
Esas No: 2020/1281
Karar No: 2021/75
Karar Tarihi: 27.01.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1281 Esas 2021/75 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1281
KARAR NO: 2021/75
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1286 Esas
KARAR NO: 2019/967
KARAR TARİHİ: 12/09/2019
DAVANIN KONUSU: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Fiil Kay. Sigortaya Dayalı Rücu)
KARAR TARİHİ: 27/01/202
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalının, müvekkili şirket nezdinde ... Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalının müvekkili şirkete yapmış olduğu ihbar neticesinde, yan cephesindeki davalı inşaat sahibi tarafından binanın yıktırılarak otoparka dönüştürülmesi sırasında çıplak kalan cephe duvarlarından giren suların, nem ve rutubet neticesinde sigortalı daire duvar kağıtları ile sağ yan cephe mutfak, banyo üst dolap sırları ve apartman ortak giriş holü duvar boyalarında izolasyon eksikliği nedeniyle hasara neden olduğunun tespit edildiğini, davacı şirket tarafından sigortalı dairede oluşan hasara istinaden, eksper tarafından hesap edilen 7.302,50 TL tutarındaki bedelin 17.05.2018 tarihinde ödendiği ve sigortalısı haklarının halefi olduğunu, davaya konu icra dosyasında sehven aynı ekspertiz raporunda yer verilen 1 no.lu hasar için ödenen bedelin de takibe konu edilerek davalı şirketten talep edilmiş olduğunu, hasarın oluşmasına sebebiyet veren davalı şirket aleyhine Anadolu ...İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı şirketin itirazı ile takibin durmuş olduğunu öne sürerek; davalı şirketin yaptığı haksız itirazının iptali ile takibim 7.302,50 TL üzerinden devamını ve %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin yıkımı belediyeden alınan izinle yapmış olduğunu ve yıkımın sigorta sözleşmesinden çok önceki bir tarihte yapıldığını, yıkım yapılan yer ile sigorta ettirenin ikamet ettiği yerin farklı konumda bulunduğunu, rizikonun gerçekleştiği yerin konumunun da müvekkili şirketin yıkımını yaptığı yerden daha yüksekte yer aldığını, zararın sigortalı hatasından kaynakladığını savunarak, haksız ve hukuksuz davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece mahallinde yapılan tespit ve incelemelere göre Kadıköy Belediyesinin metruk binanın yıkılması için 04/12/2014 tarih ve 3049045 sayılı yıkım ruhsatı düzenlendiği, ilgili yerin 03/08/2016 tarihinde yapılan incelemesinde yıkımın yapılmadığı, davalıya önlem alınması için tebligat gönderildiği, davalı şirketin ise 28/11/2016 tarihli başvurusunda bina yıkımından kalan molozların kaldırılması için izin istediği, davacı ... şirketinin sigortalısı işyerinde ise yapılan ekspertiz raporuna göre hasarın 07/05/2018 tarihinde meydana geldiği ve bu hasardan kaynaklı tespit ve hesaplama yapıldığı ancak ekspertiz tutanağında belirtildiği üzere meydana gelen hasarın komşu parsel üzerinde davalıya ait binanın yıkımından kaynaklandığına dair delil bulunmadığı gibi usulüne uygun ve uyulan bilimsel bilirkişi raporuna göre davacının sigortaladığı iş yerinde oluşan hasarın davalı şirkete ait binanın yıkımından kaynaklı olduğu konusunda bir illiyet bağı tespit edilemediğinden açılan davanın ve davalının kötü niyeti tazminat talebinin REDDİNE dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sigortalı olan dairenin bulunduğu binanın, yıkılan binanın sonrasında yapılması ve bitişik nizamda olması sebebiyle davalı binanın sınırlarına isabet eden bölümde sıva yapılmadığından bahisle söz konusu hasarda davalıya ait binanın yıkımı ile sigortalı daireye sızan suyun yarattığı hasar arasında illiyet bağı bulunmadığını ifade eden raporun hükme esas alınamayacağı, incelememenin dosya üzerinden yapıldığı ve hükme esas alınamayacağı belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, 07.05.2018 tarihinde sigortalı dairede meydana gelen dahili su hasarı sonucunda dava dışı sigortalıya ödenen bedelin rücuen tazmini talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. (Dosyaya davacı ile dava dışı sigortalı arasında düzenlenen poliçe ibraz edilmediği anlaşılmakla) ekspertiz raporunda ; 26.04.2018/2019 dönemlerinin kapsar şekilde düzenlenen ... no lu Kobim Paket Sigorta Poliçede kullanım amacı konut olarak belirtilen riziko konusu 27 kapı numaralı dava dışı ...'ya ait binanın sigortalandığı anlaşılmaktadır. İstanbul Anadolu .. . İcra Müdürlüğü ... E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhine poliçeye istinaden ödenen zararın rücu talepli 9.462,50 TL asıl alacak, 307 ,98 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.770,98 TL alacağın tahsili için ilamsız takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece inşaat mühendisi ve sigorta uzmanı bilirkişilerden alınan müşterek raporda özetle; sigortalı iş yerinde oluşan hasar ile davalıya ait parsel üzerinde bina yıkım sonucu , bina yıkımı ile sigortalı bina dış duvarından bağımsız bölüme sızan su arasında illiyet bağı bulunduğunun kanıtlanamadığı " tespit ve değerlendirilmesi yapıldığı, dava dışı sigortalının davacı şirkete yapılan başvurusunda sigortalı olan yerin ofis olarak belirtilmiş ise de ; ekspertiz raporunda davaya konu edinilen yerin konut olarak belirtildiği ve ayrıca hasarlanan yerin ticari işletme sıfatına haiz olduğuna dair dosyada herhangi bir yazılı bilgi , belgeye rastlanılmamıştır. TTK'nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. 6102 sayılı TTK 'nun 4/1-(a) maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da görevli mahkeme, dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir. Somut olayda; öncelikle davaya konu uyuşmazlıkta davacı ile dava dışı sigortalı arasında düzenlenen sigorta poliçesi aslı veya onaylı bir sureti dosya arasına alındıktan sonra , rizikoya konu dairenin ekspertiz raporunda belirtildiği üzere konut sıfatına haiz olması halinde ; davacının dava dışı sigortalısının tacir olmadığı, davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, HMK'nun 114/1-c maddesine göre, davaya bakma görevi genel görevli olan asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan, görevsizlik nedeniyle HMK'nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş olup davaya konu uyuşmazlığın genel mahkemelerde (Asliye Hukuk Mahkemeleri) görülmesi gerekmektedir. Sonuç olarak; Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulü ile HMK 353/1-a3 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, dairemiz kararına uygun bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf talebinin esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜ ile, HMK'nun 353/1.a.3. maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin, 2018/1286 Esas, 2019/967 Karar ve 12/09/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 2-HMK'nun 114/1-c maddesindeki görev dava şartı yokluğundan HMK'nun 115/2.maddesi uyarınca görevsizlik (davanın usulden reddi) kararı verilerek dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi kararı verilmek üzere mahkemesine İADESİNE 3- Davacı tarafça başvuru tarihinde yürürlükte bulunan harçlar yasası uyarınca yatırmış olduğu istinaf başvuru harcının HAZİNEYE irat kaydına, 4-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından talep halinde kendisine iadesine, 5-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 7-HMK'nun 353/1.a.3. ve 362/1-c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 27/01/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
