8. Hukuk Dairesi 2014/12722 E. , 2014/14194 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İncesu Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2012
NUMARASI : 2011/365-2012/144
M.. D.. ve müşterekleri ile A.. D.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair İncesu Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 19.06.2012 gün ve 365/144 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, miras yoluyla intikal ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak, 152 ada 179 parselin tapu kaydının iptaliyle miras payları oranında vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yapılan tebligata karşılık yargılama oturumlarında temsil olunmamıştır..
Mahkemece, davanın kabulüne, 152 ada 179 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2011/1806 Esas-1523 Karar sayılı veraset ilamındaki paylara göre murisin malının 120 hisse kabul edilerek 20 hissenin davacılardan M.. D..’a, 5 hissenin K.. D..’a, 15 payın Y.. D..’a verilmesi suretiyle tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Avlulu yığma ev niteliğindeki 9422 m2 yüzölçüme sahip dava konusu .. ada.. parsel, Hacı oğlu A.. D..’ın ceddinden intikal ve taksimle gelen malı olup 20 yıldan fazla süre ile zilyetliğinde iken 1980"de ölümü ile mirasçılarına kaldığı açıklanarak ölü Hacıoğlu A.. D.. adına tespit edilmiş, kadastro tutanağının 01.03.2005 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuştur.
Mahkemece, davalının yokluğunda yapılan yargılama sonucunda davanın kanıtlandığı görüşünden hareketle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davalı temyiz dilekçesi ile dava dilekçesinin kendisine tebliğ edilmediğini, yargılama oturumlarına katılamadığını, bu nedenle verilen hükmün yasaya aykırı bulunduğunu bildirmiştir. Davalı A.. D.. adına çıkarılan duruşma günü davetiyesi, 14.10.2011 tarihinde .. Köyü"nde ikamet ettiği belirtilerek aynı çatı altında oturduğu yazılı amcaoğlu Hidayet Dal adına tebliğ edilmiştir. Davalı temyiz dilekçesinde ayrıca dava tarihi itibarı ile İstanbul"da ikamet ettiğini halen de bildirdiği İstanbul"daki adresinde oturduğunu, aleyhine açılan davadan haberdar
olmaması nedeniyle savunma ve delillerini bildiremediğini ileri sürmüştür. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile, davalının temyiz dilekçesindeki açıklamalara, geri çevirme yazımız üzerine ..Köyü muhtarlığı tarafından düzenlenen belgeden davalının dava tarihi itibarı İstanbul adresinde ikamet ettiği bu nedenle davalıya yapılan tebligatın geçersiz olduğu anlaşılmaktadır. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 36 ve HMK"nun 27. (HUMK"nun 73, AİHS. 6) maddeleri hükümlerinde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, Mahkeme, tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür.
Asıl olan tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, Hukuk Mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile mutlaka duruşmadan haberdar edilmelidirler. Duruşmaya gelinmese dahi ilgilinin yokluğunda davaya devam edilip karar verilmesine usulün olanak tanıdığı hallerde, açıklanan biçimdeki uyarıyı taşıyan davetiyenin tebliğ edilmesinden ve yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması gerekirken açıklanan ilke ve esaslara aykırı şekilde davalının savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Davalının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 119,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.