Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1259
Karar No: 2020/1457
Karar Tarihi: 24.12.2020

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1259 Esas 2020/1457 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1259
KARAR NO : 2020/1457
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2020
NUMARASI : 2019/388 E. - 2020/112 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki satım ilişkisinde müvekkilinin, davalıya emtiayı teslim ettiğini, satım bedelinin ödenmemesi üzerine fatura alacağının tahsili amacıyla Bakırköy ....İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, takibin yetkili icra dairesinde başlatıldığını, taraflar arasındaki 31.03.2019 tarihli mutabakat gereğince müvekkilinin teslim ettiği emtia bedeli olan 171.815,76 TL'nin ödenmediğini ileri sürerek, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında ticari veya hukuki herhangi bir ilişkinin bulunmadığını, takip konusu fatura içeriği malların satın alınmadığını ve bu malların hiç bir zaman müvekkiline teslim edilmediğini, emtianın alındığına ilişkin sözleşme, sipariş formu bulunmadığı gibi, emtianın teslimine ilişkin bir belge de bulunmadığını, tek yanlı düzenlenen faturaların alacağın varlığı için yeterli olmadığını, taraflar arasında herhangi bir cari hesap veya borç mutabakatı bulunmadığını, sunulan 31.03.2019 tarihli mutabakat belgesinin gerçek olmadığını, bu belgenin müvekkili adına kim tarafından imzalandığının da anlaşılamadığını, belgenin davalı şirketin tek yetkilisi olan ... tarafından imzalanmadığını, esasen taraflar arasında cari hesap mutabakatının imzalanmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının cevabında bir yandan hukuki ilişkinin bulunmadığını beyan ederken, diğer yandan görüşmeler yapıldığını beyan ettiğini, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin varlığının Ba/Bs formları ve cari hesap mutabakatlarıyla anlaşılacağını, davalının vergi kayıtlarının istenilmesi halinde durumun açıklığa kavuşacağını, mutabakat belgesine davalının süresinde itiraz etmediğini, tebliğ edilen faturalara da yasal süre içinde itiraz edilmemesi nedeniyle alacağın sabit olduğunu beyan etmiştir.Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; satım konusunda taraflar arasında görüşmeler yapılmasına rağmen tarafların anlaşmaması nedeniyle satım sözleşmesinin kurulmadığını, emtianın teslim edilmediği gibi faturaların da tebliğ edilmediğini, sunulan mutabakat metnindeki imzanın müvekkili şirketin yetkilisine ait olmadığını imza incelemesiyle ortaya çıkacağını, davacının dayandığı Ba/Bs formlarının daha önceki ticari ilişkiye dayandığını, önceki ticari ilişkinin sona erdiğini, iddia edilen ticari ilişkiye ait olmayan Ba formlarıyla alacağın kanıtlanamayacağını, kötü niyetli davacının tazminata mahkum edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; " Dava itirazın iptali davasıdır. Davac taraf cari hesabından doğan alacağını icra takibine konu etmiş,davalı firma ise icra dairesinin yetkisini ve borcun tamamına itiraz ettiğinden öncelikle icra dairesinin dava şartı noktasında yetkisi incelenmiştir. Alacağın para alacağı olduğu görüldüğünden götürülecek borçlardan bulunmakla olsa da genel yetkili icra dairesinin davalı borçlunun ikametgahı mahkemesi olduğu ,sevk irsaliyesindeki adresin Güngören sınırlarında kaldığı ve Bakırköy icra dairelerinin yetkisi dahilinde olduğu görüldüğünden bu husustaki itiraza itibar edilmemiş taraflar arasındaki cari mutakabat metni incelenerek taraf defterlerinde cari alacağın bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yapılmıştır. Bilirkişi raporunda davalı tarafın defter ibraz etmese de BA formlarında davaya konu faturaları toplu olarak işlendiği keza cari hesap mutakabatı da dikkate alındığında davacının dava konusu alacağı sabit görüldüğünden ,tespit edilen 171.815,67 TL alacak yönünden dava kabul edilmiş,likit alacak haksız yere itiraza uğradığından takdiren 20 icra inkar tazminatı ile birlikte takipten itibarin ticari avans faizi ile birlikte aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının Bakırköy ....İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 171.815,67 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar vermiştir.
Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru delikçesinde;Müvekkili şirketin, davacıdan faturaya konu edilen şekilde bir mal satın almadığını, faturalara konu ürünlerin müvekkili şirkete hiçbir zaman teslim edilmediğini, taraflar arasında sözlü olarak mal alımına ilişkin görüşmeler yapıldığını, ancak tarafların uzlaşamaması nedeniyle satış sözleşmesinin imzalanmadığını, fatura konusu malların satışı kapsamında bir sipariş formu bulunmadığı gibi, ürünlerin teslim edildiğine dair herhangi bir belge veya teslim tutanağı bulunmadığını, satıldığı iddia edilen malların mülkiyetinin hiçbir zaman müvekkili şirkete devredilmediğini, emtia teslim edilmemesine rağmen tek yanlı fatura düzenlendiğini, tek yanlı faturanın alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığının Yargıtayın kararlılık kazanan içtihatlarında belirtildiğini, bilirkişi raporunda fatura ilişkisinden bahsedilmesine rağmen, fatura konusu ürünlerin müvekkilline teslim edilip edilmediği konusunda mahkemece gerekli araştırmanın yapılmadığını, müvekkilinin ticari belge ve defterleri incelenmeden sadece davacının defterleri incelenerek oluşturulan bilirkişi raporunun eksik tanzim edilmesi nedeniyle hükme esas alınamayacağını, davacının envanter defterini ibraz etmemesi nedeniyle ticari defterinin delil olarak kabul edilemeyeceğini, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunmadığı gibi mutabakata ilişkin bir belge de imzalanmadığını, davacı tarafından satımı iddia edilen emtianın telimi konusunda belge sunulamadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın İİK'nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK'nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasındaki ilişkide, yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Satım sözleşmesinde, satılanın sözleşmeye uygun şekilde teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacıda olup, davacının teslimi kanıtlaması halinde davalı alıcının sözleme bedelini ödediğini kanıtlaması gerekmektedir. Davalı yan, sözleşme ilişkisini inkar etmektedir. Taraflar arasında, satım sözleşmesi konusunda görüşmeler yapıldığını, ancak tarafların sözleşme detaylarında uzlaşmaması nedeniyle satım sözleşmesinin gerçekleşmediğini savunmaktadır.Davacı yan, takipte 17.01.2019 ile 08.03.2019 tarihleri arasındaki otuz adet fatura ve sevk irsaliyesi ile cari hesap ekstresi ve mutabakat zaptına dayalı olarak takip başlatmıştır. Yazılı bir satım sözleşmesinin bulunması, satım sözleşmesi açısından geçerlilik şartı olmayıp, davacı yanın usulüne uygun şekilde satım konusu emtiayı davalıya teslim ettiğini kanıtlaması gerekir.Mahkemece, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesine 07.10.2019 tarihli oturumda karar verilmiş, ticari defterlerin belirlenen inceleme günü olan 15.11.2019 tarihinde mahkeme duruşma salonunda hazır edilmesi davacı vekiline usulüne uygun şekilde elektronik tebligat yoluyla tebliğ edilmiştir. Gönderilen ihtarda, ticari defterlerin sunulmaması halinde ibrazdan kaçınmış sayılacağına ilişkin şerh yazılmıştır. Davalı yanın, ihtara rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeniyle, ibraz edilen davacı defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme yapılarak rapor düzenlenmiştir.Mahkemece tarafların Ba/Bs formları, ilgili vergi dairelerinden getirtilmiştir. Dosya arasında bulunan belgelere göre davalının, davacıdan 36 adet fatura karşılığı 2019 yılında 239.024,00 TL bedelinde alım gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır.Bilirkişi raporunun incelenmesinde; davacının satım faturalarını e-fatura olarak düzenlediği, davalı tarafından iade faturası düzenlenmediği, faturaların davalı tarafından ilgili vergi dairesine bildirildiği belirlenmiştir. Davalı vekili, rapora itiraz etmiş ancak ticari defterlerinin ibraz edilmemesine ilişkin açıklamada bulunmamış ve mazeretini sunarak davalı defterlerinin incelenmesini istememiştir.Bu durumda, davalı yanın usulüne uygun ihtara rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeniyle, davacının ticari defterleri ile davalı tarafından vergi dairesine bildirilen Ba formları üzerinden inceleme yapılarak rapor düzenlenmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.Taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında, davacının satım konusu emtiayı davalıya teslim ettiğinin, bizzat davalı tarafından vergi dairesine sunulan Ba formları ile sabit olduğu, davalının satın aldığı mallara ilişkin olarak davacı tarafından düzenlenen e-faturaları kayıtlarına işleyerek ilgili vergi dairesine bildirdiği, malın fatura ile teslim edildiğinin kural olarak kabul edilmesi gerektiği, davalının süresinde defterlerini ibraz etmemesi karşısında 2019 yılında başka ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturaların vergi dairesine bildirdiğini kanıtlayamadığı, fatura ve davalı tarafından vergi dairesine yapılan bildirim dikkate alındığında emtianın davalıya teslimi kabul edilerek hüküm verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, bu yöne ilişkin istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir. Mahkemece, mutabakat zaptı esas alınarak hüküm kurulmadığı, teslim olgusunun Ba/Bs formları ve elektronik ortamda düzenlenen faturalar esas alınarak tespit edildiği, ticari ilişki, teslim ve ödeme konusunda yapılan incelemenin yasal ve hüküm vermeye yeterli olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle HMK'nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 8.802,54 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline,4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24.12.2020 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi