Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2018/4309
Karar No: 2020/6754
Karar Tarihi: 22.12.2020

Danıştay 10. Daire 2018/4309 Esas 2020/6754 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/4309
Karar No : 2020/6754

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN (DAVACILAR) : 1- … 2- … (…, … ve …'a velayeten kendisine asaleten) … 6- …
VEKİLLERİ : Av. …

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : I. Huk. Müş. Yrd. …

İSTEMİN_ÖZETİ : Taraflarca, Danıştay Onuncu Dairesinin 22/02/2018 tarih ve E:2016/3082, K:2018/862 sayılı kararının aleyhlerine olan kısımlarının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesine karar verilmesi istenilmektedir.

SAVUNMANIN_ÖZETİ : Davalı idare tarafından davacıların karar düzeltme isteminin hukuki dayanağının bulunmadığı ileri sürülerek reddi gerektiği savunulmakta olup davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanun'un 54. maddesinde öngörülen nedenler bulunmadığından, kararın düzeltilmesi isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında, ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam edilen) 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir. Kararın düzeltilmesi dilekçelerinde öne sürülen hususlar ise, anılan maddede yazılı nedenlerden hiçbirine uymamaktadır.
Öte yandan; davacılar ... ile ...'ın aynı olay nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yaptığı başvuru sonucunda verilen 12/03/2013 tarihli karar ile AİHS'in yaşam hakkına ilişkin 2. maddesinin esas ve usul yönünden ihlal edildiği, yargılama sürecinin uzunluğu nedeniyle de 6/1. maddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle devlet tarafından ...'a eşinin ölümü neticesindeki gelir kaybı için 15.000 Euro maddi, yine ...'a 50.000 Euro, ...'a ise 15.000 Euro manevi tazminat ödenmesine karar verildiği dikkate alındığında, davalı idarece, İdare Mahkemesi kararı uygulanırken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararı uyarınca varsa daha önce 2. maddenin ihlali nedeniyle yapılmış olan ödemelerin dikkate alınacağı ve mükerrer ödemeye sebebiyet verilmeyeceği açıktır.
Bu nedenle, kararın düzeltilmesi istemlerinin reddine, davacılar yönünden oy çokluğuyla, davalı idare yönünden oy birliğiyle, 22/12/2020 tarihinde kesin olarak karar verildi.

(X)KARŞI OY :

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, görevli olmayan adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibariyle yasal faiz uygulanması, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Dava şartı olan ön karar için idareye yapılan başvuruda ihlal edilen hakkın yerine getirilmesinin istenilmesi esas olup, idare ile işin esasında ihtilafa düşüldükten, başka bir ifadeyle idare tazminat istemi karşısında direnmeye (temerrüde) düşürüldükten sonra davacının tazminat miktarını dava açarken serbestçe tayinine hukuki bir engel bulunmamaktadır. Nitekim Danıştay’ın yerleşik içtihatları da bu doğrultudadır.
AHİM tarafından, devletin sorumluluğuna ilişkin tam yargı davalarında talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, davacıya talep edilen miktarı arttırma hakkı verilmemesinin adil yargılanma hakkının ihlali olarak kabul edilmesi nedeniyle istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 4. fıkrasına 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile, “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.” cümlesi; aynı Kanun'un 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak, “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dahil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.” cümlesi eklenmiştir.
Aktarılan düzenlemeyle, nihai karar verilinceye kadar harcı ödenmek ve bir defaya mahsus olmak üzere, “süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin” dava dilekçesinde gösterilen tazminat miktarının artırılmasına imkan verilmektedir. Böylelikle, artırılan miktar açısından da dava dilekçesinin verildiği tarihteki hukuksal koşullar geçerli bulunmaktadır.
Yapılan bu açıklamalar karşısında, miktar artırımına ilişkin dilekçenin yeni bir dava niteliğinde olmayıp mevcut davada talep edilen tazminat miktarının ıslah suretiyle artırımına olanak sağlayan yasal bir hakkın kullanımına ilişkin olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, yasal faizin başlangıcının bu miktar yönünden de, idarenin uyuşmazlığın esasında ihtilafa; bir başka anlatımla temerrüde düştüğü tarih olduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla; olayda, ödenecek maddi tazminatın yasal faiz başlangıcı, miktar artırımına ilişkin dilekçe ile artırılan tazminat miktarı yönünden de, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihidir.
Dava dilekçesinde davacılardan ... için 50.000,00 TL, ... için ise 20.000,00 TL maddi tazminat talep edildiği, ancak yargılama devam ederken, bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminatın ... için 60.356,55 TL, ... için ise 5.306,40 TL daha arttırılması yoluna gidildiği ve bu taleplerin kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Dairemizin 22/02/2018 tarih ve E:2016/3082, K:2018/862 sayılı kararında, adı geçen davacılar için artırılan toplam 65.662,95 TL maddi tazminatın, miktar artırımı dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 19/12/2014 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine, hükmedilen tazminatın kalan kısmının ise davalı idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İdare Mahkemesi kararının hükmedilen tazminata faiz işletilmemesi yönünden bozulmasına kararı verilmiştir.
Bu durumda, davacıların miktar arttırım dilekçesi ile arttırdığı ve yargılama sonucunda kabul edilen tutarın da davalı idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiğinden, davacıların karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 22/02/2018 tarih ve E:2016/3082, K:2018/862 sayılı kararının bu kısmı kaldırılarak İdare Mahkemesi kararının faize ilişkin kısmının anılan gerekçeyle bozulması gerektiği oyuyla Daire kararının bu kısmına katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi