2. Ceza Dairesi 2021/6642 E. , 2021/20443 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik, bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama, banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I-Sanık hakkında hırsızlık, başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçlarından kurulan hükümlere yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
Katılana ait nüfus cüzdanının çalınması şeklinde gerçekleşen somut olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Dairemiz ve diğer görevli Daire kararları uyarınca, nüfus cüzdanı, ehliyet, pasaport, sınav belgesi, araç plakası, kredi ya da bankamatik kartı ve benzeri şeyler hırsızlık suçunun konusu olduğu taktirde, fiziki (Maddi) değer dışında, bunların yeniden temini için mağdur tarafından harcanacak olan emek ve mesai göz önüne alınarak değer azlığı indirimi uygulanmayacağı görüşünün benimsendiği dikkate alındığında sanık hakkında TCK’nın 145. maddesinin uygulanması şartlarının oluşmadığı halde sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde anılan madde hükmünün uygulanması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi yapılmamış; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
II-Sanık hakkında bilişim sistemleri banka veya kredi Kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık hakkında katılan ...’a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK"nın 158/1-son maddesi 2.cümlesi gereğince (e), (f), (j) ve (k), (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının alt sınırının suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağından, haksız menfaat miktarının 3.184 TL, haksız menfaatin iki katının 6.368 TL olduğu dikkate alınarak temel cezanın bu miktardan az olmayacak şekilde belirlenip sanığın 319 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilip bu ceza üzerinden artırım-indirim yapılması gerektiği halde kurulan hükümde 318 gün adli para cezasıyla cezalandırılması ve sanığın eylemini zincirleme olarak gerçekleştirdiği kabul edilmesine rağmen zincirleme suç nedeniyle artırım yapılırken hapis cezası artırıldığı halde adli para cezasında artırım yapılmaması suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından; sanık hakkında hükmedilen 318 gün adli para cezasından TCK"nın 62. maddesi uyarınca indirim yapılırken, hesap hatası sonucu gün adli para cezasının "265 gün” yerine "365 gün" olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini, netice adli para cezası doğru hesaplandığından;5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görüldüğünden bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
18/06/2014 tarihinde kabul edilip 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesi gereğince “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” hükmü gözetilmeden,sanık hakkında adli para cezasını ödemediği takdirde ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceği şeklinde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun"un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkrasından "“Ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine” ilişkin bölümün çıkarılarak, yerine “ödenmeyen adli para cezasının 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesinde belirtilen yönteme uygun biçimde infazına” karar verilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebi ile özel belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik o yer Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerinin incelenmesinde;
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin sanığın 19.07.2011 tarihinde işlediği iddia olunan özel belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüne yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede:
1-Sanığın katılan ...’a ait nüfus cüzdanı aslına kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia olunması, sanığın suça konu sahteliği iddia olunan nüfus cüzdanının aslını ne yaptığına yönelik açık bir savunmasının bulunmaması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi bakımından, belge aslının araştırılması, temin edilememesi halinde ise onaysız fotokopiler hukuki sonuç doğurmayacağı da dikkate alınarak fotokopiden ibaret belgenin ne suretle iğfal kabiliyetini haiz olduğunun karar yerinde tartışılması gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanığın katılan ...’a ait nüfus cüzdanı aslına kendi fotoğrafını yapıştırarak sahte imza ile 19.07.2011 kredi başvurusunda bulunma suretiyle özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan davada; temyize konu sözleşme üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde imzanın sanığa ait olduğunun tespit edilmesine ve bu suretle sanığın özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin anlaşılmasına karşın, atılı suçtan mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı ile sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı kısmen istem gibi BOZULMASINA, 02.12.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.