15. Ceza Dairesi 2015/8417 E. , 2018/5904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanık hakkında, Nitelikli dolandırıcılık suçundan TCK’nın 158/1-f-son, 62, 52 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet, Özel belgede sahtecilik suçundan TCK’nın 207/1, 62 ve CMK 231. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Sanık hakkında, özel belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar ile nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyete ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Sanığın, suç tarihinde katılan ... Beyazıt şubesine giderek, kendisini kardeşi mağdur ... olarak tanıtıp, Ercan’ın kimliğini banka görevlilerine ibraz ederek, resimdeki benzerlikten faydalanarak mağdur ...’ın hesabında bulunan 29.980 Amerikan dolarını çektiği, dekontu kardeşi mağdur ... adına imzaladığı, mağdur ...’ın olaydan haberdar olarak bir yıl sonra itiraz etmesi üzerine mağdur ...’a paranın ödendiği, bu surette sanığın nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda,
1)Sanık hakkında, özel belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 sayılı CMK"nın 231/12 maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi bulunduğu, sanık hakkında tesis edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına, sanık müdafiinin yaptığı itiraz üzerine İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin yaptığı inceleme sonucunda verdiği ret kararı ile verilen hükmün kesinleştiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
2) Sanık hakkında, nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;
Sanığın tüm aşamalarda “kardeşi ile ortak şirketi olduğunu, şirketin vergi borcundan dolayı kardeşi Ercan’ın yurt dışına çıkış yasağı olduğu, bu yasağı kaldırmak için vergi dairesine para yatırmaları gerektiği, kardeşi mağdur ...’ın sözlü yetkisine istinaden, kardeşi Ercan’ın hesabındaki parayı 20/08/2018 tarih saat 14.16"da çektiğini, yine aynı tarih saat 14.13"de de kendi hesabından 9.955 Amerikan doları çektiğini, çekim esnasında şubede görev yapan kayınbiraderi ...’ın yardımcı olduğunu, banka görevlilerinin kendisini tanıdıklarına, her hangi bir kimlik kullanmadığına” ilişkin istikrarlı savunması, bu savunmayı doğrular içerikte tanık olarak beyanlarına başvurulan ... ve gişe görevlisi ’in beyanları, kardeşi Ercan’ın bu para çekimine itiraz ettiğine dair her hangi bir dilekçesinin bulunmayıp, sadece olaydan bir yıl sonra vekili aracılığı ile hesaptaki paranın ödenmesine ilişkin dilekçesinin bulunması, sanık tarafından katılan bankaya, kardeşi Ercan’ın hesabından çektiği parayı geri ödeyeceğine ilişkin taahhüt ve iki adet senet vermesi, sanığın kardeşi mağdur ...’a ait kimlik kullandığına ilişkin soyut iddia dışında her hangi bir delilin bulunmaması, sanık tarafından katılan banka şubesinin görevlisini aldatarak 3 dakika ara ile iki adet farklı kişilere ait işlem yapılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, dolayısıyla yapılan ödemenin banka görevlilerinin ya ihmali ile ya da özellikle sanığın kayınbiraderi ...’ın bilgisi dahilinde yapıldığı, sanığın katılan banka görevlilerinin denetim imkanını ortadan kaldıracak mahiyette hileli her hangi bir hareketinin bulunduğuna ilişkin somut bir delilin olmadığı, gişe görevlisinin basit bir denetimi neticesinde sanığın mağdur ... olmadığının anlaşılabilecek olması karşısında, yasal unsurları itibariyle oluşmayan atılı suç nedeniyle sanık hakkında beraat hükmü verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü verilmesi,
Kabule göre de,
“Sanığın vergi borcu nedeniyle söz konusu parayı çektiği ve ödediği, bu hususta mağdur ...’ın sözlü talimatının bulunduğuna” ilişkin sanık savunması ve tanık Mustafa’nın beyanı ve mağdur ...’ın yargılamanın hiç bir aşamasında beyanının alınmaması karşısında; öncelikli mağdur ...’ın olaya ilişkin ayrıntılı beyanının alınması, alınacak beyanın da özellikle sanığa para çekme konusunda sözlü talimat verip vermediği veya rızası bulunup bulunmadığı hususu sorulması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.