Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15457
Karar No: 2017/7984
Karar Tarihi: 20.09.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/15457 Esas 2017/7984 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/15457 E.  ,  2017/7984 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılar ... ... A.Ş.,...A.Ş., ... A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, 18.01.2013 talihinde davalı ... yönetimindeki çekici ile buna bağlı römorkun, davacı şirkete ait kamyona (römork çeker) çarparak hasar verdiğini, çekicinin ... A.Ş.’ye. römorkun ise ...A. Ş.’ye ait olduğunu, kaza sonucu araçta 101.861,68 TL’lik hasar meydana geldiğini, araçta ciddi değer kaybı oluştuğunu ve 3 ay 27 gün boyunca davacı şirketin aracını kullanamadığını, araçtaki hasann aracın değerine oranının %58 olduğunu belirterek, değer kaybı için şimdilik 10.000,00 TL’nin davalılardan, araç mahrumiyet zararı için ise şimdilik 5.000,00 TL’nin davalılardan ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, 15.09.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle araç mahrumiyeti talebini 10.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ...Ş. vekili, davalı şirket ile ... A.Ş. arasında 03.03.2006 tarihinde Finansal Kiralama sözleşmesi imzalandığını, çekicinin anılan şirketine kiralandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ...Ş., poliçe limiti dahilinde ödeme yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalı ... ihbar olunan vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; 6.000,00 TL değer kaybı alacağının davalı ... Sigortanın ... teminat limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren, diğer davalılar ... A.Ş, ...Kiralama Şirketi ile ... yönünden kaza tarihi olan 18/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 10.000,00 TL "nin davalılar... A.Ş., ... Şirketi ile ... yönünden kaza tarihi olan 18/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar ... ... A.Ş., ... A.Ş.,...A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasına dayanan değer kaybı ve araç mahrumiyeti talebine ilişkindir.
    1-Davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Somut olayda kaza 18.01.2013"te meydana gelmiştir. Dava, 15.09.2015"te ıslah edilmiştir. Davalı vekili de süresi içerisinde ıslah zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Mahkemece anılan itirazla ilgili olumlu ya da olumsuz herhangi bir hüküm kurulmamıştır.
    2918 sayılı ....nun 109/1. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." denilmektedir. Aynı kanunun 109/2. maddesinde ise, "Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, anılan hükümler doğrultusunda, davalı vekilinin zamanaşımı itirazının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir.
    2-Kabule göre de; davacı ... davalı ...Ş. vekilinin değer kaybı yönünden, davalı ...Ş. vekilinin ise gelir kaybı yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Davacı tarafından aracın %58 hasarlı olduğu ve 3 ay 27 gün serviste kaldığı iddia edilmiştir. Onarım masrafları, taşıtın riziko tarihindeki değerinin belli bir oranına ulaşır ya da taşıt onarım kabul etmezse taşıt tam hasara uğramış sayılır.
    Değer kaybı ise, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
    Somut olayda, değer kaybı yönünden hükme esas alınan 15.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda araçta oluşan değer kaybı, yukarıda açıklanan ilkelere ve Dairemizin yerleşik uygulamasına aykırı şekilde 6.000 TL olarak belirlenmiş, ayrıca aracın kaza tarihindeki piyasa değeri belirlenmediği gibi aracın hasar durumuna göre pert total sayılmasının ekonomik olup olmadığı da raporda tartışılmamıştır. Aracın pertinin uygun olması halinde davalı taraf ayrıca değer kaybı zararından sorumlu olmaz. Yine bu durumda araç mahrumiyetinin tespiti için, aracın makul ve gerekçeli olarak belirlenmiş tamir süresi içinde oluşacak gelir kaybı değil, aynı özellikte yeni bir araç alınması için gerekli makul süre tespit edilerek,bu süre yönünden gelir kaybı hesabı yapılması gerekir. Dosyada alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
    Bu durumda mahkemece, davacı aracının modeli, yaşı, kaza sonucu meydana gelen hasar durumu, km"si, kullanım tarzı vs de gözönünde bulundurularak aracın onarımının mı, pertinin mi uygun (ekonomik) olduğu, onarımının ekonomik olması halinde yukarıda açıklanan değer kaybı hesabı esaslarına uygun şekilde araçta oluşan değer kaybının ve makul onarım süresinin tespiti, pertinin ekonomik olması halinde davacı tarafın aynı model ve özellikle yeni bir araç alması için gerekli makul sürenin tespit edilerek bu doğrultuda araç mahrumiyeti zararının belirlenmesi hususlarında, hasar konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli şekilde rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Davacının gelir kaybının hesaplanması yönünden ise, davacının ticari defterlerinin, vergi kayıtlarının ve hasarlanan kamyonun çalıştığı firma kayıtlarının getirtilmesi ve kamyonun çalıştırılmasından kaynaklı amortisman, yakıt vb. giderler de düşüldükten sonra kamyonun ortalama günlük net gelirinin tespit edilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
    3-Davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalı ...Ş., karşı aracın ... ... şirketidir. 27.04.2012-2013 tarihli poliçedeki maddi hasar poliçe üst limiti 25.000,00 TL"dir. Davalı vekilince, dava açıldıktan sonra 27.08.2013 tarihinde poliçe limiti olan 25.000,00 TL"nin hasar olarak ödendiği belirtilmiştir. Mahkemece, anılan ödemenin ve poliçe limitinin değerlendirilerek, ... hakkında açılan dava ile ilgili olarak ödeme nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken, davanın kısmen kabulü ile 6.000,00 TL değer kaybı alacağının poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere tahsili şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    4-Davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalı vekilince ...plakalı çekicinin 2006 yılında davalı ...Ş."ye uzun süreli finansal kiralama sözleşmesi ile kiralandığı belirtilmiştir. Mahkemece anılan iddia ile ilgili olumlu ya da olumsuz herhangi bir hüküm kurulmamış, trafikte çekicinin davalı ...Ş."ye kayıtlı olduğu belirtilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
    2918 sayılı ... hükümlerine göre, trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve
    tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir.
    Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse ..."ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
    Somut olayda, davalı vekili müvekkilinin uzun süreli finansal kiralama işi yaptığını, müvekkilinin hukuken işleten olmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ... plakalı çekicinin 2006 yılında davalı ...Ş."ye finansal kiralama sözleşmesi ile kiralandığını ve sonraki yıllarda sözleşmenin revize edildiğini belirterek buna ilişkin belgeleri dosyaya sunmuştur.
    Bu durumda mahkemece taraflar arasında uzun süreli ve 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin Maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle, kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı ...Ş."nin işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
    5-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin vekalet ücreti hakkındaki temyiz temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1),(2),(3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili, davalı ...Ş. vekili, davalı ...Ş. vekili ile davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre davacı vekilinin vekalet ücreti hakkındaki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
    peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalılar ... ... A.Ş., ... A.Ş. ile ... A.Ş."ne geri verilmesine 20/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi