15. Ceza Dairesi 2015/8622 E. , 2018/5883 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-d, h, e, son, 52/2-4, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, katılanın mühendis olarak çalıştığı şirketin yetkilisi olduğu, katılanın 2007 yılında şirketten ayrılmasına rağmen sanığın, katılan yerine yapı denetim belgesine sahte imza atarak söz konusu belgeyi belediyeye ibraz etmek ve belediyeden para almak suretiyle belediyeyi 29.912 TL zarara uğrattığı, böylece sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelemesinde;
Katılan vekilinin yokluğunda verilen 13/03/2013 tarihli kararın katılan vekiline 14/05/2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, katılan vekilinin yasal süresi geçtikten sonra yaptığı 23/05/2013 tarihli temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelemesinde;
Sanığın ibraz ettiği yapı denetim belgesine istinaden ilgili belediyeden haksız olarak ödeme alındığı iddia edilmekle ve söz konusu zararın kuruma karşı gerçekleştirildiği belirtilmekle, suçtan zarar gören ve ödeme yapan ilgili kurum yetkilisinin usulüne uygun olarak duruşmaya çağrılarak, kamu davasına katılmak isteyip istemediğinin sorulması ve kurum zararının bulunmaması halinde de sanık üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmayacağı dikkate alınarak, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, ilgili kurumdan ve sanığın şirketinden söz konusu yapı denetimine ilişkin belge aslı ile söz konusu paranın ödenmesine ilişkin bilgi ve belgelerin tamamının istenmesi ile incelenerek dosyaya konulması, zarar gören kuruma yazı yazılarak, söz konusu sahte olduğu iddia edilen belgedeki imzanın bulunmaması halinde sanığa yine de ödeme yapılıp yapılmayacağı ya da adına imza atılan mağdurun yerine başka kişinin imzasının bulunması halinde de ödemenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, ödeme yapılmasına dair fiili ve hukuki diğer şartların oluşup olaşmadığı ve buna göre salt imzanın sahte olarak atılması nedeniyle kurum zararının oluşup oluşmadığının sorulması, mağdur ...’nun hangi tarihlerde sanığa ait işyerinde çalıştığının belirlenmesi ile bütün delillerin toplanmasından sonra dosyanın bilirkişiye tevdii edilerek, kurum zararının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise bu zararın ne kadar olduğunun kesin olarak belirlenmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a-5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (i) ve (k), (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği ve buna göre, haksız menfaat miktarının 29.912 TL, olduğu dikkate alınarak temel cezanın bu miktardan az olmayacak şekilde belirlenip sanığın 2991 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 62. maddesi gereğince sanığın cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 2492 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve aynı Kanun"un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL den hesap edilmek suretiyle netice olarak 49.840 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, önce temel cezanın uygulama maddesine göre eksik olarak belirlenmesi, daha sonra, verilecek cezanın haksız menfaatin iki katından az olamayacağı gerekçesiyle, adli para cezasının doğrudan haksız menfaatin iki katı olarak belirlenmesi suretiyle ve 5275 sayılı Kanun"un 106. maddesinde öngörülen adli para cezası yerine çektirilecek hapis cezası süresinin belirlenmesi açısından, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurularak fazla adli para cezası tayini,
b-Suç tarihinde, 65 yaşını doldurmuş olan ve sabıka kaydı bulunmayan sanık hakkında, suçu işledikten sonra yargılama sürecinde pişmanlık gösterip göstermediği dikkate alınıp tekrar suç işleyip işlemeyeceği konusunda oluşan kanaat değerlendirilerek cezasının ertelenip ertelenmeyeceğine karar verilmesi gerekirken, sonuç cezanın 2 yıldan fazla olduğu belirtilip yasal olanak bulunmadığı şeklindeki gerekçe ile usul ve yasaya aykırı olarak cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 24/09/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.