
Esas No: 2018/2831
Karar No: 2020/4556
Karar Tarihi: 22.12.2020
Danıştay 12. Daire 2018/2831 Esas 2020/4556 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/2831
Karar No : 2020/4556
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Geçici köy korucusu olarak görev yapmakta iken Kuzey Irak Bölgesinde gerçekleştirilen operasyonlarda görevlendirilen ve 31/03/1995 tarihinde terör örgütü mensupları ile çıkan çatışmada sol ayağından yaralanan davacı tarafından, malulen emekliliğine karar verilerek 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında tarafına aylık bağlanması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile geçmişe dönük aylıklarının tarafına ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince; dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, geçici köy korucusu olarak görev yapan davacının Kuzey Irak bölgesinde sürdürülen operasyonlar sırasında terör örgütü mensupları ile çıkan silahlı çatışmada yaralanmış olması karşısında, yaralanma olayının, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun 45. maddesi kapsamında görevin neden ve etkisiyle meydana geldiğinden, davacı hakkında vazife malullüğü hükümlerinin uygulanması gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uygun bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, yoksun kalınan parasal hakların idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, İdare Mahkemesince verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının 5434 sayılı Kanun'un 44. maddesi uyarınca vazifesini yapıp yapamayacağı hususu tespit edilmeksizin, eksik incelemeye dayalı olarak verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Geçici köy korucusu olarak görev yapmakta iken 20/03/1995 tarihinde Kuzey Irak Bölgesinde gerçekleştirilen operasyonlarda görevlendirilen davacı, 31/03/1995 tarihinde terör örgütü mensupları ile çıkan çatışmada sol ayağından yaralanmıştır.
Van 100 Yataklı Asker Hastanesinin 14/06/1995 tarihli (tek hekim) sağlık raporunda; sol ayak 2. ve 3. parmak ampute izlendiği, hayati tehlikesinin bulunmadığı, 15 gün iş ve gücüne mani hali oluştuğu, çalışma gücü kayıp oranının ise %25 olduğu belirtilmiştir.
26/06/2003 tarihinde İçişleri Bakanlığı Nakdi Tazminat Komisyonunca; Kuzey Irak Bölgesinde başlatılan operasyonda görevlendirilen davacının, 31/05/1995 tarihinde çıkan çatışmada yaralandığı ve olayın 2330 sayılı Kanun kapsamına girdiğinden tarafına tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
14/06/1995 tarihli rapora dayanılarak davacı tarafından, malulen emeklilik talebiyle yapılan başvuru, davalı idarenin 01/07/2004 tarihli işlemi ile "söz konusu raporun, sağlık raporu niteli taşımadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Davacı tarafından, Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 27/08/2013 tarihli Sağlık Kurulu Özürlü Raporunda; sol ayak 2. ve 3. parmaklar dip eklemden total ampute olduğu, özür oranının %10 ve sürekli olduğu belirtilmiş olduğundan, anılan rapora dayanılarak 12/09/2013 tarihinde yapılan başvuru; davalı idarenin 04/02/2014 tarihli işlemiyle Vazife Malullüğü Tespit Kurulunun … tarih ve …sayılı "yaralanma olayından yaklaşık 18 yıl sonra düzenlenen sağlık raporundaki rahatsızlığından dolayı Sandık Sağlık Kurulunca malul olmadığına karar verilen davacı hakkında 2330 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına imkan bulunmadığı" yönündeki kararı sebebiyle 5434 sayılı Kanun gereğince vazife malullüğü hükümlerinin uygulanması ve aylık bağlanmasına imkan bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
442 sayılı Köy Kanunu'nun 74. maddesinin 3. fıkrasında; köy korucuları ve geçici köy korucularının görevde bulundukları süre içinde yaralanmaları, engelli hale gelmeleri veya ölümleri halinde "2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun" hükümleri uygulanacağı belirtilmiştir.
