17. Hukuk Dairesi 2014/20035 E. , 2016/3643 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 20.10.2010 tarihinde davalı .........zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı, sürücü ........ idaresindeki araç ile müvekkili sürücü ....... idaresindeki araca çarpması sonucu müvekkilleri ..... ve ...... yaralandığını, davalı sigorta şirketinin ödeme yaptığını ancak ödemenin Zaralarını karşılamadığını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacı ....... için 10.000,00 TL maddi 100,00 TL maddi tazminatın ihbar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 27.05.2014 tarihli ıslah dilekçe ile istemini davacı .......... için 86.017,97 TL’nin 16.10.2012, ......... için 18.065,58 TL’nin 09.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın başvurusu üzerine 23.286,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkil sigorta şirketinin ödeme ile ibra edildiği için sorumluluğunun kalmadığını belirtilerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile davacı ......... için 86.017,97 TL’nin 16.10.2012, ....... için 18.065,58 TL’nin 09.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları reddedilmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle maddi tazminat istemene ilişkindir.
Dosyadaki Banka dekont ve belgelere göre, davacı .........14.10.2010 tarihinde 6.000,00 TL, ......... 04.02.2011 tarihinde 6.079,00 TL, yine davacılar vekilinin 15.03.2014 tarihli dilekçesine ve davalının temyiz dilekçesine göre 14.11.2012 tarihinde dava tarihinden önce davacı ......... için 23.286,00 TL, ......... için 18.734,00 TL davalı tarafından ödediğini kabul edildiği halde, Mahkemece hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda davacılara davadan önce ödenen davacı ........ için 6.000,00 TL ile ......... için 6.079,00 TL tazminat miktarı aktüer hesap raporunda güncellenip mahsup edilmiş ise de, davacı ........ için ödenen 23.286,00 TL,...... için ödenen 18.734,00 TL"nin güncellenip tazminattan mahsup edilmeden karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketi davacıya ödeme yapılarak ibra edildiğini savunmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun “Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar” başlıklı 111. maddesinde, tazminat miktarlarına ilişkin anlaşmaların iptali koşulu belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Bu düzenlemeye göre açılan dava süresinde olup, mahkemece yapılacak iş, ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin her bir davcı için yetersiz olup olmadığının belirlenmesidir. Bunun için ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak (güncelleme), hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir. Mahkemece yapılan ödemelerin ödeme tarihinde yeterli olup olmadığı bu nedenle de ibranın geçerli olup olmadığı araştırılmaksızın, ödemenin bir kısmının mahsubu sonucu bulunan tazminat tutarına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davalı vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.