Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2015/3696
Karar No: 2020/3762
Karar Tarihi: 22.12.2020

Danıştay 13. Daire 2015/3696 Esas 2020/3762 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/3696
Karar No:2020/3762

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … (…)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:…6 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … A.Ş. hakim ortağı … hesabına kendi adına mal varlığı edindiğinden bahisle davacı hakkında … tarih ve … sayılı Fon Kurulu kararı ile … tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubuna konu alacağın tahsiline yönelik olarak düzenlenen 101.698.729,69-TL tutarlı … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce Dairemizin 22/04/2014 tarih ve E:2011/613, K:2014/1557 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; dava konu işlemin dayanağını oluşturan Fon Kurulu kararı ve ödemeye çağrı mektubuna karşı açılan davada, Dairemizin 22/04/2014 tarih ve E:2010/70, K:2014/1549 sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, bu nedenle, kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, müflis …’e ait, …A.Ş. veya müflis kaynaklarının ne şekilde kullanıldığına ilişkin bilgi ve belge sunulmadığı, işlemin açıkça mülga 4389 sayılı Kanun'un 15/7-b maddesine aykırı olduğu, müşavirlik işi ile iştigal ettiğinden hizmetleri karşılığında arsa sahipleri … ve … arasında, ... Noterliği'nin … tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde müşavirlik hizmetleri karşılığında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, sözleşme uyarınca üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdikten sonra söz konusu taşınmazların devrinin yapıldığı, bu işlemlerin tamamının gerçek olduğu, iddianame içeriğinin sabit olduğunun kabul edilmesinin masumiyet ilkesini ihlâl ettiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, ... adına ve ... hesabına, bankacılık mevzuatı hükümleri dolanılmak suretiyle birbiri peşi sıra gerçekleştirilen muvazaalı işlemler olduğu, Fon'un, Bankacılık Kanunu hükümleri çerçevesinde alacağın tahsilini teminen, yine aynı yasal mevzuat uyarınca sorumlu olanlar hakkında işlem tesis etmeye görevli ve yetkili olduğu, muvazaalı iş ve işlemler yönünden illiyet bağının her türlü delille ispatlanabileceği ve mevzuat uyarınca davacının, iyi niyet iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğu, dava konusu işlemin tesisine dayanak maddi ve hukukî olayların, aynı konuda Fon tarafından evvelce başlatılan takiplere ilişkin davalarda verilen Danıştay kararları ile teyit edildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Yönetim ve denetimi 25/10/1998 tarihinde Fon'a intikal eden … A.Ş.'nin hakim ortağı olan ...'in … Asliye Ticaret Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla iflasına karar verildiği, takibe konu borçlarını ödemediği, alacaklılarını zarara uğratmak kastıyla mevcudunu gizlemek ve eksiltmek maksadıyla suç işlemek için örgüt oluşturduğu, diğer şüphelilerin oluşturulan bu örgüte üye oldukları, bu çerçevede ...'in tapu işlemlerinde şüpheli ... adını göstermek suretiyle İstanbul ili, Avcılar ilçesi, …, … ve … mevkilerinde ... ailesinden bazı gayrimenkulleri aldığı, imara açılması işlemlerinin ... adına gösterilmek suretiyle gerçekte ... tarafından yapıldığı değerlendirilerek, üçüncü şahıslara devredilen gayrimenkullerin satış bedellerinin Fon alacağı sayılmasına, davacının mülkiyetinde bulunan bazı taşınmazların Fon adına devir ve tescil edilmesine, bu taşınmazlar üzerine Fon alacaklarının tahsilini teminen konulan takyidatlar dışındaki tüm takyidat ve sınırlı aynî hakların Fon'a karşı hükümsüz sayılmasına, satışa konu bazı taşınmazlar üzerine 6183 sayılı Kanun uyarınca ihtiyatî haciz uygulanmasına ve tüm bu işlemler sonucunda yapılacak tahsilatların ... Grubunun Fon'a olan borçlarına mahsup edilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Fon Kurulu kararı alınmış, anılan Fon Kurulu kararına istinaden davacıya 101.698.729,69-TL tutarlı, … tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubu gönderilmiş, akabinde de 101.698.729,69-TL tutarlı, … tarih ve … sayılı dava konusu ödeme emri düzenlenmiştir.
Anılan ödeme emrinin iptali istemiyle de bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun Geçici 11. maddesiyle yürürlüğü devam eden mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 15/3. maddesinde, "Fon kaynakları ile her türlü alacaklarının ve hisseleri kısmen veya tamamen Fona intikal eden bankaların; yönetim ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarından, bu ortakların yönetim ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak tek başına veya başkalarıyla birlikte elinde bulundurdukları şirketlerden ve iştiraklerinden, yönetim ve denetim kurulu üyeleri, genel müdür ve yardımcıları, kredi komitesi başkan ve üyeleri ile imzaları bankayı ilzam eden memurları ve bunların eş ve çocuklarından olan alacakları ile hisseleri Fona intikal eden diğer bankaların bunlardan olan alacaklarından Fon tarafından devralınanlar ile (7) numaralı fıkranın (b) bendinde belirtilen kişilere ait olup Fon tarafından devralınan alacakların takip ve tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır." kuralına; 15/7-b maddesinde, "Hisseleri kısmen veya tamamen Fona intikal eden bir bankanın yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarının veya yöneticilerinin, yönetim kurulu, kredi komiteleri, şubeler, diğer yetkili ve görevliler aracılığıyla veya sair suretlerle banka kaynaklarını ve varlıklarını doğrudan veya üçüncü kişilere rehnetmek, teminat göstermek, ekonomik gücü olmayan kişilere kredi vermek, karşılığında kredi temin etmek amacıyla kredi kullandırmak, yurt içi veya yurt dışı banka ve mali kuruluşlar nezdinde depo veya sair adlarla hesap açtırmak veya bu hesapları teminat göstermek ve sair şekillerde kullanmak suretiyle veya başkaca dolanlı işlemlerle edindikleri veya bu suretle üçüncü kişilere edindirdikleri para, mal, her türlü hak ve alacakların temininde kullanılan banka kaynakları ve varlıkları nedeniyle doğan alacak Fon alacağı sayılır. Bu alacaklar hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Fon, bu para, mal, her türlü hak ve alacaklara ihtiyati haciz koymaya, muhafaza altına almaya ve bunlardan değeri Fon tarafından belirlenemeyenleri 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 72. maddesine göre kurulan takdir komisyonlarının Fon tarafından belirlenecek kurum ve kuruluşlarca hazırlanacak raporları da dikkate alarak tespit edeceği değeri üzerinden, alacağına ve/veya bu bankaların Fon tarafından devralınan zararlarına mahsuben devralmaya yetkilidir. Bu alacaklara zararın ve/veya alacağın doğmasına sebebiyet veren haksız işlemin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51. maddesinde belirtilen oranda gecikme zammı uygulanır." kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan kurallar uyarınca, bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilgili Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılan bankalar ile, tasfiyeye tâbi tutulan veya tasfiye işlemi başlatılan bankaların kaynaklarının usulsüz bir şekilde kullandırılmasından doğan alacakların, ilgililerin sorumluluğu somut bir şekilde ortaya konulan hâller dışında, özellikle olayla ve olaya karışan kişilerle herhangi bir bağlantısı olmadığını ileri süren kişilerden tahsili yoluna gidilebilmesi için, bu kişilerin banka kaynağını edinmesi/edindirmesi konusunda sorumlulukları bulunduğunun somut olarak ortaya konulması gerekmektedir.
Banka kaynağını edinmesi/edindirmesi konusunda bir tespitin bulunması hâlinde, sorumlulukları tespit edilen kişiler hakkında amme alacağının tahsili hususunda Fon'un takip ve tahsil yetkisinin bulunduğu açıktır.
Dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan … tarih ve … sayılı Fon Kurulu kararının davacıya ilişkin kısmı ile bu karar uyarınca düzenlenen 101.698.729,69-TL tutarlı, … tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubunun iptali istemiyle açılan davada, davanın reddine yönelik Dairemizin 22/04/2014 tarih ve E:2010/70, K:2014/1549 sayılı kararı, İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 08/06/2017 tarih ve E:2014/3600 K:2017/2476 sayılı kararıyla bozulmuş, ancak bozma kararına yönelik karar düzeltme istemi kabul edilerek İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 20/05/2019 tarih ve E:2017/3549, K:2019/2461 sayılı kararıyla, davanın reddine yönelik Dairemizin 22/04/2014 tarih ve E:2010/70, K:2014/1549 sayılı kararı onanmıştır.
Dairemizin 22/04/2014 tarih ve E:2010/70, K:2014/1549 sayılı kararında, "...Fon'a devredilen bir bankanın hâkim ortaklarının, bankadan kaynaklı zararların ve bu nedenle ortaya çıkan Fon alacaklarının tahsili amacıyla yürütülen takibat çalışmalarından kurtulmak için hayatın olağan akışına uygun olmayan muvazaalı girişimlerde bulunarak banka kaynakları ile edinilmemiş olsa bile sahip oldukları mal, hak ve alacaklarını gizlediklerinin ya da bunu sağlamak amacıyla somut olaydaki gayrimenkullerin sürekli el değiştirmesi gibi birçok hukuksal işlem gerçekleştirildiğinin ortaya konulmuş olması hâlinde, Fon'un, takip ve tahsilat çalışmalarına konu varlıklar üzerinde ve bunlarla ilişkili şahıslar hakkında bankadan kaynaklı borca mahsup edilmek üzere 4389, 5411 ve 6183 sayılı Kanunlar kapsamında işlem tesis etmeye yetkili olduğu, olaydaki gayrimenkullerin, Fon'un Banka'dan kaynaklı alacaklarının Banka hâkim ortağı ve ilişkili kişi ve şirketlerden tahsilini engellemek amacıyla belli bir organizasyon içinde satış ve devirlerinin yapıldığı, bu kapsamda davacının, Banka hâkim ortağı ... hesabına gayrimenkul alış verişinde bulunduğu ve bu kişi menfaatine hareketle kendi adına ve ... hesabına mal varlığı edindiği anlaşıldığından, dava konusu Fon Kurulu kararının davacıya ilişkin kısmında ve bu karara istinaden düzenlenen ödemeye çağrı mektubunda hukuka aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve anılan karar kesinleşmişse de, UYAP entegrasyon ekranından yapılan sorgulamada, davacı hakkında, ... tarafından kurulan örgüt çerçevesinde gayrimenkullerin satışı karşılığında muvazaalı işlemleri nedeniyle örgüt üyeliği, hileli iflas ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından … Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada, "...sanık ...'ın İstanbul İli Avcılar İlçesi … … … mevkinde ... adına taşınmaz satın aldığı, akabinde bu taşınmazların bir kısmını sanıklar …, …, …, …, …, … ve …'a sattığı, adı geçen sanıkların bu şekilde dolandırıcılık suçuna iştirak ettikleri, sanık ...'ın … mevkiindeki bir kısım taşınmazların sahibi olduğu, taşınmazları ...'ten değil ... ailesinden satın aldığı, başka kişilere sattığı, olayımızda dolandırıcılığı tevlid eden bir eylemine rastlanmadığı, tapuda başkası adına kayıtlı taşınmazın iyi niyet kuralları çerçevesinde tapuda kayıtlı olan kişiye ait olacağının kabul edilmesinin gerektiği, bunun bir kural olduğu, aksinin ispatı gerektiği, olayımızda söz konusu taşınmazların tapudaki kayıtlarının aksine ...'e ait olduğunun sübuta ermediği, dolayısıyla adı geçen sanıkların atılı suçu işlediklerinin sübuta ermediği..." gerekçesiyle Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla beraat kararı verildiği ve anılan kararın … Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla istinaf başvurusu reddedilmek suretiyle kesinleştiği görülmektedir.
Dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan Fon Kurulu kararı ve ödemeye çağrı mektubuna karşı açılan davada yargılama esnasında davacı hakkındaki söz konusu ceza davası derdest olduğundan, 22/03/2017 tarihinde verilen beraat kararı Dairemizce değerlendirmeye alınamamış ise de, ödeme emrinin iptaline ilişkin bu davada, "böyle bir borcunun bulunmadığı" iddiası kapsamında davacı hakkında verilen beraat kararının dava konusu işlemin yargısal denetimine etkisi üzerinde durulmasında hukukî bir engel bulunmamaktadır.
Dava konusu ödeme emri, davacının, banka kaynağını edinmesi/edindirmesi konusunda ... ile ilişkisinin bulunduğu, ...’in muvazaalı bir şekilde gayrimenkul alım satımı yapmasına katılmak suretiyle dolandırıcılık fiiline iştirak ettiği kabul edilerek tesis edilmiştir. Ancak … Ağır Ceza Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı beraat kararında, ... ve davacının gerçekleştirdiği gayrimenkul alım ve satım işlemlerinin hukuken geçerli işlemler olduğu, muvazaa içermediği, davacının ... adına ve hesabına işlemler yaptığının somut olarak tespit edilemediği ve dolandırıcılık fiiline iştirak ettiğine yönelik somut bir tespit bulunmadığı belirtilmiştir.
Nitekim, ...'in de aralarında bulunduğu diğer 17 sanık hakkında da 6183 sayılı Kanun'a muhalefet, hileli iflas, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, örgüte üye olma suçlarından açılan davalar sonucunda tüm sanıklar yönünden … Ağır Ceza Mahkemesi'nce beraat kararı verilmiş ve anılan karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesi tarafından istinaf başvurusu reddedilmek suretiyle kesinleşmiştir.
Bu itibarla, İstanbul ili, Avcılar ilçesi, …, … ve … mevkilerinde ... ailesinden bazı gayrimenkulleri aldığı, imara açılması işlemlerinin davacı adına gösterilmek suretiyle gerçekte ... tarafından yapıldığı değerlendirilmek suretiyle düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk görülmediğinden, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 22/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi