Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3994
Karar No: 2015/17494
Karar Tarihi: 12.05.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/3994 Esas 2015/17494 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2014/3994 E.  ,  2015/17494 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
    DAVA : Davacı, fazla mesai ücreti, prim alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, 02/10/2006 tarihinde işe başladığını,davalı işyerinde mesai saatlerinin 08:00-17:00 saatleri arasında olup yürüttüğü büyük müşteriler bölüm başkanlığı görevi nedeniyle mesai saatlerinin çok üzerinde çalışmasına rağmen fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, her mali yıl sonunda kısa vadeli teşvik planı çerçevesinde düzenli olarak prim ödenmiş olmasına rağmen son olarak Nisan 2009-Nisan 2010 dönemine ilişkin olarak Haziran 2010"da yapılan prim ödemesinden yararlandırılmadığını ileri sürerek fazla mesai ile kısa vade teşvik planı primi(ikramiye) alacaklarını istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, davacının mesai saatlerini kendisinin belirlediğini, aylık ücretinin 12.000 TL olduğunu, sosyal hakları ile bu miktarın çok üzerinde aylık gelire sahip olan davacının gerek mesai saatlerini kendisinin ayarlayacak konumda olması ve gerekse yöneticilik görevi gereği yaptığı normal çalışma saatleri dışındaki çalışmaları nedeniyle fazla çalışma ücreti talep hakkı olmayacağını, ayrıca şirkette uygulanan fazla mesai prosedürüne göre çalışanların fazla mesai ücretlerinin fazla mesai bildirim formu ile yaptıkları fazla mesaiyi belgeleyip hiyerarşik üstlerine onaylatmaları ve ilgili birime vermeleri halinde ödendiğini, davacının çalıştığı dönemde insan kaynakları birimine sunduğu bir fazla mesai formu bulunmadığını, ayrıca giriş çıkış kayıtları incelendiğinde davacının haftalık 45 saati aşan bir çalışmasının bulunmadığını ve fazla mesai ücretine hak kazanamadığının görüleceğini, şirketteki prim ve ikramiye uygulamasının her yıl düzenli olarak yapılan genel bir uygulama olmadığını, bu nedenle davacıya 2009 yılında herhangi bir prim ve ikramiye ödemesi yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, “Davalı taraf davacının görevi gereği fazla mesaisini kendisinin ayarladığını, üst yönetici olduğunu beyan etmiş ise de tanık beyanları dikkate alındığında davacının da emir ve talimat aldığı anlaşılmış, tanık beyanları dikkate alınarak fazla mesaiye hükmedilmiş, fazla mesai kabul edildiğinde işin niteliği ve süresi dikkate alınarak % 50 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak 25.943,33 TL fazla mesai ücretinin ödenmesine karar verilmiş,
    Prim alacağı yönünden de prim ödemesinin, başarıya endeksli olduğu ancak davacının performansının düşük olduğuna dair belge ve bilgi bulunmadığı” gerekçesiyle kısa vadeli teşvik primi alacağının kabulüne, fazla çalışma ücreti alacağının ise prim alacağının altında kaldığından reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı her iki taraf da temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile reddine,
    2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    İşyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçi, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamaz. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden, yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkı doğar. O halde üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir.
    Satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Satış temsilcileri genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışmaktadırlar. Prim, çalışanı özendirici ve ödüllendirici bir ücret ödemesi olup işverence işçiye garanti edilmiş bir temel ücretin üzerine belirli bir usule bağlı olarak ödenen ek bir ücrettir. İşverenin istek ve değerlendirmesine bağlı olabileceği gibi, sözleşme gereği olarak da verilebilir. Fazla mesai ise kural olarak 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, kanunda yazılı şartlar çerçevesinde, haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. İşçi fazla mesai yapsın yapmasın prim ödemesi var ise bu ek ücrete hak kazanır. Ancak ister gezerek, isterse işyerinde çalışsın satış temsilcisi mesaisi artıkça prim alacağı artacağından, bir anlamda yüzde usulü ile çalışması sözkonusu olduğundan fazla çalışma ücretinin yüzde usulünde olduğu gibi sadece zamlı kısmının (% 50) hesaplanması gerekir.
    Somut olayda, davacının davalı işyerinde büyük müşteriler bölüm başkanı olarak çalıştığı, üst düzey yöneticilik veya kendi mesaisini kendisinin ayarlaması savunmasının davalıca ispatlanamadığı, bu nedenle tanık beyanlarına göre hesap yapan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının fazla çalışma alacağının bulunduğu, ancak miktar itibariyle teşvik primi alacağının altında kaldığından mahkemece talebin reddine karar verildiği görülmüştür.
    Öncelikle belirtmek gerekir ki, davaya konu prim alacağı farklı nedenden doğduğundan ve fazla çalışma ile ayrı kavramlar olduğundan, birbirlerine mahsup edilerek, fazla mesai ücret alacağının reddi doğru değildir.
    İkinci olarak, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla çalışma sürelerinin tanık beyanlarına göre hesaplandığı görülmüştür. Dosyaya 25.06.2007 tarihinden itibaren işyeri giriş çıkış kayıtları sunulmasına rağmen, bilirkişi tarafından tanıkların davacının dışarıda da çalıştığı şeklindeki beyanları nedeniyle normal çalışma saatlerine bağlı olmadan çalıştığı, bu nedenle mesaisinin giriş çıkış kayıtlarındaki gibi olmadığı değerlendirilerek sadece tanık beyanlarındaki mesai süreleri esas alınarak hesaplama yoluna gidilmiştir. Ancak, tanıkların davacının iş dışındaki çalışmalarına yönelik bilgileri hem görgüye dayalı olmaması, hem de muğlak ifadeleri nedeniyle hesaplamaya elverişli değildir. Bu nedenle yukarıdaki ilke kararında açıklandığı üzere yazılı belge varken tanık beyanlarına itibar etmek doğru olmadığından bu kayıtların bulunduğu dönemle sınırlı olarak varsa davacının fazla çalışma alacağı hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır. Yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    3- Taraflar arasındaki başka bir uyuşmazlık konusu da prime uygulanacak faiz yönündedir. Prim uygulaması bireysel iş sözleşmesinden veya işyeri uygulamalarından doğmaktaysa, gününde ödenmeyen pirimler için 4857 sayılı Yasanın 34 üncü maddesinde öngörülen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz uygulanmalıdır. Davaya konu prim alacağı da işyeri uygulamasından kaynaklandığına göre, davacı talebi gibi en yüksek banka mevduat faizi yürütülmesi gerekirken yasal faiz yürütülmesi de başka bir bozma nedenidir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi