15. Ceza Dairesi 2014/20177 E. , 2017/9040 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Dolandırıcılık suçu nedeniyle; TCK 158/1-f, 62, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sahtecilik suçu nedeniyle; TCK 204/1, 62. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın yokluğunda verilen hükmün 19/04/2013 tarihinde son beyan ettiği adresine tebliğine dair işlemlerin usulsüz olduğu ve cezaevine girdikten sonra tayin ettiği müdafiinin öğrenme üzerine hükmü süresinde temyiz ettiği kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığın ne şekilde ele geçirdiğini ispat edemediği, tamamen sahte çeki mal alışverişi mukabilinde katılana ciro ederek verdiği ve bankaya ibrazında çekin karşılıksız çıktığı, böylece haksız menfaat temin ettiği iddia edilen olayda;
Sanığın savunması, çek fotokopisi, ekspertiz raporu, katılan beyanları, oluş ve tüm dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını gerçekleştirdiği sabit olduğundan mahkemece verilen mahkumiyet hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiş, gerekçeli kararda, ""sanık hakkında daha önce başka mahkemece verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunmasına rağmen denetim süresi içinde yeniden suç işlediği dikkate alınarak tekrar suç işlemeyeceği hususunda mahkemece olumlu kanaate varılmadığından CMK 231/5 ve TCK"nın 51 maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına"" hususunun belirtilmesi karşısında resmi belgede sahtecilik suçu yönünden tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına
göre; sanık müdafiinin sanık hakkındaki hükmün bozulmasına dair temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 11/04/2017 tarihinde dolandırıcılık suçundan oybirliğiyle, resmi belgede sahtecilik suçundan oyçokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
Karşı Düşünce
Sanık ... hakkında, resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün, sanık savunmanı tarafından temyizi üzerine sayın çoğunluğun onamaya ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki;
Ceza Genel Kurulunun 01.06.2010 gün ve 96/134 sayılı kararında da belirtildiği üzere koşullu bir düşme nedeni oluşturan "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" müessesesi, (mahkumiyet, suç niteliği ve ceza miktarına ilişkin) objektif koşulların varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde öncelikle uygulanacak, koşullarının bulunmadığı veya uygulanmaması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde ise, cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin diğer hükümler değerlendirilecektir.
Ayrıca sanık hakkındaki hapis cezasının TCK.nun 51. maddesi uyarınca ertelenebilmesi için de a)Daha önce kasıtlı suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak ve b)Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.
Somut olayda da; sanığın adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı niteliğinde bulunmadığı ve CMK.nun 231. maddesinin ve TCK.nun 51. maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmediği gözetilerek, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurulup, yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususu yasal gerekçe ile tartışılarak sonucuna göre CMK.nun 231/5. maddesinin; suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işleyip işlemeyeceği değerlendirilerek TCK.nun 51. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerekçesiyle bozulması yerine, yerel mahkemenin usul ve yasaya uygun olmayan kararının onanmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 11.04.2017