Abaküs Yazılım
12. Daire
Esas No: 2019/2080
Karar No: 2020/4134
Karar Tarihi: 09.12.2020

Danıştay 12. Daire 2019/2080 Esas 2020/4134 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/2080
Karar No : 2020/4134

TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNAN (TARAFLAR) :
1- (DAVACI) :…

VEKİLİ : Av. …

2- (DAVALI) : … Bakanlığı

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne sınıf öğretmeni olarak atanan ve henüz göreve başlamayan davacının, Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan emekli olduğundan bahisle açıktan atama işleminin iptaline ilişkin … tarih ve … sayılı Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü işleminin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İdare Mahkemesi kararının özeti: İdare mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 02-03-2017 tarihli ve E:2015/1410, K:2017/586 sayılı bozma kararına uyularak; 5525 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesi ile aday memur statüsünde görev yapmakta iken 01.01.1990 tarihi ile bu maddenin yürürlüğe girdiği 02.08.2013 tarihi arasında kılık kıyafet hükümlerine aykırı davrandığı gerekçesiyle memurlukla ilişiği kesilip asli memurluğa atanamayanlara, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde eski kurumlarına müracaat etmeleri hâlinde, 657 sayılı Kanun'un 48. maddesinde belirtilen genel şartları taşımaları koşuluyla yeniden atanma hakkı verildiği, bu konuda idareye takdir hakkı tanınmadığı, 5335 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile bu maddenin gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde bu maddenin amacının, emeklilik haklarını elde etmiş ve tercihini emeklilik yönünde yapmış kişilerin tekrar kamuda istihdamının önlenmesine yönelik olduğu, anılan Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten daha sonra yürürlüğe giren ve başörtülü olması nedeniyle memurlukla ilişiği kesilip asli memurluğa atanamayanların kaybetmiş olduğu hakları ve itibarı iade amacı taşıyan 5525 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesi kapsamında başvuru yapan kimselerin durumlarının ise kamuda öngörülen yaş ve hizmet süresinin doldurulması neticesinde emeklilik haklarını elde etmiş ve tercihini emeklilik yönünde yapmış kişiler gibi değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu kimselerin durumunun 5335 sayılı Kanun'un 30. maddesinde düzenlenen kurala istisna teşkil ettiği gerekçesiyle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak dava konusu işlemin iptaline, davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakları ve özlük haklarına ilişkin kayıplarının giderilmesine karar verilmesi yönündeki isteminin kabulü ile dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece hesaplanarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI: Dava konusu işlemin iptaline ve yoksun kalınan parasal hakların ödenmesine karar verildiği ve avukat ile temsil edildiği halde vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle Mahkeme kararının bu yönden düzeltilerek onanması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALI İDARENİN İDDİALARI:5335 sayılı Kanun'un 30. maddesinin 1.fıkrasında, sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alan kişilerin, genel bütçeye dahil dairelerin, katma bütçeli idarelerin, döner sermayelerin, kefalet sandıklarının, sosyal güvenlik kurumlarının ve bütçeden yardım alan kuruluşların kadrolarına açıktan atanamayacağı açıkça düzenlenmiş olup daha önce emekli olan davacının bu hükmün kapsamında olduğu, anılan hükümde, diğer kanunların bu maddeye aykırı hükümlerinin uygulanmayacağının da açıkça düzenlendiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMASININ ÖZETİ :
1- Davacı tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
2-Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davacıınn temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya uygun olan idare mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde; temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıkların da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Yargılama Giderlerinin Kapsamı" başlıklı 323.maddesinde;
"Yargılama giderleri şunlardır:
........
ğ) Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti (....) hükmüne,
Aynı Kanun'un 326. maddesinde;
"(1) Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.
(2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.(...)" hükmüne yer verilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık Ücreti" başlıklı 164. maddesinde; "Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder." hükmüne; 168. maddesinin son fıkrasında ise, "Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır" kuralına yer verilmiştir.
Buna göre, 2577 sayılı Kanun'un 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde, avukatlık ücretinin yargılama giderlerine dahil olduğu; 326. maddesinde ise, avukatlık ücretinin de aralarında bulunduğu yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği hükümleri yer almaktadır.
Dava konusu uyuşmazlık hakkında kararın verildiği tarihte (2018 yılı için) yürürlükte bulunan ve 30/12/2017 tarihli 30286 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 2. maddesinde, tarifede yazılı avukatlık ücretinin, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemlerin karşılığı olduğu; 3. maddesinde de, yargı yerlerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin, tarifelerde yazılı miktardan az ve üç katından çok olamayacağı, bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresinin gözönünde tutulacağı kuralı getirilmiştir.
Yukarıda açık metinlerine yer verilen 6100 sayılı Kanun ve 1136 sayılı Kanun hükümleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davacı tarafından açıktan atama işleminin iptaline ilişkin 21/04/2014 tarih ve 620 sayılı işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptali ile davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakları ve özlük haklarına ilişkin kayıplarının giderilmesi isteminin kabulü yolunda karar verildiğinden ve istem hakkında karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekille temsil edilen davacı lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, Mahkemece davacı lehine avukatlık ücretine hükmedilmediği anlaşılmaktadır.
Temyizen incelenen kararda her ne kadar İdare Mahkemesince davacı lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesinde hukuki isabet görülmemiş ise de; bu durum 2577 sayılı Kanun'un 49/1-(b) maddesi uyarınca yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan eksiklik ve yanlışlık kapsamında olduğu dikkate alındığında, sonuç itibariyle yerinde bulunan kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, tarafların temyiz istemlerinin reddi ile hüküm fıkrasının ''...1.090,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine...'' şeklinde değiştirilmek suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir.
Temyizen incelenen kararda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 50/4. maddesine uygun olarak İdare Mahkemesince bozma kararında belirtilen esaslara uyulduğu anlaşılmış olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2.Dava konusu işlemin iptali ile davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakları ve özlük haklarına ilişkin kayıplarının giderilmesine karar verilmesi yönündeki istemin kabulü yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının, hüküm fıkrasının ''....-TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine...'', şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi