Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10024
Karar No: 2015/17649
Karar Tarihi: 13.05.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/10024 Esas 2015/17649 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2015/10024 E.  ,  2015/17649 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacı işçinin davalı şirket nezdinde 08.09.2005 tarihinden iş sözleşmesinin haklı ve geçerli bir neden olmaksızın feshedildiği 18.12.2013 tarihine kadar çalıştığını, davacı işçinin davalı şirketin Bursa Bölge Satış Müdürlüğü’nde uzman sıfatı ile çalıştığını, her ne kadar fesih yazısında İş Kanunu’nun 17. maddesine göre iş sözleşmesinin feshedildiği bildirilmişse de söz konusu feshin ihbar sürelerine uyularak gerçekleştirilmiş bir fesih olmadığını, ihbar öneli tanınmayan davacı işçinin iş sözleşmesinin ihbar süresi tanınarak feshedilecek nitelikte de olmadığını, zira davacı işçinin iş güvencesi şartlarını taşımakta olup iş sözleşmesinin ancak geçerli sebeple feshedilebileceğini, davalı şirketin iş bu dava konusu fesihte herhangi bir neden bildirmediğini, davalı şirket aleyhine açmış oldukları ve İstanbul 11. İş Mahkemesi"nde seri dava olarak 2013/684-5-6 Esas sayılı dosya numaralan altında görülen üç ayrı işe iade davalarının bulunduğunu ve bu hususun davalı şirketin çalışanlarına karşı gösterdiği tutumu açıkça gözler önüne serdiğini iddia ederek feshin geçersiz olduğunun tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili;davacı işçinin davalı şirketin Bursa Bölge Müdürlüğü personeli olarak çalıştığını, davacı işçinin yetkisini kötüye kullanması ve davalı şirketi zarara uğrattığının tespit edilmesi üzerine iş sözleşmesine 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. ve devamı maddeleri gereğince son verildiğini, davacı işçinin çalışmalarında usulsüzlüğün tespit edilmesi üzerine davalı şirket İç Denetim Müdürlüğü tarafından soruşturmanın başlatıldığını ve soruşturma raporunun düzenlendiğini, yapılan incelemelerde davacı işçinin Trafik ve Kasko sigorta poliçelerinde usulsüz işlemler yaptığı, başkalarına menfaat sağlayarak davalı şirketi zarara uğrattığının tespit edildiğini, davacı işçinin doğrudan doğruya trafik sigorta poliçelerine müdahale ettiğini, davacı işçinin davalı şirketi 24.118,27 TL zarara uğrattığının tespit edildiğini, davacı işçinin sür primler uygulamadan yaptığı müdahale sebebiyle davalı şirketi toplam 37.753,54 TL tutarında gelir kaybına uğradığının tespit edildiğini, yine davacı işçinin hasarlı araçlara sür prim uygulanmasını engelleyerek davalı şirketi zarara uğrattığını, yapılan incelemelerde .....’ye ait ....plaka nolu araca ait kasko sigorta poliçesi teklifinde davacı işçi tarafından yenileme numarası verilmemesi, tramer verilerinin hiç girilmeyerek, matbu değerin manuel olarak kaydedilmiş olması ile 22.03.2013 tarihinde 1.472,00 TL tutarında hasar ödemesi yapılan araca %40 sür prim uygulanmasının engellendiğini, primden dolayı otorizasyona düşen teklifin operasyon Müdürlüğü’nce yapılan düzeltmelerle 20.758,66 TL net primin tahakkuk ettirildiğini, ancak ilgili personel tarafından ... plaka nolu başka bir araca ait hasarsızlık indiriminin bu araca da uygulanması suretiyle 19.06.2013 tarihinde 10.033,87 TL net prim bedeli ve 9050369 numara ile teklifin poliçeleştirildiğinin ve yetki dışı yapılan işlemle davalı şirketin 10.724,79 TL tutarında gelir kaybına sebebiyet verildiğinin anlaşıldığını, davacı işçinin poliçe bilgilerini eksik, hatalı veya hiç girmeyerek araçları sıfır hasarlı göstererek poliçeler düzenlediğini, işbu işlemler neticesinde davalı şirkete noksan primin tahakkuk ettirildiğini ve neticede davalı şirketin toplam 204.582,43 TL zarara uğrattığını, davacı işçinin yetkisini aşarak, gösterilen güveni kötüye kullanarak, işverene danışmadan ve bilgi vermeden, talimat ve prosedüre uymadan işverenin güvenini suistimal ederek işbu işlemleri gerçekleştirdiğini, bu aşamada davacı işçinin iş sözleşmesinin devam ettirilmesinin davalı şirketten beklenemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacının davalı şirket tarafından belirlenen tarife dışına çıkarak, poliçe fiyatlarına müdahale ederek şirketin gelir kaybına sebebiyet verdiği, yine hasarlı otoların poliçesi ile Bursa Büyükşehir Belediyesi"ne ait araçların kasko ve sigorta işlemlerinde işverene gerekli bilgileri vermeden, talimatlara uymadan kendisine belirlenen yetkileri aşacak şekilde düzenlemeler yaptığı, bu düzenlemeler sonucu şirketin gelir kaybına uğradığı, davacının öncelikle işverene bilgi verip onun talimatları doğrultusunda hareket etmesi gerektiği, yetkisini aşacak şekilde işlem yapmaması gerektiği, bu nedenle iş ilişkisinin devamının işveren açısından beklenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
    İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.

    İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacının iş akdi davalı şirket tarafından belirlenen tarife dışına çıkarak, poliçe fiyatlarına müdahale ederek şirketin gelir kaybına sebebiyet verdiği, yine hasarlı otoların poliçesi ile Bursa Büyükşehir Belediyesi"ne ait araçların kasko ve sigorta işlemlerinde işverene gerekli bilgileri vermeden, talimatlara uymadan kendisine belirlenen yetkileri aşacak şekilde düzenlemeler yaptığı gerekçesiyle davalı şirket içinde düzenlenen iç denetim raporunun neticesinde geçerli nedenle feshedilmiş olmakla beraber, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre davacıya poliçelere müdahale yetkisinin genel müdürlük tarafından verilmesi, davacının menfaatinin bulunmaması, davalının düşük prim getirisine rağmen portföyünü korumaya devam etmesi ancak davacının fiyatlarda yaptığı müdahaleyi zamanında üstlerine bildirmemesinin hatalı olduğu, kurumun iç denetiminin düzgün uygulanmadığı ve yapılan bu poliçelerin geç farkedildiği, bu nedenle davalının da kusurlu bulunduğu, davacının iş akdinin feshinin ölçülü olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca feshe konu edilen ve düşük tarife uygulanan poliçelerden en sonuncusunun 02/07/2013 tarihinde tanzim edildiği, buna göre de geçerli fesih için makul sürenin de geçtiği anlaşılmakla davanın kabulü yerine yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi hatalıdır.
    Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
    1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, davacının İŞİNE İADESİNE,
    3-Davacının kanunî sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin 5 aylık ücreti olarak belirlenmesine,
    4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
    5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500.-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
    7-Davacı tarafından yapılan ( 430.20 ) TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
    Kesin olarak 13.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi