18. Ceza Dairesi 2015/33341 E. , 2016/652 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Kadınhanı Asliye Ceza Mahkemesinin 09/04/2015 tarihli ve 2014/491 esas, 2015/177 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.09.2015 gün ve 308941 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, iddianamede ..."ın müşteki olarak yer aldığı ve hakkında her hangi bir suçtan açılmış dava bulunmadığı, iddianamede sanık .... hakkında müşteki ..."ı yaralamaktan dava açılmış olduğu, her ne kadar iddianame metninde ..."ın sanık ...."a hakaret ettiği yazılmış ise de, sanık ...."in bu hususta şikayeti olmadığı özellikle belirtilerek N... hakkında dava açılmadığına vurgu yapıldığı, kaldı ki yapılan suç duyurusu üzerine N... hakkında hakaret suçundan 07/04/2015 tarihli ve 2015/171-157 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği cihetle, hakkında açılmış her hangi bir dava bulunmayan ve dolayısı ile sanık sıfatı bulunmayan N..."a hakaret suçundan ek savunma verilmek sureti ile mahkûmiyet hükmü kurulmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I-Olay:
Sanık ...’ın müşteki olarak yer aldığı dosyada hakkında herhangi bir suçtan açılmış dava bulunmadığı halde hakaret suçundan yapılan yargılama sonucunda, Kadınhanı Asliye Ceza Mahkemesinin 09/04/2015 tarihli kararıyla 3.000,00 Türk lirası para cezasıyla cezalandırılmalarına karar verildiği, iddianamede anlatılmayan suçtan hüküm kurulduğu gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sanık ... hakkında hakaret suçundan açılmış bir dava olmamasına karşın, mahkumiyetlerine karar verilmesi şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılığa ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2012 gün ve 3/270-88 sayılı kararında belirtildiği üzere; Ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için, yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili, usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmektedir. 5271 sayılı CMK’nın 170/1. maddesi uyarınca ceza davası, kural olarak Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenecek bir iddianame ile açılır. Anılan Kanunun 170. maddesinin 4. fıkrasında da; “iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
CMK"nın 225. maddesinde yer alan; “hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir” şeklindeki düzenleme gereğince de hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir.
Anılan yasal düzenlemelere göre, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen eylemin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen fiil veya olaydan dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması yasaya açıkça aykırılık oluşturacaktır.
Öğretide “davasız yargılama olmaz” ve “yargılamanın sınırlılığı” olarak da ifade edilen bu ilke uyarınca, hâkim ancak hakkında dava açılmış bir fiil ve kişi ile ilgili yargılama yapabilecek ve önüne getirilen somut uyuşmazlığı hukuksal çözüme kavuşturacaktır.
İnceleme konusu somut olayda; Kadınhanı Cumhuriyet Başsavcılığının 16.12.2014 tarihli iddianamesiyle, sanık Hasan Hüseyin Yıldırım hakkkında müşteki ...’a karşı yaralama suçunu işlediğine ilişkin dava açılmasına karşın, 09.04.2015 tarihli hükümde, müşteki ...’a ek savunma vererek hakaret suçundan mahkumiyetine karar verilerek, açılmamış suçtan hüküm kurulması hukuka aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... hakkında Kadınhanı Asliye Ceza Mahkemesinin 09/04/2015 tarih ve 2014/491 esas, 2015/177 sayılı kararının, CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA,
2- Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan kanun maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığa hakaret suçundan verilen cezanın KALDIRILMASINA,
3- Bu suçtan hükmolunan cezanın çektirilmemesine,
4- Kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 18.01.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.