Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2020/9747
Karar No: 2020/13288
Karar Tarihi: 22.12.2020

Danıştay 6. Daire 2020/9747 Esas 2020/13288 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/9747
Karar No : 2020/13288

DAVACILAR : … Mirasçıları;
1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … Bakanlığı - ANKARA
VEKİLİ : Av. …
2- … Bakanlığı - ANKARA
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : … günlü, … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının, bir ağacın anıt ağaç olarak ve anılan taşınmazlar üzerinde bulunan yapının kültür varlığı olarak tesciline ilişkin 1. maddesi ile III. derece arkeolojik ve III. derece doğal sit alanı olarak tescilli alanın doğusunda yer alan ve III. derece doğal sit alanı ile aynı karakteri paylaşan ve onun devamı niteliğinde olan yoğun narenciye bahçesi dokulu alanların "doğal dokusu korunacak narenciye bahçesi" olarak tanımlanmasının uygun olduğu, bu doğrultuda plan not ve lejandında gerekli düzeltmelerin yapılması yolundaki 4. maddesi ile korunması gerekli tabiat varlıklarından anıt ağaçların tanımı ve korunmasına ilişkin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 05.11.1999 günlü, 666 sayılı ilke kararının iptali istenilmektedir.

DAVACILARIN İDDİALARI : Muğla İli, Bodrum İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … pafta, … ve … parsel sayılı taşınmazların maliki olan davacılar tarafından, dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMASI: Tescil edilen anıt ağacın davacılara ait parselde yer almadığı, davaya konu yapının ise geleneksel Bodrum konut mimarisini yansıttığı, narenciye bahçelerinin de (Bodrum Mandalinası) korunması amacı ile alınan kurul kararı ile anıt ağaçların tesciline ilişkin ilke kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Davanın, dava konusu … tarih ve … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının 4. maddesi yönünden, Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …'İN DÜŞÜNCESİ :
2577 sayılı Yasa'nın 46. maddesinin 1. fıkrasında; Danıştay Dava Daireleri kararlarına karşı Danıştay'da temyiz yoluna başvurulabileceği, 2575 sayılı Yasa'nın 38. maddesinde; İdari Dava Daireleri Kurulunca idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği, 2577 sayılı Yasa'nın 49. maddesinin 4. fıkrasında da; idare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği öngörülürken, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu belirtilerek, Danıştay Dava Dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması halinde ısrar olanağı tanınmamıştır.
Dosyanın incelenmesinden, Muğla, Bodrum, … Köyü, … Mevkii, … pafta, … ve … parsel sayılı taşınmazların maliki olan davacı tarafından … günlü, … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının, anılan taşınmazlar üzerinde bulunan ağacın anıt ağaç olarak, yapının ise eski eser olarak tesciline ilişkin 1. maddesi ile III. Derece Arkeolojik ve III. Derece doğal sit alanı olarak tescilli alanın doğusunda yer alan ve III. derece doğal sit alanı ile aynı karakteri paylaşan ve onun devamı niteliğinde olan yoğun narenciye bahçesi dokulu alanların "doğal dokusu korunarak narenciye bahçesi olarak tanımlanmasının uygun olduğuna, bu doğrultuda plan notu ve lejantarında gerekli düzeltmelerin yapılması yolundaki 4. maddesi ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 5.11.1999 tarihli 666 sayılı korunması gerekli tabiat varlıklarından Anıt ağaçların tanımı ve korunmasına ilişkin ilke kararının, taşınmazda bulunan zeytin ağacının anıt ağaç niteliğinde bulunmadığından tescilinin uygun olmadığı, dayanağı ilke kararının da hukuka aykırı olması nedeniyle iptalinin gerektiği, yoğun narenciye bahçesi dokulu alanların doğal dokusu korunarak yoğun narenciye bahçesi olarak tanımlanmasında ve parsellerde bulunan yapının eski eser olarak tescil edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülerek iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin 27.02.2008 gün ve E:2006/708, K:2008/1266 sayılı kararıyla davanın kısmen ehliyet yönünden, kısmen esastan reddine hükmedildiği ve bu kararın temyiz aşamasında Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08.10.2012 gün ve E:2008/3474, K:2012/1443 sayılı kararıyla, davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kısmının onandığı, … günlü, … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının, anılan taşınmazlar üzerinde bulunan ağacın anıt ağaç olarak, yapının ise eski eser olarak tesciline ilişkin 1. maddesi ile III. Derece Arkeolojik ve III. Derece doğal sit alanı olarak tescilli alanın doğusunda yer alan ve III. derece doğal sit alanı ile aynı karakteri paylaşan ve onun devamı niteliğinde olan yoğun narenciye bahçesi dokulu alanların "doğal dokusu korunarak narenciye bahçesi olarak tanımlanmasının uygun olduğuna, bu doğrultuda plan notu ve lejantarında gerekli düzeltmelerin yapılması yolundaki 4. maddesi yönünden ise keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu anlaşıldığından işin esasına geçildi.
Anılan Yasa maddesi uyarınca, Danıştay'ın ilk derece mahkemesi olarak davaların temyizen incelenmesinde Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulunca verilen kararlara, ilgili dava daireleri tarafından uyulması zorunlu olduğundan, İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyularak, anılan maddeler yönünden taşınmazın yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alındıktan sonra karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Altıncı Dairesince, Dairemizin, davanın, anıt ağacın tesciline ilişkin Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Kararı ile dayanağı 05.11.1999 günlü, 666 sayılı Yüksek Kurul ilke kararı kısmının ehliyet yönünden reddine, diğer kısımlar açısından ise esastan reddine ilişkin 27/02/2008 tarih, E:2006/708, K:2008/1266 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/10/2012 tarih ve E:2008/3474 K:2012/1443 sayılı kararıyla; anıt ağacın tesciline ilişkin Koruma Kurulu Kararı ile dayanağı 05.11.1999 günlü, 666 sayılı ilke kararı kısmının onanması ve davanın diğer kısımları yönünden reddine ilişkin kısmının ise "dava konusu yapı ve narenciye bahçelerinin davalı idarece belirtilen niteliklere sahip olup olmadıklarının tespiti keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda anlaşılabileceğinden, bu yola başvurulmaksızın verilen kararda hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle" bozulması üzerine, Danıştay Ondördüncü Dairesince bozma kararına uyularak yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor doğrultusunda, … günlü, … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının 1. ve 4. maddelerinin iptali yönünde verilen 24.10.2016 tarihli, E:2014/4084, K:2016/5998 sayılı kararın, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 25.02.2019 tarihli, E:2017/446, K:2019/772 sayılı kararıyla, dava konusu kararın 1. maddesinin iptaline ilişkin kısmının onanması, 4. maddesinin iptaline ilişkin kısmının ise bozulması üzerine, bozulan kısım yönünden işin gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY :
Muğla İli, Bodrum İlçesi, … koruma amaçlı imar planlarının görüşüldüğü toplantıda alınan, … tarih ve … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının 4. maddesiyle, III. derece arkeolojik ve III. derece doğal sit alanı olarak tescilli alanın doğusunda yer alan ve III. derece doğal sit alanı ile aynı karakteri paylaşan ve onun devamı niteliğinde olan yoğun narenciye bahçesi dokulu alanların “doğal dokusu korunacak narenciye bahçeleri” olarak tanımlanmasının uygun olduğuna, bu doğrultuda plan not ve lejandında gerekli düzeltmelerin yapılmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 3. maddesinde; "Kültür varlıkları, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi ya da tarihi devirlerde sosyal yaşama konu olmuş bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taşıyan yer üstünde, yer altında veya su altındaki bütün taşınır ve taşınmaz varlıklardır.", "Tabiat varlıkları, jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan değerlerdir.", "Koruma amaçlı imar plânı, bu Kanun uyarınca belirlenen sit alanlarında, alanın etkileşim-geçiş sahasını da göz önünde bulundurarak, kültür ve tabiat varlıklarının sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda korunması amacıyla arkeolojik, tarihi, doğal, mimarî, demografik, kültürel, sosyo-ekonomik, mülkiyet ve yapılaşma verilerini içeren alan araştırmasına dayalı olarak; hali hazır haritalar üzerine, koruma alanı içinde yaşayan hane halkları ve faaliyet gösteren iş yerlerinin sosyal ve ekonomik yapılarını iyileştiren, istihdam ve katma değer yaratan stratejileri, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamalarını, sağlıklaştırma, yenileme alan ve projelerini, uygulama etap ve programlarını, açık alan sistemini, yaya dolaşımı ve taşıt ulaşımını, alt yapı tesislerinin tasarım esasları, yoğunluklar ve parsel tasarımlarını, yerel sahiplilik, uygulamanın finansmanı ilkeleri uyarınca katılımcı alan yönetimi modellerini de içerecek şekilde hazırlanan, hedefler, araçlar, stratejiler ile plânlama kararları, tutumları, plân notları ve açıklama raporu ile bir bütün olan nazım ve uygulama imar plânlarının gerektirdiği ölçekteki plânlardır." şeklinde tanımlanmıştır.
Aynı Kanun'un 6. maddesinde, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları;
a) Korunması gerekli tabiat varlıkları ile 19 uncu yüzyıl sonuna kadar yapılmış taşınmazlar,
b) Belirlenen tarihten sonra yapılmış olup önem ve özellikleri bakımından Kültür ve Turizm Bakanlığınca korunmalarında gerek görülen taşınmazlar,
c) Sit alanı içinde bulunan taşınmaz kültür varlıkları,
d) Milli tarihimizdeki önemleri sebebiyle zaman kavramı ve tescil söz konusu olmaksızın Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda büyük tarihi olaylara sahne olmuş binalar ve tespit edilecek alanlar ile Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kullanılmış evler, şeklinde belirtilmiş, aynı maddenin son fıkrasında da "Tarihi mağaralar, kaya sığınakları; özellik gösteren ağaç ve ağaç toplulukları ile benzerleri; taşınmaz tabiat varlığı örneklerindendir." hükmüne yer verilmiştir.
Yine aynı Kanun'un 57. maddesinde, "koruma amaçlı imar planları ile bunların her türlü değişikliklerini inceleyip karar almak" yetkisi koruma bölge kurullarına verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu … tarih ve … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının 4. maddesinde, mülkiyeti davacılara ait Muğla İli, Bodrum İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … pafta, … ve … parsel sayılı taşınmazların da içinde bulunduğu III. derece arkeolojik ve III. derece doğal sit alanı olarak tescilli alanın doğusunda yer alan ve III. derece doğal sit alanı ile aynı karakteri paylaşan ve onun devamı niteliğinde olan yoğun narenciye bahçesi dokulu alanların "doğal dokusu korunacak narenciye bahçeleri" olarak tanımlanmasının uygun olduğuna, bu doğrultuda plan not ve lejandında gerekli düzeltmelerin yapılmasına karar verildiği görülmektedir.
Dairemizce mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda, Bodrum Mandarininin bitkisel genetik kaynağı olarak koruma gerekliliğinden bahsedilerek, bu meyvenin Türk Patent Enstitüsü tarafından coğrafi işaret ile tescillenen 27 meyveden biri olduğunun ve ayrıca iklim ve arazi bakımından davaya konu taşınmazın bulunduğu alanın mandarin yetiştirmeye son derece elverişli bir bölge olduğunun belirtildiği, davaya konu taşınmaz üzerindeki narenciye bahçesinin bakımsız olduğuna, ancak, bakım koşullarının iyileştirilmesi durumunda mevcut ağaçların yarısından fazlasının yaşamını, kullanım ömürlerinin sonuna kadar, devam ettirebileceğine değinildiği, bu ağaçların ekonomik ömrünü tamamlaması halinde, ağaçların sökülmesi, bulundukları arazide 3-4 yıl tarla tarımı yapılarak toprak yorgunluğunun giderilmesi ve akabinde yeni meyve fidanları dikmek suretiyle bahçenin yeniden tesis edilmesinin mümkün olduğunun belirtildiği görülmektedir.
Bu durumda, bilirkişi raporunda yer alan, bitkisel genetik kaynağı olarak korunması gereken ve aynı zamanda coğrafi işaret ile tescilli 27 meyveden biri olan Bodrum Mandarininin yetiştirildiği davaya konu taşınmazın, iklim ve arazi bakımından mandarin yetiştirmeye son derece elverişli bir bölgede olduğu tespitiyle birlikte, bakım koşullarının iyileştirilmesi halinde mevcut ağaçlardan, ekonomik ömürlerinin sonuna kadar, verimde bir artış olmasa da, verim alınmasının ve bu ağaçların ekonomik ömürlerinin sona ermesinden sonra ise bahçenin yeniden tesis edilmesinin mümkün olması hususları birarada değerlendirildiğinde, davaya konu taşınmazın da içinde bulunduğu yoğun narenciye bahçeli dokulu alanların, koruma amaçlı imar planlarında, "doğal dokusu korunacak nerenciye bahçeleri" olarak tanımlanması ve bu doğrultuda plan not ve lejandında gerekli düzeltmelerin yapılması yolunda karar alınmasının, yörenin geleneksel bitki dokusunu oluşturan ve günümüzde oldukça azalan ve yöreye özgü bir tür olan narenciye bahçelerinin ve çevresinin doğal peyzajının ve doğal bitki dokusunun korunmasını amaçladığı, bu tür önlemlerin alınmasının Bodrum'a özgü bir ağaç türü olan mandarina ağaçlarının gelecek nesillere aktarılması bakımından önem taşıdığı, bu nedenle, koruma ilkelerine ve mevzuata uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu … tarih ve … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının 4. maddesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. … tarih ve … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının 4. maddesi yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacılara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 22/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi