
Esas No: 2019/6864
Karar No: 2020/6088
Karar Tarihi: 22.12.2020
Danıştay 9. Daire 2019/6864 Esas 2020/6088 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6864
Karar No : 2020/6088
DAVACI : S.S. … Konut Yapı Kooperatifi
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …-…
(Eski: …)
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU : 28/02/1983 tarih ve 83/6122 sayılı Arsa Sayılacak Parsellenmemiş Arazi Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı'nın 1. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin; iptali istemiyle açılan davayı reddeden Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 03/04/2018 tarih ve E:2013/9888, K:2018/2045 sayılı kararının Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun 27/03/2019 tarih ve E:2018/1068, K:2019/230 sayılı kararıyla vekalet ücreti yönünden bozulmasından ibarettir.
DANIŞTAY SAVCISI ...'IN DÜŞÜNCESİ: Dosyanın incelenmesinden; sahibi oldukları taşınmazın bir kısmı arazi olmasına karşın tamamı için sehven arsa olarak emlak vergisi beyannamesi verildiği ileri sürülerek düzeltilmesi istemiyle davacı kooperatif tarafından yapılan başvurunun reddi yolundaki Gümüşlük Belediye Başkanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı 28.2.1983 tarih ve 83/6122 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1 inci maddesinin (a) ve (b) fıkralarının iptali istemiyle açılan davayı reddeden, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 3.4.2018 gün ve E:2013/9888, K:2018/2045 sayılı kararına karşı taraflarca yapılan temyiz başvurusu üzerine; Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 27.3.2019 gün ve E:2018/1068, K:2019/230 sayılı kararı ile davacının temyiz isteminin reddi, davalı idarenin temyiz isteminin ise kabul edilerek, dava dairesince verilen kararın vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrası yönünden kısmen bozulduğu anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46 ncı maddesinin 1 inci fıkrasında; Danıştay dava daireleri kararlarına karşı Danıştay'da temyiz yoluna başvurulabileceği, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38 inci maddesinde; Vergi Dava Daireleri Kurulunca vergi dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği, 2577 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasında da; vergi mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği öngörülürken, aynı maddede, Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması halinde ısrar olanağı tanınmamıştır.
Anılan yasa hükümleri uyarınca Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Vergi Dava Daireleri Kurulunca bozulması halinde ısrar olanağı bulunmadığından, Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararında yer alan gerekçelerle Cumhurbaşkanlığı (Başbakanlık) lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Bozma kararına uyulmak suretiyle …(Eski:…) lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesi'nce, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 4'üncü fıkrasının, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50'nci madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı yolundaki hükmü karşısında, uyulması zorunlu olan 27/03/2019 tarih ve E:2018/1068, K:2019/230 sayılı kararı uyarınca işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinde, bu Kanunda hüküm bulunmayan ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilen hususlar arasında yargılama giderleri de belirtilmiş; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununu ek ve değişiklikleri ile birlikte tümüyle yürürlükten kaldırarak 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren, 448. maddesinin 1. fıkrasında, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla hükümlerinin derhâl uygulanacağı ve 447. maddesinin 2. fıkrasında mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamaların, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı öngörülen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yargılama Giderleri" başlıklı 323. maddesinde; vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanununun "Avukatlık Ücreti" başlıklı 164. maddesinde de avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği, 168. maddesinin son fıkrasında ise avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.
Kamu idarelerinin hukuk hizmetleri 08/01/1943 tarih ve 4353 sayılı Maliye Vekaleti Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine ve Devlet Davalarının Takibi ve Usullerine ve Merkez ve Vilayetler Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun ile 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname ve idarelerin teşkilat kanunlarında yer alan hükümler çerçevesinde yürütülmekte iken; 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun yürürlüğe girmesiyle bu konu, 02/11/2011 tarih ve 28103 Resmi Gazetede yayımlanan 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname ile yeniden düzenlenmiştir.
Kararnamenin "Takip ve temsil yetkileri ile bunların kapsamı, niteliği ve kullanılması" başlıklı 6. maddesinde idarelerin, kendi iş ve işlemleriyle ilgili olarak açılacak adli ve idari davalar ile tahkim yargılaması ve icra işlemlerinde taraf sıfatını haiz olduğu; idareleri, adli ve idari yargıda, icra mercileri ve hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri ve avukatların isimlerinin, ilgili mahkemelerin başsavcılıklarına veya başkanlıklarına bildirileceği, listede isimleri yer alanların, baroya kayıt ve vekaletname ibrazı gerekmeksizin idare vekili sıfatıyla her türlü dava ve icra işlemlerini takip edebilecekleri, vekil sıfatıyla temsil yetkisi sona erenlerin isimlerinin anılan mercilere, aynı usulle derhal bildirileceği kurallarına yer verilmiştir.
Ayrıca Kanun Hükmünde Kararnamenin, "Davalardaki temsilin niteliği ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı" başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasında; tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edileceği kuralı yer almıştır.
659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin genel gerekçesinde; bu Kanun Hükmünde Kararname ile idarelerin, avukatlık hizmeti temininde çok alternatifli bir yönteme kavuşturulduğu, bu kapsamda; genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin tamamına kendi dava ve icra işlerini, kendi bünyelerinde istihdam edecekleri hukuk müşavirleri ve avukatları aracılığıyla takip etme imkanı getirildiği belirtilmiştir. Öte yandan, 6. maddenin gerekçesinde; uygulamada idareleri vekil sıfatıyla sadece avukatlar temsil edebilirken, idarelerin hukuk birimlerinde çalışanların durumunda ve eğitim durumlarındaki değişikliklerin, usul mevzuatındaki değişiklikler ve işleyişin kolaylaştırılarak hukuk birimlerindeki çalışanlardan azami ölçüde istifade edebilmesini teminen hukuk müşavirlerinin de avukatlık stajı yapmış olup olmadığına bakılmaksızın idareleri tahkim mercilerinde, mahkemelerde ve icra mercilerinde vekil sıfatıyla temsil edebilmesine imkan sağlandığı; 14. maddenin gerekçesinde de bu madde ile, idarelerin taraf olduğu her türlü dava ve icra takibi sonrasında takibin idare lehine sonuçlanması halinde vekalet ücretine hükmedilmesinin öngörüldüğü, böylece bu konuda davalarını avukatla takip etmeyen idareler aleyhine oluşan ve tarafların eşitliğine uygun düşmeyen durumun ortadan kaldırıldığı açıklanmıştır.
Kanun Hükmünde Kararnamenin belirtilen maddeleri, genel ve madde gerekçeleri birlikte değerlendirildiğinde; avukat olmasalar dahi hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri ve hukuk müşavirleri tarafından takip edilip idareler lehine sonuçlanan davalarda, ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilmesi; "ilgili mevzuat" ifadesinden de Avukatlık Kanunu hükümleri uyarınca hazırlanan ve bütün hukuki yardımlarda avukat ile iş sahipleri arasında geçerli ücret sözleşmesi yapılmamış olan veya avukatlık ücretinin kanun gereği karşı tarafa yükletilmesi gereken durumlarda, Avukatlık Kanunu ve Tarife hükümleri uygulanacağını öngören Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin anlaşılması gerekmektedir.
Bu durumda 03/04/2018 tarihinde reddedilen davada …'nın (Eski:…) davasını hukuk müşaviri ile takip ettiği ve dosya kapsamından hukuk müşaviri tarafından hukuki yardımda bulunulduğu görüldüğünden, davalı C… (Eski:…) lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 03/04/2018 tarih ve E:2013/9888, K:2018/2045 sayılı kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen …TL (Bin dokuzyüz seksen Türk Lirası) vekalet ücreti ile temyiz aşamasına ilişkin … TL yargılama giderinin davacı tarafından davalı Cumhurbaşkanlığı'na verilmesine, artan posta gideri varsa kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içinde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere 22/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