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun'un, uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 1. maddesinde; Kanun'un amacı " ...barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle görevli olanların; bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesi" olarak belirtilmiş; 2. maddesinin (a)-(g) bentlerinde; kanun kapsamına alınan kamu görevlileri sayılmış; aynı maddenin (h) bendinde, yukarıdaki bentlerde sayılanların yaptıkları görevler veya yardımlar sebebiyle saldırıya maruz kalan eş, füru, ana, baba ve kardeşlerinin; Kanun kapsamında olduğu belirtilmiş; "Aylık bağlanması" başlıklı 4. maddesinin (d) bendinde; "Herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olmayanların sakat kalmaları halinde, halinde, öğrenim durumlarına göre 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 36 ncı maddesi hükümlerine göre belirlenecek giriş derece ve kademeleri üzerinden (Öğrenimi bulunmayanların ilkokul mezunu gibi) kendilerine, ölümlerinde dul ve yetimlerine 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre T.C. Emekli Sandığınca görev malullüğü aylığı % 25 artırılarak bağlanır" kuralına yer verilerek, bu madde hükümlerine göre T.C. Emekli Sandığınca artırılarak bağlanacak aylıkların, hiçbir suretle aynı derece, kademe ve ek göstergedeki emsaline 5434 sayılı Kanun'un 2177 sayılı Kanunla değişik 64 üncü maddesi (e) fıkrasının son bendi gereğince bağlanması gereken miktarlardan fazla olamayacağı, hükme bağlanmıştır.
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun 44. maddesinde; her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar veya düçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamıyacak duruma giren iştirakçilere malul deneceği ve haklarında bu Kanun'un malullüğe ait hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği; 45. maddesinde de, 44. maddede yazılı malullüğün; iştirakçilerin vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden doğmuş olması; vazifeleri dışında kurumların verdiği her hangi bir kuruma ait başka işleri yaparken, bu işlerden doğmuş olması; kurumların menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken o işten doğmuş olması (maksadın ilgili kurumlarca kabul edilmesi şartıyla); fabrika, atölye ve benzeri işyerlerinde, işe başlamadan evvel iş sırasında veya işi bitirdikten sonra, o işyerinde husule gelen ve yine o işyerinin mahiyetinden veya çalışma konusundan ileri gelen kazadan doğmuş olması durumunda buna vazife malullüğü ve bunlara uğrayanlara da vazife malulü deneceğinin, hükme bağlandığı görülmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden doğan nedenlerle vücutlarında oluşan arızalar veya yakalandıkları hastalıklar nedeniyle vazifelerini yapamayacak duruma girenlerin vazife malulü kabul edilecekleri, Köy Kanunu'na göre görev yapan, bu görevleri nedeniyle herhangi bir sosyal güvenlik kurumu ile ilgilendirilmeyen köy korucularının, görevde bulundukları süre içerisinde yaralanmaları, sakatlanmaları, ölümleri halinde haklarında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı, geçici köy korucularının anılan Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için meydana gelen ölüm veya yaralanma olayının görevin sebep ve etkisinden kaynaklanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Geçici köy korucusu olarak görev yapan davacının yaralanma olayının, görevin sebep ve etkisi ile meydana geldiği ve 2330 sayılı Kanun kapsamında olduğu hususu tartışmasız olmakla birlikte, kendisine maluliyet aylığı bağlanabilmesi için, görevinden kaynaklanan maluliyeti nedeniyle vazifesini yapamayacak duruma gelmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; Mahkeme kararına esas alınan ve davacı hakkındaki tek sağlık kurulu raporu olan Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 27/08/2013 tarihli Sağlık Kurulu Raporunda, davacının özür durumunun %10 ve sürekli olduğu belirtilmiş ise de, raporda belirtilen iş gücü kaybının davacının geçici köy korucusu olarak görev yapmasına engel oluşturup oluşturmadığına ilişkin herhangi bir değerlendirmenin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; davacının 5434 sayılı Kanun'un 44. maddesi uyarınca vazifesini yapıp yapamayacağı hususu tespit edilmeksizin, eksik incelemeye dayalı olarak verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin iptali ile yoksun kalınan parasal hakların idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanarak davacıya ödenmesine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4.2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 22/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
