17. Hukuk Dairesi 2015/8981 E. , 2016/3365 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, .......... ait ........plakalı ambulansın davalı sigorta şirketine P-0050870044-0 numaralı kasko sigorta poliçesi ile sigorta ettirildiğini, 27.02.2012 tarihinde saat 20.00 sıralarında söz konusu aracın yoldan çıkarak devrilmesi ve kanala düşmesi sonucunda kaza meydana geldiğini, oluşan hasarın giderilmesi amacı ile ambulansın ......., ........... ve .............servise girdiğini, daha önce aracın kaporta ve boya işlemlerinin servisce tamamlandığı ancak aracın tıbbi donanımları ile tepe lambası, siren sistemi ve motor elektronik sistemindeki hasarın giderilmediğinin, 19.09.2012 tarihli yazı ile Yapı Kredi Sigorta Ege Bölge Müdürlüğüne bildirildiğini, kaza nedeni ile ambulanstaki ilaçların ve tıbbi cihazların suya maruz kalması sonucunda tekrar kullanılmasının mümkün olmadığını, davalı sigorta şirketi tarafından hasar dosyası açılmasına rağmen hasarın karşılanmadığını, ......... 2012/69 d.iş sayılı dosyasından oluşan hasarın bilirkişi aracılığı ile 101.300 TL olarak tespit edildiğini, ileri sürerek söz konusu 101.300 TL zararın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, sigortalı araç üzerinde oluşan hasar miktarının parça ve işçilik dahil 9.500,00 TL olduğunu, sigortali tarafından aracın tamiri için götürülen ilk servisce gerekli kontrollerin yapılmaması nedeniyle motor aksamında da kaza sonrası gerekli poliçe genel şartlarının düzenlenen koruma önlemleri ve kurtarma önlemlerinin sigortalı tarafından alınmaması nedeniyle gerek hasar boyutu gerekse hasar miktarının artmasına sebebiyet verildiğinin tespit edildiğini, nitekim sigortalı tarafından kendi yükümlülüklerini ihmal etmesinden kaynaklı meydana gelen hasar artışından sigorta şirketinin sorumlulğunun söz konusu olmadığını, kaldı ki söz konusu aracın kasko değerinin ve 23.550,00 TL ekstra teminat limitinin 38.213,50 TL ile sınırlı olduğunu ve söz konusu poliçenin incelenmesinde görüleceği üzere değer değer ve iş gücü kaybına dair teminatının söz konusu olmayıp karşı tarafın davasının bu hususlarda dahi yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile; 69.265,73 TL tazminatın dava tarihi olan 09/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı sigorta şirketinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, davalıya kasko sigortalı aracın trafik kazasında hasara uğraması nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu riziko 27.02.2012 tarihinde 6762 sayılı TTK"nun yürürlükte olduğu sırada meydana gelmiştir. Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları"nın B.3.1. Maddesi gereğince, hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren en geç 15 gün içinde gerekli incelemeleri tamamlayıp hasar ve tazminat miktarını tespit edip sigortalıya bildirmek zorundadır. 27.02.2012 tarihinde meydana gelen kaza ve hasara ilişkin olarak davacı tarafından 19.09.2012 tarihli dilekçesi ile davalı sigortacıya başvuruda bulunmuş 24.09.2012 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru evrakı tebliğ edilmiştir. Davalı sigorta şirketine başvuru dilekçesinin tebliğ tarihi olan 24.09.2012 tarihinden 15 gün sonra davalı sigorta şirketinin sigorta teminatını ödeme yükümlülüğünün doğduğunun kabulü ile başvuru tebliğ tarihi 24.09.2012 tarihinden 15 gün sonrası olan 10.10.2012 tarihinden itibaren davacı yararına taleple bağlı kalınarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde dava tarihi 09.05.2013 tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulması doğru değil, bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, kararın 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “dava tarihi olan 09.05.2013” ibaresinin çıkartılarak yerine “temerrüt tarihi 10.10.2012” ibaresinin konulmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.