaliyetleri kalemi ilavesi İle Toplam Sermaye Harcama Değerinin, bu kez 42.049.835,00 € olarak hesaplandığı, buna rağmen Revize edilen ikinci Raporda da, İlk Raporda olduğu gibi, Sabit Yatırım Maliyetinin hatalı hesaplandığı, özetle, 11.12.2013 tarihinde, ön Değerlendirme Raporu'nun, tesliminden hemen 2 gün sonra Raporun revize edilerek, 13.12.2013 tarihinde yeniden sunulması ve Revize Rapor'da ise ilk rapora göre, kısmen zorunlu (İnşaat maliyetlerinin ilavesi) ve kısmen gereksiz yeni ek belirsizlik ilavesi ile tüm rapor sonuçlarını etkileyecek değişiklikler yapılmasının; Kreditör Banka' ya sunulan ilk Rapor' un hatalı olduğunun bir göstergesi olduğu, aynca Kreditör Banka nezdinde gerek ilk ve gerekse revize raporun; güvenilirliği ve inandırıcılığının sorgular konuma düşürdüğü, davanın tarafları arasında akdedilen danışmanlık sözleşmesi ile davacı taraf, davalının yapmayı planladığı bir rüzgâr enerjisi santrali ile ilgili "değerleme raporu hazırlama" borcunu yüklendiği, davalı ise bunun karşılığında belirli bir ücret ödemeyi borçlandığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda danışmanlık sözleşmesi isimli bir sözleşme tipi düzenlenmiş değil ise de, bu sözleşmenin bir tür iş görme sözleşmesi olduğunun açık olduğu, iş görme sözleşmeleri bakımından ise TBK m, 502/2 maddesinin uygulanması gerektiği, ... Bankası tarafından atanmış olan davacı danışmanın sözleşme ve ekleri ile kararlaştırılan bir çok hesaplama İşlemini yapmadığı, davacının daha önce davalı tarafından (dava dışı) ... ve ... yaptırılan çalışmalardan kopyalama/yapıştırma yöntemi ile rapor oluşturduğu, ancak anılan firmalar tarafından oluşturulan raporlarda tutarlılık bulunup bulunmadığı hususunu ise tartışmadığı ve incelemediği, sözleşmede yer almasına rağmen, dava konusu raporda enerji hesabının yapılmadığı, halbuki sözleşmeye göre davacının projede vaad edilen üretimin sağlanabilirliği ile standartlara uygunluğunun incelendiği bir rapor tanzim etmesi gerektiği, davacının danışmanlık sözleşmesinden doğan edimini gereği gibi yerine getirmediği, alacak talebinde bulunamayacağı belirtilmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşme maddeleri incelendiğinde; Madde 1; ..İşbu danışmanlık hizmetinin amacı ... Bankası A,Ş. nin (bundan böyle "Müşteri” olarak adlandırılacaktır), Mal Sahibi 'nin, teklif edilen krediyi ödeyebilecek ödeme gücünün olup olmadığını değerlendirebilmesi için, Müşteriye Projenin teknik ve ticari yönleri ile risklerine ilişkin bir rapor hazırlamaktır... " ... Tarafından Sağlanacak Hizmetler başlığı altında Madde 3; «... Hizmetlerin; Ön Değerlendirme Raporu ( Bölüm: 1)-Aylık İlerleme Raporu (Bölüm: 2) ve İşletmeye Alma Raporu ( Bölüm; 3 ) olmak üzere, üçe ayrılmaktadır. ..., ek : 1' de yer alan " Teknik Danışman İş Kapsamı "nı dikkatle incelemiş ve burada belirtilen şartlara tamamen uyacağını kabul etmiştir. Ön Değerlendirme Raporu, 10 Aralık tarihinde düzenlenecek olup, son rapor olarak kabul edilecektir. ..., Müşteri tarafından erişim sağlanan dokümanları gözden geçirecek ve Müşteri' nin her türlü kaygısını müzakere edecektir... » Uygulama-Genel başlığı altında. Sözleşme Madde 5.1; «. .. İş esasen Mal Sahibi' nin sağladığı belgelere dayalı olacaktır. Bekleyen ve açıklık getirilmesi gereken konular, zaman çizelgesi içinde ve gerekli belgelerin bulunmasına bağlı olarak mümkün olan en iyi şekilde analiz edilecek ve çözüme kavuşturulacaktır... » Projenin Uygulanması Ve Zaman Çizelgesi başlıklı Madde.5.2; «. .. Ön Değerlendirme Raporunun Verilmesi, 11 Aralık 2013. .. » Garanti başlıklı, Madde 6.1 ve 8.2' de «. .. İşin yürütülmesi, dikkatli, eksiksiz ve uzman bir şekilde takvime uygun olarak ve İhale sırasındaki en gelişmiş teknolojiye uygun olarak yapılacaktır. ... kanıtlanabilir bir şekilde kendisinden kaynaklanan kayıp ve zarardan sorumludur... » Götürü Ücret başlıklı, Madde 6.3.1' de «. .. Ön Değerlendirme Raporu için, 30.200 EURO» Ödeme Koşulları başlıklı Madde 6.3.4' te «..._Ön Değerlendirme Raporu için; İşin verilmesini takiben % 50 ön ödeme ve Ön Değerlendirme Raporunun sunulmasından sonra %50. .. Faturanın düzenlenmesinden sonra 14 gün içinde ödemeler muaccel hale gelecektir. .. Eğer ..." e, vade tarihinde herhangi bir ödeme yapılmazsa, ..., söz konusu meblağ için vade tarihînden başlayarak ödemenin yapıldığı gerçek tarihe kadar TCMB oranlarına göre faiz almaya hak kazanacaktır... » Ayrıca, Sözleşme eki olarak İmzalanmış bulunan, Teknik Danışman İş Kapsamı başlıklı belgede ise tarafların: a.Projenin saha incelemesinin yapılması; jeolojik, topograflk, yol, iklim vs. proje sahasının rüzgar potansiyelinin değerlendirilmesi, b.Fizibilite raporunda kullanılan rüzgar datalarının kontrolünün yapılması ( hem proje sahasında firma tarafından yapılan ölçümlerin hem de korelasyonu yapılan DM' nin ölçüm değerlerinin rüzgar ölçüm kayıtlarının ve güvenilirliklerinin kontrolü ) korelasyon hesaplamalarının kontrolü ve teyidi, c.Fizibilite raporunda belirtilen rüzgâr ölçümlerinin uygunluğunun değerlendirilmesi (rüzgar ölçüm verilerinin yeterliliğinin ve proje sahalarında yer alan rüzgar ölçüm verileri dikkate alınarak hesaplanmış elektrik üretim değerlerinin incelenmesi ve değerlendirilmesi), yıllık elektrik üretim miktarının ( kwh ) belirtilmesi bu ölçümlere istinaden P90, P75, P50 gerçekleşme oranındaki elektrik üretim değerlerinin hesaplanması, d.Elektrik üretim senaryolarında çevredeki diğer projelerin etkisinin değerlendirilmesi, projelerin tamamlanma zamanı, mevcut durumu, projeye etkisi e.Proje Şirketi {...) tarafından hazırlanan bütçe, aylık iş programlarının kontrolü, maliyet unsurlarının (... ile varılacak anlaşmaya bağlı olarak oluşabilecek enerji nakil hattı maliyetleri de dahil olmak üzere ) piyasada gerçekleşen maliyetler göz önüne alınarak değerlendirilmesi ve uygunluğunun tespiti, f.Proje Şirketi tarafından iletilen toplam yatırım tutarının incelenmesi, nihai yatırım tutarının tespiti ve alt kırılımlan ile sağlanan kredinin döviz cinsinden belirtilmesi Yatırım tutarı İncelenirken: > Projede İmzalanan inşaat ve ekipman sözleşmelerinin incelenmesi > Değerleme tarihindeki piyasa koşullan incelenerek yatırım tutarını oluşturan birim fiyatların değerlendirilmesi g.Proje Şirketi {... tarafından, ilk kredi çekilişine kadar yapılmış olan harcamalar özkaynak katkısı olarak kabul edileceğinden, bu harcamaların kontrolünün yapılması ve yapılmış olan harcama tutarının EUR olarak belirtilmesi, Harcama kontrolü şu kontrollerle yapılacaktır: > Taşeron ve