8. Hukuk Dairesi 2011/5094 E. , 2012/1833 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine, ..., Salkımbağı Köyü Tüzel Kişiliği ve Ortanca Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Kahta Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.04.2011 gün ve 285/317 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ..., mevki ve sınırlarını dava dilekçesinde gösterdiği 1 parça tapusuz taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı, zilyetlik hukuki nedenine dayanarak adına tapu siciline tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacı lehine kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle 10.05.2010 tarihli krokide A harfiyle gösterilen 12903,24 m2 ile B harfiyle gösterilen 36177,08 m2 yüzölçümündeki taşınmazların davacı adına tapu siciline tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu taşınmaz, Çıralık Köyünde 1979 yılında yapılan tapulama çalışmasında 766 sayılı Tapulama Kanununun 2 ve 743 sayılı TKM.nin 641. maddeleri uyarınca tespit dışı bırakılmasına karar verilmiştir. 766 sayılı Tapulama Kanununda, şahısların ihya (imar) yoluyla taşınmaz mal edinmelerine imkan sağlanmamıştır. Bu durum, 21.06.1987 tarihinde kabul edilen ve 09.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17.maddesiyle getirilmiştir.
Öte yandan, bir arazinin kullanım süresi ve niteliğiyle üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastrodan sonraki geçmiş yıllara ait en az iki ayrı tarihe ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit dışı bırakma tarihi olan 1979 tarihinden sonra olmak üzere dava tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait (1979-1989 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Ayrıca stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu görüleceği taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılması mümkündür.Mahkemece uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi veya fotoğrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla dava tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip, stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak, taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin ne zaman kullanmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözleri bilimsel esaslara göre hazırlanan söz konusu raporla denetlenmeli, taşınmaz üzerinde imar ve ihya işlemlerinin başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlendikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirme yapılarak karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bundan ayrı, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu hükümlerine göre tescile konu taşınmazın kuru-sulu niteliği belirlenmemiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/2. maddesinde; 03.07.2005 tarihinde yapılan değişiklikle, sulu ve kuru arazi ayrımında 5403 sayılı Kanun hükümlerinin gözönünde bulundurulacağı da dikkate alınarak, anılan Yasa hükmü uyarınca niteliği belirlenerek hüküm kurulurken gözönünde bulundurulmalıdır.
Dosya içeriğine, paftaya ve teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen krokiye göre çekişme konusu taşınmaz Çıralık Köyünün idari sınırları içinde bulunmaktadır. Dava söz konusu köyle birlikte karar başlığında gösterilen diğer köy tüzel kişiliklerine de yöneltilmiştir. Salkımbağı ve Ortanca Köyü Tüzel Kişiliklerinin pasif husumet ehliyetleri bulunmamaktadır. Bu köyler yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul hükümlerine uygun değildir.
Ayrıca, TMK.nun 713/1. maddesine dayalı olarak açılan tescil davalarında Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri yasal hasımdır. Bu durumda dava başarıya ulaşsın ya da ulaşmasın yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılacağı tartışmasızdır. Öyle ise, ilam harcının davacı uhdesinde bırakılması gerekirken, talep halinde davacıya iadesine kararı da doğru değildir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları tüm bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 15.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.