13. Hukuk Dairesi 2013/19116 E. , 2014/20895 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı, davalı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... geldi, karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıdan 117.000-TL’ye daire satın aldığını, tapusunun verildiğini, yaptırılan tespit sonucunda sözleşmede 120 m2 olduğu belirtilen dairenin alanının 80 m2 nin altında olduğunun anlaşıldığını, dairenin ayıplı olduğunu, çekilen ihtara rağmen sonuç alamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, ayıp oranında bedel indirimi yapılarak şimdilik 10.000-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 01.04.2010 tarihli dilekçe ile talebini 28.284,75-TL olarak ıslah etmiştir.
Davalılar, resmi şekilde yapılmadığından sözleşmenin geçersiz olduğunu, davacının daireyi görerek satın aldığını, dairenin brüt alanının 120 m2 olduğunu savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabülü ile 18.720,00 TL’nin satış bedelinden tenzili ile 10.000,00 TL sinin dava tarihinden 8.720,00 TL sinin 01.04.2010 ıslah tarihinden itibaren değişken avansa faiz oranı uygulanmak sureti ile hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya yönelik isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalılar, davacının temyizine cevap dilekçesi ile hükmü temyiz etmiş olup, davacının temyiz dilekçesi davalılara 07.5.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, katılma yoluyla temyiz dilekçesi ise 23.5.2013 tarihinde verilmiştir. HUMK.nun 433/2 maddesi uyarınca 10 günlük süre geçtikten sonra verilen davalıların temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacının temyizine gelince; davacı eldeki dava ile satın aldığı bağımsız bölümdeki ayıp nedeniyle ayıp oranında ödediği bedelin iadesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece, 20.07.2010 gün ve 2008/737 E., 2010/534 K.sayılı ilk kararda, davanın kısmen kabulüne, ayıbın neden olduğu değer düşüklüğü bedeli olan 23.736,51 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, bu kararı sadece davacı temyize getirmiş, davalılar temyiz etmemiştir. Karar Dairemizin 16.06.2011 gün ve 2010/14578 E., 2011/9579 K.sayılı ilamı ile bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderildikten sonra karar verilmesi gerektiğine işaretle bozulmuştur. Mahkemece, 17.02.2012 tarihli duruşmada bozmaya uyulmasına karar verilmiş, bozmadan sonra yeniden bilirkişi raporu alınmak suretiyle ilk karardaki miktardan daha az bir miktar olan 18.720,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. İlk karar, davalılar tarafından temyiz edilmediğinden, mahkemece de bozma ilamına uyulduğundan, davacı lehine usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bundan sonra mahkemece ilk karardaki bedelden daha aşağı bir bedel üzerinden, kararı temyiz eden davacı aleyhine sonuç doğuracak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davalıların temyiz dilekçesinin REDDİNE, 2.bentte açıklanan nedenle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 273,00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 24.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.