17. Hukuk Dairesi 2019/107 E. , 2020/6268 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalılar ...ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ...’ya ZMSS poliçesi ile sigortalı olan ve diğer davalının işleteni ve sürücüsü olduğu aracın müvekkiline çarparak yaralanmasına ve malul kalmasına neden olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL işgöremezlik tazminatının davalılardan, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalı ..."dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl ve birleşen davada maddi tazminat talebinin kabulü ile 25.167,31 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, alacağa davalı ... yönünden kaza tarihi olan 07/12/2010"dan itibaren yasal faiz uygulanmasına, ... Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 30/10/2013"den itibaren yasal faiz uygulanmasına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL"nin davalı ..."den kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin 90.000,00 TL manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar ...ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekili ile davalı ...Ş. vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava; davalı ..."ın işleten ve sürücüsü, davalı ...’nın trafik sigortacısı olduğu aracın davacıya çarpması sonucu yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı ... vekili davaya cevabında; davacıya 28.10.2010 tarihinde 5.000,00 TL ödeme yapıldığını, "Sulh ve Fergatname" adlı belgede; davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinden gayrikabili rücu feragat ettiğini belirterek, davanın 2918 sayılı KTK"nun 109. maddesi uyarınca; tabi olduğu 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı itirazında bulunmuştur.
KTK."nun 111. maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasanın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece res"en dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; davalı ... vekilince davaya cevap dilekçesi ekinde sunulan, davacı, davalı ... ve tanık Alim Türe tarafından imzalanan 28.10.2010 tarihli, "Sulh ve Feragatnamedir" başlıklı belgenin incelenmesinde; davacı ..."in, davalı ... hakkında cezai şikayet hakkından gayrikabili rücu vazgeçtiği, kaza nedeniyle meydana gelen maddi ve manevi zararları karşılığı 5.000,00 TL"nin davacıya ödendiği, davacının maddi ve manevi tüm haklarını aldığı, haklarından feragat ettiği, ileride dava açması halinde ..."e 20.000,00 TL tazminat ödeyeceğini taahhüt ettiği hususlarında anlaştıkları görülmüştür.
Eldeki davanın ise 30.10.2013 tarihinde açılmış olmasına göre, davalı ... yönünden, KTK 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği ve adı geçen davalının hak düşürücü süreye ilişkin itirazı gözetilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Diğer yönden, manevi tazminatın zararlandırıcı bir olay nedeniyle ancak bir defa istenebileceği bu tazminat türünün bir gereğidir. Başka bir anlatımla hukuk sisteminde manevi tazminatın bölünmezliği kabul edilmiş bulunmaktadır.
Somut olayda ise, davalı ... tarafından yapılan 5.000,00 TL tutarındaki ödemenin manevi tazminatı da kapsadığı manevi tazminatın tekliği kuralı uyarınca, yeni bir manevi tazminata hükmedilemeyeceği gözetilmeyerek, davacının manevi tazminat talebinin reddi yerine, yazılı gerekçeyle kabulü yönünde karar verilmesi de isabetli değildir.
4-Bozma nedenine göre; davalı ... vekilinin maddi tazminat hükmüne yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı ...Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin maddi tazminat hükmüne yönelik diğer temyiz itirazlarının bozma nedenine göre incelenmesine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan ve aşağıda dökümü yazılı 1.683,27 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...Ş."den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine, 27/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.