12. Hukuk Dairesi 2019/10722 E. , 2020/4876 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun takip sonrası zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep ettiği, mahkemece zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesi ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği, ilk derece mahkemesi kararına karşı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi"nce istinaf başvurusunun kabulü ile zamanaşımının kesildiği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
6762 sayılı TTK"nun 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay iken 03.02.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Yine 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK"nun 6273 sayılı Kanun"un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre de çeklerde zamanaşımı süresi üç yıldır.6762 sayılı TTK."nun 726. maddesini değiştiren 6273 sayılı Kanun"un 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zamanaşımı süresi 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıldır.
Somut olayda, takibe dayanak belge, kambiyo senedi niteliğini haiz çektir. Keşide tarihi 26/02/2008 olup, ibraz süresi 03.02.2012 tarihinden önce dolduğundan, 6 aylık zamanaşımı süresine tâbidir. İcra dosyasında, takibin 14/04/2008 tarihinde başlatıldığı 27/09/2010 ile 19/12/2011 tarihleri arasında icra takip işlemi yapılmadığı ve 6 aylık sürenin dolduğu anlaşılmaktadır.
Yine aynı kanunun 662. maddesinde; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleri ile zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir. Zamanaşımını kesen dava ibaresinden, takibin devamına ve alacağın tespitine yönelik davaların anlaşılması gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 133.maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan TTK.nun 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına
bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Öte yandan, alacaklı tarafından takibin devamını sağlamaya yönelik olarak yapılan icra takip işlemleri de zamanaşımını keser. TTK.nun 663/2.maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlar.
Buna göre TTK’nun 662.maddesinde dava açılmasından anlaşılması gereken kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla genel mahkemede usulüne uygun bir dava açılmasıdır. Tapu iptal ve tescil davası, anılan maddede belirtilen nitelikte zamanaşımını kesen dava niteliğinde olmayıp, davanın devamı süresince zamanaşımı işlemeye devam eder. Ancak tapu iptal ve tescil davasının açılması için İİK"nun 94. maddesi uyarınca yetki alınması konusunda icra müdürlüğüne başvurulması, alacaklının takibin devamına yönelik iradesini gösteren bir icra takip işlemi olup, bahsi geçen işlem zamanaşımını keser.
Somut olayda takip dosyasında,08/08/2008 tarihinde tapu iptali ve tescili davasının açılması için İİK"nun 94. Maddesi gereğince yetki alınması amacıyla icra müdürlüğüne başvurulması ile zamanaşımının kesildiği, 20/08/2009 tarihinde ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/315 Esas sayılı dosyasında tapu iptali ve tescili davası açılmışsa da bu işlemin zamanaşımını kesen işlemlerden olmadığı, icra müdürlüğünde herhangi bir takip işlemi yapmak için tapu iptali ve tescili davasının kesinleşmesinin beklenemeyeceği ve 27/09/2010 ile 19/12/2011 tarihleri arasında zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı dolayısıyla 6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmıştır.
O halde alacaklının yukarıda belirtilen tarihler arasında icra takibini sürdürme iradesini gösteren bir takip işlemine rastlanılmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz isteminin kabulü ile; ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nin 29/05/2019 tarih ve 2019/25 E. - 2019/1608 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine,
dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.