8. Hukuk Dairesi 2011/6661 E. , 2012/3105 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Gümüşhane Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 07.04.2011 gün ve 473/153 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi bir kısım davalılar ... ve müşterekleri ile davalı ... taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı dava dilekçesinde, davalılar adına tapuda kayıtlı bulunan 130 ada 67 sayılı parselin davalıların miras bırakanı Zeki Aşkın adına, aynı ada 68 sayılı parselin ise vekil edeninin çocuklarından ... ve ... adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, kadastro öncesi her iki taşınmazın bir bütün olarak kullanıldığını, kendisine ait 275 m2 yerin davalıların miras bırakanı adına kayıtlı 130 ada 67 sayılı parsel içerisinde kaldığını açıklayarak, bu miktarda anılan parselin tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılara dava dilekçesi Kırıklı Köyü adresine tebliğ edilmiş, yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalıların miras bırakanı adına tapuda kayıtlı 130 ada 67 sayılı parselin tapu kaydının teknik bilirkişi Seyfullah Değirmenci’nin 21.3.2001 tarihli raporunda B harfiyle gösterilen kısım bakımından iptali ile 265,68 m2 yüzölçümlü yerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, tüm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve paylaşım hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davada taraf teşkilinin sağlanmadığı belirlenmiştir. Davalılardan Nurten bağımsız olarak, diğer davalılar ise ortaklaşa yazdıkları temyiz dilekçelerinde, dava dilekçelerinin köydeki adrese tebliğ edildiğini, kendilerinin uzun zamandan beri (25-30 yıldan beri) köylerinde oturmadıklarını, bu nedenle savunmalarının kısıtlandığını, hükmün tebliği ile davadan haberdar olduklarını açıklayarak kararın bozulmasına karar verilmesini istemişlerdir.
Davalıların temyiz dilekçeleri ile dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, gerçekten dava dilekçesinin davalılar adına ayrı ayrı Kırıklı Köyü Gümüşhan adresine tebliğe verildiği, sadece tebliğ tarihi yazılmak suretiyle Alim Aşkın imzasına tebligatların yapıldığı, Alim Aşkın’ın kim olduğunun açıklanmadığı, komşusunun isminin yazılmadığı ve imzasının da alınmadığı, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesine uygun olarak yapılan bir tebligattan söz edilemeyeceği dosya kapsamıyla sabittir. Hüküm önce aynı biçimde davalılar adına tebliğe çıkarılmış, ancak daha sonra UYAP üzerinden saptanan adreslere hükmün tebliğ edilmesi üzerine, davalıların davadan haberdar oldukları belirlenmiştir. UYAP üzerinden belirlenen adresler ile nüfus idaresinden alınan adreslerin aynı olduğu görülmüştür.
HUMK.nun 73. maddesinde; “Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez.” HMK.nun 27. maddesinde de aynı durum vurgulanmıştır. Şu halde, taraflar yöntemine uygun bir biçimde duruşmaya çağırılmadıkça davanın hükme bağlanması olanağı bulunmamaktadır. Anayasanın 36. maddesinde de; herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir, denilmektedir. Bu madde ile savunma hakkının kısıtlanmayacağı vurgulanmaktadır. Davalıların savunma haklarının kısıtlandığı dosya kapsamıyla belirlenmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; bozma ilamının yöntemine uygun bir biçimde taraflara tebliği, taraf teşkilinin sağlanması, davalılara tanık ve delillerini bildirmeleri konusunda süre ve imkan tanınması, iddia ve savunma çerçevesinde gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan esastan hüküm kurulmuş bulunması doğru değildir.
Davalıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 109,10 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ye, 18,40 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden bir kısım davalılar ... ve müştereklerine iadesine 19.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.