Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12234
Karar No: 2014/1155
Karar Tarihi: 3.01.2014

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/12234 Esas 2014/1155 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/12234 E.  ,  2014/1155 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Karakoçan Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 26/12/2012
    NUMARASI : 2012/446-2012/832

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.04.2012 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _K A R A R_
    Davacı, ....Mezrasında köye ait içme suyu deposundan tahliye edilen su ile taşınmazlarını suladığını, davalının bu suyu kullanmasına engel olduğunu belirterek davalının müdahalesinin önlenmesini muarazanın giderilmesini istemiştir.
    Davalı, köy deposundan tahliye edilen suyun hem kendi arazisine hemde davacının arazisine aktığını, ortak kullandıklarını sadece davacının kullanmasını kabul etmediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı temyiz etmiştir.
    Türk Medeni Kanununun 756. Maddesine göre; kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup, bunların mülkiyetinin ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabileceği belirtilmiştir.
    Gerçek kaynağın suyu bir akiferden gelir. Su çıkışı bir noktadan veya bir alandan olabilir. Bu alana kaynak alanı denir. Kaynak, yeraltı suyunun doğal olarak yeryüzüne çıkması halidir.
    Kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular yararlanabilir.
    Uygulamada kaynak; “yeraltı suyunun üst düzeyinin yer yüzeyini kestiği yer” olarak tanımlanmaktadır. Yeraltı suyu doğal yoldan yeryüzüne çıkmamış, drenaj vs. yollarla çıkarılmış ise, kaynak olarak değil, drenaj veya kuyu vs. isimlerle anılır. Bu şekilde insan eliyle çıkarılan sular, yeraltı suyu olarak kabul edilir.
    Yeraltı suları, kamu yararına ait sulardandır. Arza malik olmak, onun altındaki yeraltı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz (TMK.md.756/3).
    Arazisinde faydalı ihtiyaçları için yeter miktarda su bulunmayan veya bu suyu elde etmesi fahiş masrafı icabettiren bir kimsenin, komşu arazideki yeraltı suyundan istifade şartları 20 nci maddede sözü geçen tüzükte belirtilir (167 Sayılı Yeraltı Suları Kanunu 1-6. madde).
    Somut olayda; dosya içerisindeki 13.11.2012 tarihli jeoloji bilirkişi raporunda göre dava konusu su dava dışı İ.C. ait taşınmazdan çıktığı ve köye ait su deposuna getirildiği ve depodan arta kalan dava konusu suyun debisinin 1,41 lt/sn olduğu tespit edilmiştir. Davacı dava konusu su deposundan tahiliye edilen suyun taşınmazına daha yakın olduğu ve bu suyu kullanılmasında kadim hakkının olduğunu belirtmiş, davalı ise bu suyu ortaklaşa kulanabileceklerini kendisinin de bu suya ihtiyacının olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumda dava konusu su deposundan tahliye edilen 1,41lt/sn debili suyun kullanılması hususunda taraflar arasında muaraza bulunmaktadır.
    Mahkemece, suların en az olduğu dönemde mahallinde fen, ziraat bilirkişi ve jeoloji mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti ile keşif icrası ile, mahalli bilirkişiler keşifte dinlenilerek, tarafların dava konusu suyun kullanılmasına ilişkin kadim veya öncelik haklarının olup olmadığı saptanmalı dava konusu sudan başka tarafların yararlanabileceği su kaynakları varsa onların da incelemesi yapılarak suya olan ihtiyaçları belirlenmeli gerekirse taraflar arasındaki nizayı kesin olarak çözümler nitelikte su rejimi kurulmasına karar verilmelidir.
    Değinilen yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 23.01. 2014 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi