12. Hukuk Dairesi 2015/31366 E. , 2016/1498 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
İİK"nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.
Şikayete konu 12888 Ada, 2 Parsel 3 nolu bağımsız bölümün muhammen bedelinin 65.000 TL olduğu, taşınmazın 79.000,00 TL"ye satıldığı ve dolayısıyla satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu, şikayetçinin icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kıymetinin düşük olduğuna ilişkin bir iddiasının da bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir.
Bu durumda mahkemece 12888 Ada, 2 Parsel 3 nolu bağımsız bölüme yönelik ihalenin feshi istemin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi yerinde değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden ret kararı sonucu itibari ile doğru olup sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Ancak İİK"nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmektedir. Borçlunun 12888 Ada, 2 Parsel 3 nolu bağımsız bölüme yönelik ihalenin feshi isteminin zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden anılan taşınmaz yönünden, aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi doğru değildir.
7201 Tebligat Kanunu"nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” hükmü ile Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” hükmü yer almaktadır.
Tebligat Kanunu"nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasında da "kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır " hükmü yer almaktadır.
Somut olayda borçlu ..."e gönderilen satış ilanı tebligatının,” Muhatabın adreste bulunmadığı,günlük işe gittiği ...."den öğrenildiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi gereği ilgili mahalle muhtarı... teslim edildi. Kapısına 2 no"lu haber kağıdı yapıştırıldı. ...."e haber verildi” kaydı ile 24.10.2014 tarihinde yerleşim yeri adresinde tebliğ edildiği görülmektedir.
Borçlunun evinde yapılan tebligatta, borçlunun tebligat saatinde günlük işte olması nedeniyle ..."e haber verilerek, TK"nun 21/1. maddesi uyarınca mahalle muhtarına tebligat yapıldığı ve haber kağıdının evinin kapısına yapıştırıldığı anlaşılmaktadır. Dosya içinde bulunan nüfus kayıt örneğine göre ..."in borçlunun eşi olduğu ve tebellüğden imtina ettiğine dair bir kayıt da bulunmadığına göre, TK"nun 16. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği"nin 25. maddesi uyarınca muhatabın bulunmaması halinde aynı konutta oturan eşine tebligat yapılması gerekirken, tebliğin aynı kanunun 21/1. maddesi uyarınca yapılması usulsüzdür.
İİK"nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
Bu durumda, mahkemece, 12888 Ada, 2 Parsel 4 nolu bağımsız bölüme ilişkin ihalenin feshi yerine bu taşınmaz bakımından da istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.