müteahhit sözleşmelerin kontrolü > Yapılan harcamaların ve faturaların kontrolü/toplam ödenen tutarın belirtilmesi, > Yapılan harcamaların ve imalat raporunun saha ziyareti ile kontrolü, h.Rüzgar Enerji Santral dizaynının uygunluğunun kontrolünün yapılması; Temel Planlar, inşaat planlan ve beklenen enerji performasının sağlanmasını teminen santralin üretme kabiliyetinin değerlendirilmesinin yapılması* Proje şirketi (...) tarafından satın alınması planlanan elektro mekanik ekipmanın projenin teknik özellikleri dahilinde teknolojik uygunluğunun ve yeterliliğinin tespiti ve imalatçının geçmiş performanslarının incelenmesi ve raporda sunulması, öngörülen türbin yerleşim planının ve seçiminin öngörülen elektrik üretimini sağlayacak şekilde olduğunun teyit edilmesi, i. lektromekanik ekipmanın yıllık bakım-onanm planlamasının kontrolü, yeterliliğinin tespiti ve operasyona geçiş tarihinden İtibaren 15 yıllık süre boyunca bakım-onarım ve diğer operasyonel giderlerinin belirtilmesi, j.Proje Şirketi (...} nin, Proje' nin inşaatı için Sözleşme yapacağı alt taşeron ve müteahhitlerin inşaatı bitirebilme kabiliyetleri hakkında görüş vermesi ve bu alt taşeron ve müteahhitlerle yapılan sözleşme tutarlarının kontrol edilmesi, k.Proje İle ilgili inşaat ve operasyon döneminde karşılaşabilecek olası risklerin tespiti ve alınacak önlemlerin belirtilmesi, l.İnşaat sürelerinin ve operasyona geçiş tarihinin belirtilmesi ( iş programının arazi ve İklim koşulları göz önünde bulundurularak incelenmesi ve değerlendirilmesi) m.Proje kapsamında yapılan sondaj miktarının kontrolü ve yeterliliğinin tespiti. Rüzgar Gülü' nün temeli gibi yapılarda uygun zemin için yeterli sondaj yapılıp yapılmadığının tespiti, n.Saha ziyaretleri sırasında yerel halkın proje hakkındaki görüşlerinin raporlanması, o.Projenin İnşası ve üretimi için gerekli lisans ve izinlerin güncel durumlarının raporlanması, p.İmar izni güncel durumunun raporlanması, q.İnşaat ruhsatının güncel durumunun raporlanması, r.Olası bir lisans tadili ve değişikliğinin güncel durumunun raporlanması, s.Projenin Teknik Etkileşim raporu için Genel Kurmay Başkanlığı' ndan alınan İzinin güncel durumunun raporlanması, t.Yukarıda sayılmış olan ancak projenin inşaatına başlanabilmesi için ve/veya projenin teslimi İçin gerekli olan tüm belge ve İzinlerin güncel durumunun raporlanması u.Ekipman teknolojisi ve uygunluğu: Elektromekanik ekipman sözleşmesine ve uygulanacak olan teknolojiyle İlgili görüş belirtilmesi ve tespit edilen olası risklerin belirtilmesi ... sadece ilgili işlerle temin edilecek bilgi be belgelere dayanarak mevcut durumu raporlamakla yükümlüdür. hususlarını kararlaştırdıkları görülmüştür. Somut uyuşmazlıkta, davalının, Konya' da ... Projesi adı altında bir yatırım yapmaya karar verdiği, bu kapsamda; dava dışı-Türbin Üreticisi ... İle ...'ye birer teknik rapor hazırlattığı, bilahare yatırımın finansmanı amacıyla, ... veya ... kaynaklı kredi olmak üzere, ... Bankası ile görüşmelere başladığı ve gerekil Kredi başvurusunda bulunduğu, başvuru aşamasında ise davalının zaman sorunu olduğu, Devlet kaynaklı yenilenebilir enerji üretimi destek primi uygulaması olan 2015 yılı-...' den yararlanabilmek için, Üretim Lisansı dahil Ekim-2014 tarihi itibariyle Santralı üretimehazır hale getirmesi ve en geç 31.10.2014 tarihinde EPDK'ya başvuruda bulunmuş olması, bunları gerçekleştirebilmek için ise geç Ocak-2014'te, kredinin temin edilmiş ve Türbin üreticisine önceden kararlaştırılmış akreditiflerin açılması gerektiği, dava dışı-... (Türbin Üreticisi) & ... (Danışman-Mühendislik Firması ) tarafından düzenlenmiş teknik raporların Kredi başvuru dosyasında sunulduğu, ancak kredi talep edilen bankanın davacıdan da rapor talep ettiği, bu kapsamda, 22.11.2013 tarihinde dava dışı-... ile davacı ve davalı arasında sözleşme akdedildiği, sözleşmedeki asıl amacın aracı banka tarafından verilecek kredinin sağlanmasından önce davacı kurum tarafından hazırlanacak rapor ile davalının ve de yatırımın denetlenmesi ile bankanın kendini güvene alması olduğu anlaşılmaktadır. Son heyet raporunda, "..davacı temsilcisi/yetkilisi olduğu anlaşılan ...<®...coro,tr adresine gönderilen 23.12.2013 (saat: 14.03) e-posta yazısında, özetle «. .. Malumlarınız olduğu üzere zaman baskımız bulunmaktaydı. Sizin de sıkışık bir zaman zarfında hazırlamış olduğunuz raporun, önce kredi süreci bakımından menfi sonuçlar doğurması, sonrasında ise düzeltme yapmanız dolayısı ile zamanımız tükendi ve ... ile oluşan anlaşma zeminimiz sarsıldı. Akreditifi zamanında açamadık ve hazırda bekleyen Türbinler kaçtı. Bu nedenle ...' tan türbin alımı belirsiz bir sürece girerek askıya alınmıştır, İleriki zamanlarda gelişecek durumlara göre, tekrar değerlendirerek karşılıklı bir mağduriyete yol açmayacak bir çözüme için şimdilik faturalarınızı iade etmek durumundayız. .. » bildiriminde bulunduğu ve anılan faturalar nedeniyle, davacı' ya her hangi bir ödeme yapmadığı belirtilmiştir. Taraflar arasındaki iş görme sözleşmesi, TBK ve TTK'da düzenlenmemiştir. Bu nedenle öncelikle sözleşmenin hukuki niteliğinin saptanması lazımdır. Türk hukukunda TBK'nin 502/2 maddesine göre, hukuki işlem yahut hukuki işlem benzeri yapılması ile birlikte fiili işlem yapılması, yani maddi anlamda bir işin görülmesi de vekaletin konusunu teşkil edebilir. TBK 502. maddesinin birinci fıkrasında; vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşme şeklinde tanımlanmış olup, aynı maddenin ikinci fıkrasında, vekâlete ilişkin hükümlerin, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenmemiş olan iş görme sözleşmelerine de uygulanacağı öngörülmüştür. Bu yasal düzenleme, vekâlet sözleşmesinin iş görme sözleşmeleri bakımından kapsayıcı nitelikte olduğunu ve vekâlet sözleşmesine ilişkin hükümlerin iş görme niteliğinde olmakla birlikte TBK'da düzenlenmemiş bulunan diğer tüm sözleşmelere de uygulanacağını göstermektedir. Bu düzenlemeden hareketle ve en basit hâliyle vekâlet, vekile başkasının menfaatine ve iradesine uygun şekilde bir iş görme borcu yükleyen sözleşme olarak tanımlanabilir (Tandoğan, H.: Borçlar Hukuk Özel Borç İlişkileri, İstanbul 2010, C.2., s. 355). Vekâlet sözleşmesi, diğer iş görme sözleşmelerinde olduğu gibi ve hatta onlardan daha da geniş ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan ve müvekkilin menfaatine ve iradesine uygun davranma yükümlülüğünden doğar. TBK'nın 506. Maddesi "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmünü düzenlemiştir. Bu düzenlemeye göre vekilin özen borcu çerçevesinde, hedef tutulan sonucun başarılı olması için işlerin mutat cereyanına göre gerekli girişim ve davranışlarda bulunması gerekir. Vekilin özen borcu, iş görürken yöneldiği sonucun olmaması değil bu sonuca erişmek için yaptığı faaliyetleri özenle yürütmesidir (Tandoğan, H.: Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, C. 2, Ankara 1977, s. 199). Özen borcunun yerine getirilmediğini ispat yükü, kural olarak, müvekkildedir. Müvekkil sadece başarılı bir sonucun gerçekleşmediğini ispatlayarak bu külfetini yerine getirmeyecektir. Ayrıca vekilin mesleğinin kurallarına uygun olmayan bir davranışta bulunduğu iddiasını işlerin normal akışına göre sonucun meydana gelmemesinde etken olduğunu ispatlaması gerekir (Yavuz, s.599). Yukarıdaki açıklamalar göz önüne alındığında; taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ek sözleşme hükümlerine göre, davacının, davalıya ait Konya ilinde bulunan ... Enerji Santrali Projesi’nin teknik ve ticari yönleri ile değerlendirmesine ilişkin FİZİBİLİTE RAPORU hazırlamayı üstlendiği, davacı tarafından bankaya ibraz edilen 11.12.2013 tarihli ön değerlendirme raporunun eksik hazırlandığı, Revize Rapor'da ise ilk rapora göre, kısmen zorunlu (İnşaat maliyetlerinin ilavesi) ve kısmen gereksiz yeni ek belirsizlik ilavesi ile tüm rapor sonuçlarını etkileyecek değişiklikler yapıldığı, bu durumun Kreditör Banka'ya sunulan ilk raporun hatalı olduğunun bir göstergesi olduğu gibi ilk ve revize raporun güvenilirliği ve inandırıcılığının Kreditör Banka nezdinde sorgulanır konuma düşürdüğü, ön değerlendirme ve 13.12.2013 tarihli revize raporun eksik, yetersiz ve hatalı oldukları, dolayısıyla anılan rapor içerdiği bilgilerle, davalı -yatırımcının, kredi veya uygun koşullarla kredi temin imkanının bulunmadığı, nitekim aracı bankanın davalıya krediyi sağlamadığı, dolayısı ile davacı, sözleşme gereği edimini ifa etmediğinden ücrete de hak kazanmadığı, zira davacı kendisinden rapor istenilen konuda yetkin olduğu, yetkinliğine uygun hareket etmediği, dosya da birbiri ile çelişen 2 heyet raporu bulunsa da, son heyet raporun da davacı tarafından hazırlanan raporların bilimsel ve teknik analizinin birinci heyet raporundaki bilgilerle birlikte değerlendirilmesi suretiyle hazırlandığı, birinci raporun bilimsel veri ve içeriğe sahip olduğu anlaşılmakla konu ile ilgili yeniden bilirkişi raporu alınmasına gerek bulunmadığı, esasen ilk heyet raporunda, davacının hazırladığı raporların işin başarısına bağlanmadığı görüşünün hakim olduğu, oysa davacının vekalet sözleşmesi gereğince, üstlendiği işi vekilin özen borcu çerçevesinde, hedef tutulan sonucun başarılı olması için işlerin mutat cereyanına göre gerekli girişim ve davranışlarda bulunarak bilimsel/ teknik raporu hazırlaması gerektiği, davacının, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranışı göstermediği, böylece ücrete hak kazanmadığı, bu durumda, ilk derece mahkemesince tesis edilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK' nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafça peşin yatırılan 134,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 98,10 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/12/2020

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi