9. Hukuk Dairesi 2021/5505 E. , 2021/9778 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirket bünyesinde diğer davalı Bakanlığa ait mantolama işinde çalıştığını, davacının günlük ücretinin 80,00 TL olduğunu, davacının işverence işten çıkartıldığını, iki aylık ücretinin ödenmediğini ileri sürerek ihbar tazminatı, ücret alacağı ile asgari geçim indirimi alacaklarının davalılardan müştereken müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Bakanlık, husumet itirazında bulunarak davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, davacının kendisinin işten ayrıldığını, ayrılma esnasında ibraname imzaladığını, davacının tüm alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı tarafça temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 12.11.2015 tarihli 2014/32692 esas 2015/30881 karar sayılı ilamı ile “ihbar tazminatının kabulü yerine reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu ve özellikle de fesih sürecine göre matbu evrak şeklinde sonradan doldurulduğu anlaşılan ibraname geçersiz kabul edilerek davacının alacak isteklerinin dosya kapsamına göre yeniden değerlendirilmesi gerektiği” noktasında bozma kararı verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı tarafça bozma kararı sonrası gerçekleştirilen ıslah işlemi esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı ... vekilince temyize başvurulmuş olup, karar, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.04.2017 tarihli 2017/381 esas 2017/7616 karar sayılı ilamı ile, bozmadan sonra gerçekleştirilen ıslah işlemine itibar edilerek sonuca gidilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle ikinci defa bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı tarafın bozma sonrası ıslah dilekçesi dikkate alınmadan davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
Kararın davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 07.02.2019 tarihli esas 2018/9991 karar 2019/2721 sayılı ilamı ile davalı Bakanlığın sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, ihale makamı olan davalı ...’nın asgari geçim indirimi alacağından sorumlu tutulmasının hatalı olduğu, ayrıca davalı işveren tarafından ödeme iddiasına dayanak olarak sunulan ve davacı tarafça imza inkarında bulunulmayan 2012 yılı Temmuz ayına ait ücret bordrosu ile 16.08.2012 tarihli makbuz hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın ücret alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu noktasında bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında usuli kazanılmış hak ilkesinin ihlal edilip edilmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakta ise de, genel olarak bu hak bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki easaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar.
Mahkemenin, Yargıtay"ın bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece verilen 05/04/2018 tarihli kararda, davacının 3.360 TL ücret alacağı, 1.461,16 TL ihbar tazminatı ve 179,82 TL asgari geçim indirimi alacağı bulunduğu belirlenerek ücret alacağı ile asgari geçim indirimi alacağının davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline, diğer alacakların davalı şirketten tahsiline dair hüküm kurulmuştur. Bu kararın davalılardan ... tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince, davalı ... Bakanlığının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, ihale makamı olan davalı ...’nın asgari geçim indirimi alacağından sorumlu tutulmasının hatalı olduğu, ayrıca davalı işveren tarafından ödeme iddiasına dayanak olarak sunulan ve davacı tarafça imza inkarında bulunulmayan 2012 yılı Temmuz ayına ait ücret bordrosu ile 16.08.2012 tarihli makbuz hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın ücret alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu noktasında bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de, önceki kararı temyiz etmeyen davalı şirket yönünden davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak doğduğu dikkate alınmamıştır. Bozma kararının, bozmaya konu önceki kararı temyiz etmeyen davalı şirket yönünden hüküm ve sonuç doğurması yerinde değildir.
Diğer taraftan, usuli kazanılmış hakkın korunması, bozma kapsamı dışında bırakılan hususlar yönünden de geçerli bir ilkedir. Bozma kararında, davalı Bakanlığın bozma kapsamı dışındaki temyiz sebeplerinin reddine karar verilmiş olup, bu halde önceki kararın davacının çalışma süresi ile ücret miktarı yönlerinden kesinleştiği kabul edilmelidir. Mahkemece bozma öncesindeki hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının günlük ücretinin 80,00 TL olduğu kabul edilerek bu miktar üzerinden hesaplama yapılmıştır. Bozma kararında bu kabul şekline yönelik olarak bozma kararı verilmediğinden, davacı tarafın ücret miktarına yönelik usuli kazanılmış hakkı söz konusudur. Mahkemece davacı tarafın usuli kazanılmış hakkı ihlal edilerek hüküm kurulması yerinde olmayıp, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.06.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.