9. Hukuk Dairesi 2015/9142 E. , 2015/16610 K.
"İçtihat Metni" İŞ MAHKEMESİ
Davacı, holdinge ait çeşitli şirketlerde ve inşaatlarda uzman inşaatçı olarak çalıştığını, milli bayram, kıdem tazminatı ödenmek suretiyle işten çıkartıldığını, aylık net ücretinin 1.240,00TL olduğunu, ancak sigorta kayıtlarında asgari ücret gösterildiğini ve tazminatının da bu miktardan ödendiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatları ile fazla çalışma, milli bayram, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının ücretinin bordrolarda gösterildiği kadar olduğunu, kıdem tazminatı ödemesine yönelik ibraname alındığını, davacıya iş bulunarak iş akti feshedildiğinden kıdem tazminatı ödenip ihbar tazminatının ödenmediğini , fazla mesai ücreti ile ilgili bordroların ihtirazi kayıtsız imzalandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının ve Bozma İlamının Özeti
Mahkemenin ilk kararı,Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 27/02/2014 tarih 2014/1528Esas, 2014/6323Karar sayılı ilamı ile özetle "Dosya içinde bulunan hizmet döküm cetvelinden davacının davalılardan ... ... ile .... yanında çalıştığı, davalı Limak Holding AŞ bünyesinde çalışmasının olmadığı anlaşılmaktadır. Anılan iki davalı da davacının çalışmasını kabul etmektedir. Davalıların her ne kadar .. Grubunu oluşturduğu anlaşılmakta ise de davacının fiilen .... de çalışması olmayıp, birlikte istihdamda bulunmadığından davalı Holding hakkında açılan davanın husumetten reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
Somut olayda, davacı 1240 TL net ücret aldığını iddia etmiş, davalı ise ücret bordrolarında yazılı 690 TL brüt ücret aldığını savunmuştur. Davacı iddiasını ispatlamak için çalıştığı şantiyede tutulmuş günlük harcamaları gösteren kasa defteri ve “aylık işçilik listesi” adlı ödemelere ait fotokopileri sunmuştur. Kasa defterindeki miktar toplu ödeme listesindeki miktarla aynı olup, tanık ifadeleri de dikkate alındığında davacının ücretinin iddia ettiği kadar olduğunun kabul edilmesi gerekirken yazılı şekilde bordrolara itibar edilerek karar verilmesi isabetsizdir. Ayrıca Ankara 2. İş Mahkemesinin 2009/832 E, 2011/319 K sayılı dosyasında da davalılar ... ve ... aleyhine kıdem tazminatı talepli açılan davada aynı kasa defteri ve ödeme belgelerine delil olarak dayanılmış, mahkemece anılan belgelere itibar edilerek hüküm kurulmuş ve karar Dairemizin 2012/1547 E, 2014/6316 K sayılı ilamı ile onanmıştır."gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece; bozmadan sonra yapılan yargılamada usûl ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan tahkikat ve bozma gerekçesi çerçevesinde alınan 24/11/2014 tarihli ek bilirkişi raporuyla davacının kıdem tazminatı alacağından brüt 9.905,27TL.,ihbar tazminatı alacağından ise brüt 4.602,15TL.alacağının bulunduğu hesap ve tespit edilmiş olmakla davacı tarafın belirtilen bu alacağının talebiyle bağlı kalınmak suretiyle faizleriyle birlikte davalılar ...ve ......."nden müştereken ve müteselsilen tahsiline,davacı tarafın belirtilen bu alacaklarla ilgili fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının Saklı tutulmasına,yine davacı tarafın dayanağı bulunmayan ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı, fazla mesai ücreti ve hafta tatili ücreti alacağı ile ilgili fazlaya ilişkin talepleri ile Yargıtay bozma kararı ve Ankara 2.İş Mahkemesinin 2009/832-2011/319 Esas-Karar sayılı dosyasında da davalılar ...ve .... aleyhine kıdem tazminatı talepli açılan davanın Yargıtay incelemesi nedeniyle kesinleştiği de gözönüne alınarak davalılardan......hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ve mahkemece birleştirilmesine karar verilen Ankara 4.İş Mahkemesinin 2014/483 Esas, 2014/485 Karar sayılı davanın ise iş bu davadan ayrılmasına,karar kesinleştiğinde mahkemece verilecek yeni bir esas üzerinden devam olunmasına karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl davaya ilişkin karar verilmiş ve esas kapatıldıktan sonra birleşen dava hakkında karar verilmemiş,davacının tavzih talebi üzerine “tavzih talebi”ile birleşen dava hakkında hüküm kurulmuştur.
Hükmün tavzihi müessesi 6100 Sayılı HMK’nın 305.maddesinde tanmlanmış olup,hangi hallerde tavzihin yapılabileceği birinci fıkrasında açıklanmış,ikinci fıkrasında ise taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların sınırlandırılamayacağı,değiştirilemeyeceği ve genişletilemeyeceği emredici olarak düzenlenmiştir.
Mahkemenin, Ankara 4.İş Mahkemesi’nin 2014/483 Esas sayılı birleşen dava hakkında tavzih yoluyla karar vermesi HMK’nın 305.maddesinin birinci fıkrasındaki hiçbir hale uymamakta aksine ikinci fıkrasına aykırılık oluşturmaktadır.
Mahkemece birleşen dava hakkında tavzih yoluyla karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.