9. Hukuk Dairesi 2008/28941 E. , 2010/8561 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA :Taraflar arasındaki, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.3.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi işe başlatmama tazminatı ile 4 aylık boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklarını talep etmiştir. Davalı vekili yetki itirazında bulunmuş, daha sonra 23.10.2007 tarihli oturumda yetki itirazından vazgeçtiklerini bildirmiştir.
Mahkemece yargılamaya devam edilerek işin esasına dair karar verilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5. maddesinde iş uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili iş mahkemelerini belirlemiştir. Buna göre, “iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz”.
İş mahkemelerinde yetki kuralı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun yetki kurallarına uygun olup buna ek olarak işin yapıldığı yer, yani işyeri mahkemelerini de yetkili kılmaktadır.
İş mahkemesine açılan dava, dava tarihinde davalının ikametgâhının bulunduğu veya işçinin işini yaptığı yerdeki iş mahkemesi veya iş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.
Türk Medeni Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca gerçek kişi yönünden “Yerleşim yeri sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir”. Gerçek kişi işverenin başka bir yerde yerleşmek niyetiyle oturduğu kanıtlanmadığı takdirde, kural olarak nüfusta kayıtlı olduğu yerin ikametgâh sayılması gerekir. Aynı kanununun 49. maddesi uyarınca da, “Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir. Bu yer de genelde merkezin bulunduğu yerdir(Yargıtay 9. HD. 23.06.2008 gün ve 2008/17468 Esas, 2008/17262 K).
Yetkili mahkemenin belirlenmesinde önemli olan işin yapıldığı yer, bir başka anlatımla işyeri tanımına 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nda yer verilmemiştir. İşyerini tanımına 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinde yer verilmiştir. Buna göre “İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir. İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.” Bir yer, ancak işin niteliği ve yürütümü bakımından işyerine bağlı bulunmaktaysa, o işyerinden sayılacaktır.
İş veya toplu iş sözleşmesinin tarafları, davalının yerleşim yeri ve işin yapıldığı yer dışındaki bir mahkemenin yetkili olduğuna dair düzenleme yapmaları, 5521 sayılı kanunun 5. maddesinin son cümlesi gereğince söz konusu düzenlemeyi geçersiz kılar. Bu düzenleme emredici bir kuraldır.
İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan da¬valı tarafça süresinde yapılmasa da hakim tarafından kendiliğinden bu husus göz önünde bulundurmalıdır. Bir başka anlatımla hakim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de resen yetkisizlik kararı verebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararıda bu yöndedir. (Yargıtay HGK 8.7.2009 gün 2009/10-236 E, 2009/345 K.)
5521 sayılı İş Mahkemelerinin iş uyuşmazlıkları ile ilgili bu düzenlemesi yanında bazı maddi hukuk kuralları öngören yasalarda hangi iş mahkemelerinin yetkili olduğu açıkça düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi daha önce işe iade davasını da... İş Mahkemesinde açmış, yetki itirazı üzerine yetkisizlik kararı verilmiştir. Feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iade davası yetkili ... İş Mahkemesinde görülmüş ve karara bağlanmıştır. Davacının işe başlatılmadığı iddiasıyla açmış olduğu dava da yine... iş Mahkemesinde açılmış ve davalı vekili yetki itirazında bulunmuş ise de, daha sonra bu itirazından vazgeçmiştir.
Yukarıda açılandığı üzere iş mahkemelerinin yetkisi kamu düzenini ilgilendirmekle tarafların bu konuda yetki anlaşmaları yapmaları mümkün değildir. Yetki itirazından vazgeçme de sonuca etkili değildir. Hakim tarafından yetki hususu resen araştırılmalı ve buna göre karar verilmelidir.
Davacı işçinin çalıştığı yer ... ilinde olup, davalının ikametgahı da Ankara ilindedir. Bu durumda... İş Mahkemesi yetkili değildir. Mahkemece resen yetkisizlik kararı verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.3.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.