(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2018/1923 E. , 2021/5474 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “taraflardan, taşınmazları ve öncesini iyi bilen elverdiğince yaşlı tanık göstermelerinin istenmesi, daha sonra mahallinde yeniden keşif yapılarak, yerel bilirkişiler yardımıyla vakıfnamelerin uygulanması suretiyle taşınmazlara ait olup olmadıklarının kesin olarak saptanması; yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak, taşınmazların vakfiye yeri olup olmadığının ve vakıflar idaresi tarafından kiraya verilen yerler olup olmadığının saptanması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 5977 ve 5978 parsel sayılı taşınmazların ... mirasçıları adına tapuya kayıt tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın vakfiye sınırları içerisinde kalmadığı, davalı tarafın dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı kabul edilerek karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacının dayandığı 20.05.1957 tarih 86 sıra numaralı tapu kaydının revizyon gördüğü tüm taşınmazları bir arada gösteren geniş kapsamlı pafta örneği ve bu taşınmazları dıştan çevreleyen taşınmazların kadastro tutanakları ile varsa dayanakları getirtilip uygulanarak vakfın sınırları ve kapsamı kesin olarak belirlenmemiş, ... vakfına ait vakfiye getirtilip mahallinde uygulanarak kapsamı belirlenmemiş, dava konusu taşınmazların vakfiye kapsamında bulunup bulunmadığı araştırılmamış, vakıf senedi üzerinde inceleme yaptırılıp vakfın cinsi ve niteliğinin ne olduğu saptanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle; davacının dayandığı tapu kaydının revizyon gördüğü tüm taşınmazları bir arada gösteren geniş kapsamlı pafta örneği ve bu taşınmazları dıştan çevreleyen taşınmazların kadastro tutanakları ile varsa dayanakları, vakıfname ve vakfa ilişkin tüm evrak da dosya arasına alındıktan sonra, yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı ve yansız, yerel bilirkişi kurulu, teknik bilirkişi, ziraat bilirkişisi ve tarafların göstereceği tanıklar hazır olduğu halde taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında, davacı tarafın dayanağı olan tapu kaydı ile taşınmaza revizyon gören tapu kaydı, tesisinden itibaren tüm tedavülleri, mevkii ve sınırları açıkça okunup kayıtta yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yapılacak gösterim sırasında önceki keşiflerde yapılan sınır gösterimleri de irdelenerek yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmeli, yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalıdır. Yine, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazların öncesinde kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren, ne şekilde kullanıldıkları hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri, komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, böylece tapu kayıtları ile...Vakfı ile ... vakıf arazilerinin sınırları kesin olarak tespit edilerek dava konusu taşınmazların hangi vakıf sınırları içerisinde kaldığı memleket haritası üzerinde gösterilmek suretiyle belirlenmeli, bu husus tespit edilirken de davacı tarafın dayandığı tapu kaydı ile dava konusu taşınmazlara revizyon gören tapu kaydının sınırlarının benzer olup miktarlarının farklı olduğu düşünülmeli, vakfiyenin dava konusu taşınmazlarla ilgili olup olmadığı araştırılmalı, vakfiyenin kapsamı ve niteliği kesin olarak saptanmalı, taşınmazların vakfiye kapsamında olduğunun saptanması halinde bu kez vakfın türü ve niteliğinin ne olduğu konusunda uzman 3 kişilik bu konuda uzman bilirkişi heyetinden ayrıntılı rapor alınmalı, vakfın belirlenen türüne göre taşınmazların zilyetlikle mülk edinilmeye elverişli yerlerden olup olmadığı hususu tartışılıp değerlendirilmeli, sahih vakıflardan zilyetlikle kazanım mümkün olmadığı da göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece açıklanan hususlar göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, davalı tarafın dayandığı tapu kaydının, hudutları "evliya tepesi" ve "hamam yolu" okuduğundan, gayrisabit hudutlu olup miktarı ile geçerli olacağı ve tapu kaydı kapsamında kalan bir taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacağı gözetilmeksizin, tapu kayıt miktarı olan 9300 metrekareyi aşarak dava konusu taşınmazların tamamının davalı adına tesciline karar verilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.