17. Hukuk Dairesi 2015/5542 E. , 2017/7676 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde Davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlunun bankadan kredi kullandığını, kredilerin geri ödemelerinin yapılmadığını, hesap kat ihtarname tarihinden sadece 2 ay önce dava konusu taşınmazları diğer davalılardan kız kardeşi olan ... ve ..."e sözde satış suretiyle devrettiğini, davalılar arasında 24.10.2008-31.10.2008 ve 28.10.2008 tarihlerinde yapılan satışlar batıl olduğunu, müvekkili banka yönünden iptalini talep ettiğini, dava konusu tasarruf İ.İ.K. 278/III-2 mad.gereğince iptaline tabi olduğunu, satış işlemlerinin devir bedelleri çok düşük ve sembolik olduğunu, İ.İ.K. mad. 277 vd. hükümlerine göre batıl olan satış tasarrufunun müvekkili banka yönünden iptaline, İ.İ.K. ’nun 283. maddesi uyarınca müvekkili banka’ya dava konusu taşınmaz üzerinde ... 5. İcra Müd. 2011/4098 E. sayılı dosyasından cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisinin tanınmasına, dava konusu taşınmazların, İİK 281/2. mad. uyarınca ... 5. İcra Müd. 2011/4098 E.sayılı dosyasından 27.01.2009 tarihi itibariyle 121.272,51-TL, olan alacak için öncelikle ihtiyaten haczine, müvekkili bankanın 5411 sayılı Yasa"nın 13. Maddesi hükmüne göre teminat gösterme şartından ve harçtan muaf olması sebebiyle ihtiyati haciz kararının teminatsız olarak verilmesine, fazlaya dair ve faizle karşılanmayan munzam zarar talep haklarının saklı kalmak kaydı ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekilinin cevap dilekçesinde; davacı yanca geçerli “aciz vesikası” sunulmadığı,sunulan haciz tutanağının da geçici aciz vesikası hükmünde sayılamayacağından dava şartı eksikliği sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacının müvekkili ile arasındaki satış işlemini tasarrufun iptali davasına konu etmesinde hukuki yararı olmadığı, borçlu adına kayıtlı hacizli başkaca taşınmazlar varken bunlar satışa çıkarılmadan huzurdaki
davanın açılması hukuka aykırı olduğunu, davada 3 farklı taşınmaza yönelik tasarruf işleminin iptalini istemesinde davacının hukuki menfaati bulunmadığını, müvekkilinin iş bu gayrimenkulü satın aldığı kişiler ile arasında kanunun aradığı anlamda akrabalık bağı bulunmadığını, müvekkilinin gayrimenkulü satın aldığı kişiler 3. dereceye kadar hısımları olmayıp kanunun aradığı akrabalık bağından uzak olduğunu, bu durum kati surette tasarrufun iptali sebebi yapılamayacağını, dava konusu kredi borcu taşınmazın müvekkiline satış tarihinden 2 ay sonra 31.12.2008 tarihinde kat edilmiş olmakla tasarrufun iptali davası ıcın gerekli şartlar gerçekleşmediğini, 28.10.2008 tarihinde yapıldığından işlemde alacaklıyı ızrar kasdı olmadığını, müvekkilinin gayrimenkulü tamamen ticari amaçlı satın aldığını, müvekkilinin söz konusu arsayı rayiç bedeli üzerinden aldığı, ve söz konusu arsa üzerinde ticari amacına uygun olarak inşaat yaptırdığı bunun tapu kayıtlarından da belli olduğu bu nedenlerle dava şartlarının mevcut olmadığını gösterir haklı itirazlarının incelenerek haksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar ... ile ..."ya dava dilekçesi usulune uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermedikleri ve duruşmalara katılmadıkları görülmüştür.
Mahkemece tüm dosya kapsamı itibariyle mevcut nüfus kayıtlarına göre 476 ve 285 nolu taşınmazları satan ... ile ..."nın kardeş oldukları, yine alınan talimat raporuna göre 476 parselin 1/4 payının 51.000-TL"ye tekabül ettiği oysa 9.000-TL "ye satışının yapıldığı yine 285 parselin 23/120 payının 66.853,33-TL "ye tekabül ettiği satışın ise 41.000-TL"ye yapıldığı anlaşılmakla, kardeş ilişkisi nedeniyle ..."nın borçlu ..."in kastını bilebilecek durumda olduğu, bu nedenle kötüniyetli bulunduğu vicdani kanaatine varılarak ..."ya devri yapılan taşınmazlara ilişkin tasarruf işleminin icra dosyasındaki alacakla sınırlı olmak üzere iptaline, Davalı ..."in de ..."ın dayısı olan..."ın kızı ..."in oğlu olduğu yani ..."in babası ile ... annesinin kardeş olduğu, bu haliyle akrabalık ilişkisinin bulunduğu, gerek ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/2011 E. Sayılı dosyası gerek mahkememizce dinlenen tanık beyanları ve gerekse de ..."in yaptırılan Ekonomik ve Sosyal Durum araştırmasına göre, kız kardeşi ile kirada oturduğu ve ..."da taşınmaz, alacak gelir durumunun bulunmadığı, tanık beyanlarıyla da hileli işlem yapıldığının açıkça ispatlanmış olması nedeniyle 2195 parselin 1/2 hissesinin ..."e satış işleminin bu parsel sonradan imar uygulaması ile 169 Ada 1 Parsel tevhid edilerek 169 Ada 2 Parselde C Zemin bağımsız bölüm 1 nolu taşınmazı oluşturması nedeniyle bu taşınmaza ilişkin tasarruf işleminin icra dosyasındaki alacakla sınırlı olmak üzere iptaline karar verilmiş; hüküm, Davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İcra ve İflas Kanunun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK 280/1 maddesinde; malvarlığı borçlarına yetmeyen borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumunun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflas yoluyla takipte bulunulmuş olmasını, 3.kişinin borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile 3. dereceye kadar kan veya sıhri hısımı, evlat edineni veya evlatlığı ise borçlunun durumunu bildiğinin kabul olunacağı, bunun hilafını 3.kişi ancak 279.maddenin son fıkrasına göre ispat edebileceği hükme bağlanmıştır.
Somut olayda takip konusu borç, davacı ile davalı borçlu arasında imzalanan 2006-2007 tanzim tarihli kredi sözleşmelerinden kaynaklanmaktadır. İptali istenen tasarruflar ise takip konusu borcun doğumundan sonra 24.10.2008-28.10.2008 ve 31.10.2008 tarihlerinde gerçekleşmiştir. Tasarruf tarihinden itibaren beş yıl içinde borçlu hakkında icra takibine başlandığı dava önkoşullarının mevcut olduğu, davalı ..."in, davalı borçlunun durumunu ve amacını bilmediğini İİK 279.madde gereğince ispatlayamadığı da gözönüne alınmasına göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 6.212,37 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."den alınmasına 13/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.